HABER

TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu toplandı

TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu başkanlığında toplandı. Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz, iklim değişikliği hızının insanlığın uyum kapasitesinden daha hızlı şekilde ilerlediğini belirtti. Kiraz, iklim değişikliğinin neden olduğu, sıcak stresi, yetersiz beslenme, sıtma ve ishal sonucu 2030-2050 yılları arasında 250 bin ölüm olayının beklendiğini ifade etti.

TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu toplandı

Kiraz, iklim değişikliğinin sağlık etkileri başlığında komisyonda yaptığı sunumda, sağlık bakış açısının merkeze konulması gerektiğini, iklim değişikliğinin olumsuz sağlık etkilerine karşı bütün ülkelerin risk altında olduğunu söyledi.

250 BİN ÖLÜM OLAYI BEKLENİYOR

Hava olayları ile ilişkili afetlerde her yıl 60 bin kişinin ölümünün gerçekleştiğini, iklim değişikliğinin neden olduğu, sıcak stresi, yetersiz beslenme, sıtma ve ishal sonucu 2030-2050 yılları arasında 250 bin ölüm olayının beklendiğini ifade eden Kiraz, "250 bin artan ölüm olaylarında, 95 bin çocukluk çağı beslenme bozukluğu nedeniyle ölüm bekleniyor. 60 bin sıtma, 48 bin ishal, 38 bin de sıcaktan etkilenen yaşlılarda ölüm bekleniyor. İleride yapacağımız bütün çalışmalarda, hedef kitlemizde kimlerle uğraşmamız gerektiği de ortaya çıkıyor." dedi.

Kiraz, Türkiye'deki süreçte özellikle su kıtlığı ve hava kalitesinin bozulmasının ön plana çıktığını, ortaya çıkan bu kısır döngünün su kaynaklarının yataklarındaki kirlenmeler, tarım alanlarındaki tuzlanma, yer altı sularındaki nemin azalması ile insan topluluklarının gıda ve su kaynaklarına erişim hareketliliği, bu hareketliliğin getirdiği yer değişimlerinin aşırı kalabalıklarla sonuçlanması, fakirleşme, altyapı sorunları, bulaşıcı hastalıkların oluşturacağını aktardı.

EN KIRILGAN NOKTALAR

İklim değişikliğinin kent merkezlerini en kırılgan noktalar olarak ön plana çıkaracağının altını çizen Kiraz, şunları kaydetti:

"Bir sıralama yapacak olursak, en kırılgan noktalar, kent merkezleri, en kırılgan sektör sağlık sektörü, en kırılgan gruplar da iklim değişikliğinin toplumda gösterdiği etkiyle değişmekle birlikte belirttiğim grupları öncelemek gerekiyor. En kırılgan ülke, hazırlıksız, politikaları olmayan ülke; en kırılgan ekonomi de en kötü senaryoya hazırlıklı olmayan ekonomi diyebiliriz. Eğer bir toplumda eğitim ve ekonomi düzeyi yeterli düzeyde değilse iklim değişikliğinin getirdiği sağlık sorunlarıyla baş etmekte güçlük yaşanabilir. Bizim bir izleme sistemi kurmaya, kanıt toplamaya, hastalıkların uluslararası kodlanmasına, uygun hava ve iklime, uygun bir veri toplama ağına, verileri paylaşan kurumlara, analiz ve raporlamaya ihtiyacımız var. Belirlenen tehlikelerin dışında özellikle ultraviyole radyasyondaki artışı da unutmamamız gerekiyor. Bu tehlikeler karşısında etkilenebilirlik dediğimiz olayı ele almalıyız. Burada da hassas gruplar ve uyum sağlama kapasitesi ön plana çıkıyor."

ENFEKSİYONLARDA ARTIŞ

Kiraz, gıda ve su kıtlığı sonucu artan insan hareketliliğinden başlayarak enfeksiyonlarda artış görüleceğini ve durumun insanları tüberküloz gibi eski hastalıklarla baş başa bırakabileceğini söyledi.

Böcekler, salyangozlar ve diğer soğukkanlı hayvanlar aracılığıyla yayılan hastalıkların kapıda olduğunu vurgulayan Kiraz, deniz suyu seviyesindeki artışlar, deniz suyunun yapısındaki değişimler ve bitki örtüsünün yapısındaki değişimlerin bu hastalıkları tetikleyeceğini ifade etti.

İklim değişikliğinin sağlık etkileri bakımından incelendiğinde Türkiye'nin çok güçlü bir alt yapıya sahip olduğunu aktaran Kiraz, şöyle devam etti:

"Türkiye, uyum stratejisi eylem planlarını yaparken mutlaka bir sağlık alanı da açıyor. Ama iklim değişikliğinin hızı insanlığın uyum kapasitesinden daha hızlı bir şekilde ilerliyor. Bu nedenle bizim hedef ve stratejilerimizde yenilenmeye gitmemiz ya da çok hızlı eylemler gerçekleştirmemiz gerekecek. Özellikle sağlık için en önemli boyut, uyum boyutudur. Uyum boyutunda çık hızlı şeyler yapmamız gerekiyor. 2015 yılında elde ettiğimiz ulusal strateji programımız, eylem planımız çok değerlidir. Buradaki eylemler 2019 yılı itibarıyla bitmiştir ve güncellenmesi gerekmektedir." (AA)

En Çok Aranan Haberler