TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yeni dönemde koalisyon beklentisi konusunda, "Türkiye, bir kısım reformları yapacaksa ya uzlaşarak ya siyasi istikrar yoluyla yapacak. Buna da vatandaş karar verecek şimdi" değerlendirmesinde bulundu.
Cemil Çiçek ve eşi Gülten Çiçek, TBMM'nin 95. açılış yıl dönümü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla resepsiyon verdi. Meclis'in özel gündemli oturumunu izleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da gerçekleştirilen "Barış Zirvesi" nedeniyle resepsiyona katılmadı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul'daki programı dolayısıyla resepsiyona geç saatlerde geldi. Resepsiyona, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve bazı bakanlar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kuvvet komutanları, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, milletvekilleri, bürokratlar ile bazı meslek ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun rahatsızlığı nedeniyle katılmadığı resepsiyonda grup başkanvekilleri Akif Hamzaçebi ve Levent Gök ile bazı milletvekilleri bulundu. Resepsiyona, HDP'den katılan olmadı.
Resepsiyonda konuklarıyla ayaküstü sohbet eden Çiçek, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Çiçek, Meclis'in 24. Dönemi'ni değerlendirirken, "Çok sıkıntılı bir dönem oldu. Evvela yemin işiyle başladı sıkıntımız, sonra Meclis'i açtık. Anamuhalefet partisi Meclis'te yok. O tabii ciddi bir sıkıntı, kırılma konusu, dış dünyadaki algı bakımından... Sonra tutuklu milletvekilleri, zaman zaman yaşadığımız üzücü olaylar. İnşallah önümüzdeki dönem bunlar yaşanmasın da iyi şeyleri gelecek döneme taşıyalım" dedi.
Yeni Anayasa'nın yapılması konusunda yeni dönemde umudu olup olmadığı sorusuna Çiçek, "Nelerin nereye kadar mümkün olacağının görüldüğünü" ifade ederek, şunları söyledi:
"Yani dört parti, öyle anlaşılıyor ki yine aynı şekilde oluşacaksa, dört partinin uzlaşabileceği madde sayısı 60 olduğu, belki biraz daha zorlansa üç-beş madde daha olur ama en temel konular ki onlar sonraya bırakıldı. Orada dördü de evet diyecekse o olmayacak gözüküyor, o zaman başka bir yöntem bulmak gerekecek. Bu çıktı orta yere. İki, iyi bir birikim oldu. Şu an hiçbir dönemde olmadığı kadar Meclis'in arşivinde Türkiye'de kim ne düşünüyor, herkesin düşünceleri artık burada var. Üçüncüsü de biz bu işlere başladığımızda hiçbir partimizin birinci maddeden yürürlük maddesine kadar Anayasa metni yoktu, şimdi var. Elbette onun üzerinden değerlendirmeyi partilerimiz yapabilir ama bir önemli çalışma da böylece yapılmış oldu.
Meslek odalarının çok önemli katkısı oldu bütün Türkiye'de. Bunlar önemli bir birikim, önemli kazanım. Yeni bir anayasa yapılırken sıfırdan değil, herhalde bunları değerlendirerek başlarlarsa... Ümit olmazsa hiçbir işe girişilmez ama bu Anayasa ile Türkiye yoluna devam edemez. Ben bunu çok söyledim. Söyledim ama magazin konuları ya da günlük siyasi çatışmalarla ilgisi gözükmediği için o zaman, sizler de üzerinde durmadınız. Bu sistem, çatışmayı körükleyen bir sistem. 20 defa değişmiş, iç dengesi bozulmuş. Bu dengesizlikle yoluna devam etmesi mümkün değil. Bir kararı Türkiye verecek, vermek mecburiyetinde ama hangi usulle bunu yapacak? Geçen sefer dediler ki 'dört parti uzlaşarak yapalım.' İşte uzlaşabildiğimiz yer belli. Yani ondan sonraki kısmında uzlaşma imkanları gözükmüyor. Bir partimiz 'başkanlık sistemi' diyor, iki partimiz hatta HDP'yi de şimdiki açıklamalarıyla bakarsak 'parlamenter sistem' diyor. O zaman nasıl olacak? Ya başkanlık sistemi diyen talebinden vazgeçip parlamenter sistem ya da parlamenter sistem diyen partilerimiz ötekine 'evet' diyecek. Bir orta yolu gözükmüyor. Onun için başka yöntem bulmaları gerekiyor. Bu da belki nitelikli çoğunluk mu olur, aklıma gelenlerden biri."
-"Koalisyonları çalıştıramadık"
Çiçek, "Tecrübeli bir siyasetçi olarak koalisyona nasıl bakıyorsunuz. Cumhurbaşkanının dediği gibi felaket midir?" sorusuna, "Hayır, benim sözlerimi günlük tartışmalarla bağdaştırırsanız o zaman Meclis Başkanı sıfatım hala devam ettiğine göre, 'Meclis Başkanı şundan yana, buna karşı' gibi yarın yanlış sonuçlar çıkar" dedi.
Türkiye'nin 1950'de çok partili hayata geçtiğini ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:
"Demek ki 65 sene... 5 yılı darbelere, kesintilere çıkın 60 sene, neredeyse bunun yarısı siyasi istikrarın olduğu, yarısı koalisyonların olduğu dönem... Biz koalisyonları çalıştıramadık, birlikte uzlaşı kültürü olmadı. Mesela birlikte bir içtüzük yapamadık. Çok çağırdık, çok davet ettik, yurt dışına gittiler, geldiler bir içtüzük yapamadık. Siyasi Partiler Yasası olmadı. Tutuklu milletvekilleri meselesi... Arkadaşlar çıktı, dert unutuldu. Halbuki o sıkıntıyı çıkaran maddeler orada duruyor daha. Üstelik o maddelerde de anlaşamadılar. Herkes grup toplantılarında söylem konusu yaptı ama arkasını bir türlü getirmedi. İnternete koyduğumuz anayasa değişikliklerine bakın; 83. madde ile ilgili ne dedi dört parti? 84 ve 76; onlar aynen duruyor. Koalisyonları biz yürütemedik. Vaka olarak söylüyorum."
Türkiye'nin de istikrara ihtiyacı olduğuna hiç tereddüt olmadığını kaydeden Çiçek, " Bugünkü hükümet 62. Hükümet. Cumhuriyet kurulalı 92 sene. 92 bölü 62, demek ki bir senede neredeyse hükümet kurulmuş. Dört ay pazarlığı sürüp, üç ayda yıkılan hükümetler var. Azınlık Hükümetinde ben görev yaptım; 24 Aralık 1995'te seçim yapıldı, martın ortasına kadar hükümet kurulamadı, 11 Mart'ta hükümet kuruldu, 30 Haziran'da hükümet gitti. Bu tablo ortada. Bu bize bir şeyler söyler. Meclis Başkanı'nın 'şuna taraftarım, buna taraftarım' demesine gerek yok. Bunun kendisinin ortaya koyduğu bir tablo var. Dolayısıyla Türkiye, bir kısım reformları yapacaksa ya uzlaşarak yapacak ya siyasi istikrar yoluyla yapacak. Bir parti tek başına iktidar olacak, öyle yapacak. İkisinden biriyle... Buna da vatandaş karar verecek şimdi" dedi.
Çiçek, "Bundan sonra sizi nerede göreceğiz" demesine "Ben Ankara'da oturuyorum" karşılığını verdi.
- "Acı ortak..."
Çiçek, "Genel tepki verdiniz ama Rusya'dan 'soykırım' kelimesi çıktı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Benim söylemim o lafı telaffuz eden herkesle ilgilidir. İster o ülke, ister bu ülke. Açıkça da bir şey söyledim, bizim Ermeni vatandaşlarımız, Osmanlı'nın vatandaşları, tebası, en çok barış içinde yaşadığımız insanlar bunlardı. Bizim kültürümüzde, dinlediğimiz musikide Ermeni vatandaşlarımızın kültürümüze, toplum hayatına çok büyük katkıları oldu ama bir süre sonra Osmanlı'nın zayıf düştüğü bir dönemde, 1. Cihan Harbi, 1915. Bizim tarihimizin en uzun yılı, 1. Cihan Harbi'nin en kanlı yılı. Böyle bir dönemde terör örgütlerine destek veren bir kısım ülkeler, bu defa da Ermeni vatandaşlarımızı kışkırttılar. Bu kışkırtmanın soncunda da bir kısım acılar yaşandı. Dolayısıyla acı ortak, ister o etnik kökenden, ister bu inanıştan fark etmez. Onun için biz diyoruz ki 2005'te Meclis'te, 'gelin bu işin önünü, arkasını ortaya çıkaralım' ama bu işe yanaşmazlar çünkü kendileri çıkar bu kışkırtmaların arkasında."
HDP'nin Meclis'te bildirgeye destek vermemesini nasıl gördüğü sorusuna Çiçek, "Ben onu yapmayayım, onu kamuoyu değerlendirir" karşılığını verdi.
- Çözüm Süreci
Çiçek, yeni dönemde çözüm sürecine ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
"Yeni bir sayfa açılır, inşallah güzel şeyler yazılır. 24. dönemin iyi yanları oldu, sıkıntılı ve üzücü yanları oldu. Temenni ederiz bu sıkıntılar önümüzdeki dönem ortadan kalksın. Bu ülkenin işini biz çözeceğiz, başkası çözemez, çözmek istemez. Onun için Türkiye'nin önünde ne sorun varsa onu da siyaset çözecek. Siz isimlere takılıp kalmayın, Türkiye'de bir alışkanlık, o kaba başlık üzerinden tartışma yapıyoruz; altına, içine bakmak lazım. İçi nasıl doldurulacak, hangi usul, hangi yöntem olacak, onları tartışsak süreci daha sağlıklı götürme imkanımız var. Bir konunun kaba başlığına, büyük başlığına bakıyoruz, bir de kimin konuştuğuna bakıyoruz. Eğer konuşan kişi sempati duyduğumuz birisiyse tavrımız ona göre, yok biraz uzak duruyorsak ona göre konuları tartışıyoruz ve bir yere varamıyoruz. İnşallah bu tecrübe olur, 25. dönemde daha iyi mesafeler alınır, daha güzel çözümler, gayretler birlikte olur."
Bir gazetecinin "25. dönemde koalisyon beklentisi var. Sizce koalisyon kaos mudur?" sorusuna Çiçek, "Ben şimdiden milletin adına niye karar vereyim? 7 Haziran'da millet bir karar verecek. Millet bizim kördüğüm ettiğimiz ne kadar sorun varsa, hepsini geçmişte çözdü. Millet siyasetçilerden daha önde. Onda hiç tereddüt yok. Göreceksiniz bunu da çözer, hiç merak etmeyin, beklentiye girmeyin. Milletin yerine 'şudur, budur' diye tartışmaya gerek yok" karşılığını verdi.