ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreteri Enver Arpalı'nın intiharına çok üzüldüğünü belirterek, "Geciken adalet adalet değildir" derken, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, "İntihar değil cinayet" yorumunu yaptı.
TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı söz alan CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, konuşmasında, Van YYÜ Genel Sekreteri Enver Arpalı'nın intiharını değerlendirdi. Arpalı'nın 4 ay 3 gün boyunca tutuklu bulunduğunu hatırlatan Anadol, Arpalı'nın bir türlü yargıya ulaşamadığını, adil yargılanma hakkında faydalanamadığını ifade ederek, "Bu intihar değil cinayet" dedi. Arpalı'yı bazı önemli sebeplerin intihara sürüklediğinin altını çizen Anadol, Adalet Bakanı Çiçek'in yaptığı açıklamaların da son derece üzücü olduğunu ifade etti. Bakan'ın sözlerini toplum vicdanının benimsemesi içine sindirmesinin mümkün olmadığını kaydeden Anadol, "Bu davanın sahibi toplumdur, toplumun vicdanıdır. Bu intihar değil, cinayetin faillerini toplum cezalandıracaktır" diye konuştu.
Anadol, konuşmasında dokunulmazlık dosyası bulunan milletvekillerinin de olaydan ibret almasını istedi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise konuşmasına, Arpalı'ya Allah'tan rahmet, ailesine baş sağlığı dileyerek başladı. "Enver Arpalı, 22 yıldan beri tanıdığım, mesai arkadaşım olan, işini iyi yapan, son derece onurlu bir insandı" diyen Çelik, "Arpalı ailesi Van'da köklü ailelerden birisidir. Bugüne kadar hep olumlu hizmetleriyle bilinen tanınan bir ailedir. Sayın Enver Arpalı'nın böyle nahoş olan bir durumdan dolayı tutuklanmış olması beni de ailesini de çok üzmüştür. Böylesine trajik bir ölümle aramızdan ayrılması bizi fevkalade üzmüştür. Öncelikle Sayın Anadol'a geciken adalet adalet değildir, kavramına veya bunun sonuç verecek açıklamalarına katıldığımı ifade ediyorum. Adalet seri olmazsa, daha sonra adalet yerini bulsa bile o insanların mağduriyetleri haysiyetleri şerefleri hiçbir şekilde geri getirilemez. İade-i itibar müessesi her zaman vardır, ama mağdur olan insanların mağduriyetlerinin önlenmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
Van YYÜ'de meydana gelen olaylarla hükümetlerinin ve kendisinin ilişkilendirilmeye çalışıldığını söyleyen Çelik, bu olayın hükümetle uzaktan yakından ilişkisi olmadığını bildirdi. Bazı çevrelerin konuyu hükümetle ve kendisiyle ilişkilendirmeye ilgilendirmeye çalışan insanların dedikodularıyla hareket ettiğini, bunların içinde muhalefet partileri ve anamuhalefet partisi CHP'nin de yer aldığını kaydederek, konunun ne kendisiyle ne de hükümetli bir ilişkisi bulunmadığını, birçok yanlış ve dedikodu niteliğindeki bilginin doğruymuş gibi kamuoyuna aktarılmaya ve kamuoyunun yönderilmeye çalışıldığını söyledi.
Arpalı'nın intihar ettiğini öğrendiği andaki üzüntüsünü kelimelerle anlatamayacağını kaydeden Bakan Çelik, "Bu olayı duyar duymaz ne kadar üzüldüğümü ne kadar keder duyduğumu tarif edemem. Ancak Sayın Adalet Bakanı'nın yetkileri neye müdahale edip edemeyeceğinin ortadadır. Adalet Bakanımızın soruşturmaya müdahale etmesi, hızlandırması, yargı heyetine müdahale etmesi söz konusu değil. Yargıda bir gecikme varsa bu hepimizi rahatsız eder. Her vatandaş gibi adalet seri işlemelidir. Yargının verdiği karara siz de müdahale edemiyorsunuz Adalet Bakanı da. Bunalım geçiren, onuruna yediremeyen hiç kimsenin kendi hayatına kastetmesi gibi bir şeyi arzu etmeyiz, tasvip etmeyiz. Bir insanın kendisini asabileceği kadar bir ip varsa bu yanlıştır. Adalet Bakanı da doğrudur demiyor. Burada dokunulmazlık dosyası olan insanlara her halde intihar etmeyi falan söylemiyorsunuz. Kesinlikle her alanda olduğu gibi adaletimizin de seri işlemesi lazım. Geciken adalet adalet değlidir, bütün kurumlarda olduğu gibi adalet sisteminde de eksikler vardır" açıklamasında bulundu.
Van YYÜ'de yaşanan olaylarla ne kendisinin ne de kardeşinin bir ilgisi olmadığı görüşünü yineleyen Çelik, bu olayla ilgili herhangi bir kimseye ya da yargıya en ufak bir baskıda bulunmadıklarını kaydederek, "En ufak baskı olduğuna dair bir duyumda, ben bütün arkadaşlarımla birlikte bu parlamentodan özür dilemeye hazırım" dedi.