CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Meclis'in gasbedilen yetkilerine ses çıkarmayanları, duymazlıktan gelenleri, Meclisin hakkını aramayanları tarihin asla affetmeyeceğini söyledi.
TBMM'nin açılışının 98. yıl dönümü dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurulda konuşan Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz 2016'da darbecilerin başarısız kalması nedeniyle kahraman sıfatını hak eden 26. Dönem milletvekillerinin bir kısmının, 20 Temmuz OHAL darbesiyle milletin egemenlik haklarını ve bu hakların kullanıldığı TBMM'nin temel yetkilerini devrettiğini" savundu.
Kılıçdaroğlu'nun, "Hep birlikte çocuklarımıza 15 Temmuz 2016'da FETÖ darbe girişimini başarısız kılma mirasının yanına, sizin çocuklarınıza bırakacağınız tek adam rejimi kurma kararı mirası vardır ki üzülerek söylüyorum ki bu kötü mirastır. Biz bu mirasın parçası olmadık ve parçası olmadığımız için de son derece mutluyuz." sözleri üzerine AK Partili milletvekilleri tepki gösterdi.
Bunun üzerine "20 Temmuz darbesini" şiddetle reddettiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, eliyle kürsüye vurdu.
Birleşimi yöneten TBMM Başkanı İsmail Kahraman da araya girerek, özel gündemle toplandıklarını, tarihi bir günde olduklarını hatırlatarak, birbirlerini iğnelememeleri uyarısında bulundu.
-"Demokrasinin olduğunu göstermez"
Egemenliğin kullanılmasında hiçbir suretle, hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılmaması için kuvvetler ayrılığı ilkesinin getirildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bütün demokrasilerin ana omurgasını kuvvetler ayrılığı ilkesinin oluşturduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, yasama, yürütme, bağımsız yargının, demokrasilerin olmazsa olmazları olduğunu ifade etti. Kuvvetler ayrılığının, aynı zamanda gücün demokratik kurallar içinde denetlenmesi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, seçimlerin 4 veya 5 yıl içinde yapılmasının, o ülkede demokrasinin bulunduğunu göstermediğini belirtti.
-"Bırakın millete hesap vermeyi..."
Demokrasinin gücünün, varlığının, güçlü bir kuvvetler ayrılığı ilkesine bağlı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güçler ayrılığının olmadığı bir ülkede seçimlerin sadece bir anlamı vardır; sandıktan çıkarım, istediğimi yaparım. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bu anlayışın egemen olduğu bir ülkede milli irade, bir kişinin iki dudağı arasına teslim edilmiş demektir. Bu anlayışın egemen olduğu bir ülkede seçilenler halka hesap vermezler. Demokrasilerin özünde seçilmişlerin halka hesap vermesi temel kuraldır.
Bugün hükümet edenler, bırakın millete hesap vermeyi, yasama organının asli unsuru olan milletvekillerinin soru önergelerine dahil cevap vermiyorlar. Bu yürütme organının, yasama organını tanımaması demektir. Böyle bir tablo, bu Meclisin saygınlığına gölge düşürür. Ben bundan rahatsızım. Bırakın 15 günü, 15 ay içinde cevap verilmiyor. Siz milletin, milletvekilinin, Gazi Meclis'in hakkını sormayacak mısınız?"
-"Yetkileri elinden alınmış bir Meclis"
Kılıçdaroğlu, yasama, yargı ve yürütme gücünün, egemenliğin bir kişiye teslim edilmesi halinde hukukun üstünlüğünün yok olduğunu, üstünlerin hukukunun geçerli olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, egemenliğin, bir kişiye, zümreye ve sınıfa bırakılmış olacağını vurgulayarak, bugün bu tabloyu yaşadıklarını, bütün dünyanın da bu tablonun tanığı olduğunu öne sürdü.
Bu bayram gününde bu gerçekleri, bu çatının altında dile getirmenin, görevi ve sorumluluğu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Çünkü bu Meclis, milli kurtuluş savaşını yöneten Meclis'tir ama üzülerek ifade edeyim ki bugün yetkileri büyük ölçüde elinden alınmış bir Meclis'tir." dedi.
Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda 7 yıl önce 23 Nisanda yaptığı konuşmada, "Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşme tarihi, bu Meclis'in yetkilerini savunma ve genişletme tarihidir. Bugün dahil bu yüce Meclis'in yetkilerine göz dikenler bu hususu hiçbir zaman akıllarından çıkarmasınlar." dediğini anımsattı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bugün Meclis'in gasbedilen yetkilerine ses çıkarmayanları, duymazlıktan gelenleri, Meclis'in hakkını aramayanları tarih asla affetmeyecektir." dedi.
AK Parti'li bir milletvekillinin laf atmasına Kılıçdaroğlu, "Mahallede, evde değiliz, sohbet etmiyoruz. Dedikodu yapacaksanız dışarısı müsait." karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sevgili çocuklar, 23 Nisan aynı zamanda dünya çocuklarına armağan edilmiş ilk ve tek bayramdır. Özgürlüğe, eşitliğe ve bilime bağlı toplumlar Mustafa Kemal'in işaret ettiği gibi fikri, vicdanı, namusu, irfanı hür nesiller yetiştirebilirler. Biz çocuklarımızı bilime dayalı, sevgiyle dolu, yüzünü geleceğe dönmüş bir eğitim sistemiyle yetiştirmek istiyoruz. Çocuklarımızı küreselleşen dünya ile uyumlu, haberleşme ve iletişim olanaklarını etkin şekilde kullanan, yaşadıkları dünyayı sorgulayan bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz. Bizim çocuklarımıza karşı borcumuz var; daha güçlü, daha özgür, daha zengin bir Türkiye'yi onlara bırakmalıyız. Çünkü özgür ve eşit bir gelecek, özgürce yetişen nesillerle mümkün olur. Biz bunu başarma azim ve kararlılığındayız."
(Bitti)