Terzi'nin 'müstehcenlik' ve 'hayasızca hareketlerde bulunma' suçunu işlediği öne sürülen dilekçede, Çakıroğlu'na ceza verilirken haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği iddia edildi. Cezada indirim yapılmamasını da hatalı buldukları belirtilen dilekçede, herkesin genel ahlaka uymasının mecbur olduğu anlatıldı. Çakıroğlu hakkında verilen kararın kaldırılması talep edilen dilekçede, davaya müdahil olan barolar, dernekler, birlikler, federasyonlar ve Aylin Nazlıaka'nın katılan sıfatlarının kaldırılması da istendi.
'YÜZ TEKME YEDİ'
Bayram günü Ayşegül Terzi'nin 2 koltuğu kaplayacak şekilde yayılarak oturduğu ifade edilen dilekçede, Çakıroğlu'nun akıl hastası olduğu, bir tekmeye karşılık da otobüste bulunanlardan yüz tekme yediği iddia edildi. Dilekçede, yerel mahkemenin kararının "Eğri bakanı öldür, mal çalanın canını al" şeklindeki kuralsızlık anlayışını yansıttığı, modern hukuk sisteminden uzaklaştığı ileri sürüldü. Adli Tıp tarafından Abdullah Çakıroğlu için verilen "Cezai ehliyeti tam" raporunun Ortaçağ manastır anlayışını yansıttığı ve bilimsel olmadığı savunulan dilekçede, Terzi'nin mağduriyetinin giderildiği,
Çakıroğlu'nun ise hakkına girildiği idida edildi.
Şemsi Dak'ın son duruşmada "Etek giyip 2 kişilik koltuk kaplamış. Ayak ayak üstüne atmanın ayıp karşılandığı bir ülkede yaşıyoruz. Bayram günü umuma açık bir otobüste müstehcen bir görüntü verilmesi genel ahlaka aykırıdır" şeklindeki sözlerine, salondaki izleyiciler ve Terzi'nin avukatları tepki göstermişti.
'MÜHTEHCENDİ'
Avukat Dak, genç kadının mini etekle otobüse binip ikili koltuğu kaplayacak şekilde eteği kısa olduğu halde yayılarak oturduğunu öne sürdü. Terzi'nin müstehcen görüntü verdiği, bu durumun da erkeklerin dikkatini çekmesine neden olduğu şeklinde skandal bir tespite yer verilen dilekçede, Terzi'nin böylelikle 'hayasızca hareketler' ve 'müstehcenlik' suçunu işlediği ileri sürüldü. Avukat Dak, "Müvekkilim tarafından kendisi uyarılmış, uyarıya aldırış etmemesi üzerine müvekkilim tarafından tekme atılmıştır. Mağdureye tekme atması elbette kabul edilemez. Ancak bilinmelidir ki her birey aynı olgunluk ve erdem seviyesinde değildir. Otobüste müstehcen görüntülere sebebiyet vermesi haksız fiildir. Haksız hareket sebebiyle toplumun çiğ fertleri nezdinde hiddet ve şiddetli elemin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu nedenle de 'haksız tahrik' hükümlerinin uygulanması gerekir" ifadesini kullandı. (Habertürk)