Türkiye'nin konuştuğu davanın ilk duruşması yapıldı. Tekmeci tahliye edildi.
Abdullah Çakıroğlu, "Müştekinin yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyimi vardı. Bu da ortamı bozuyordu. Orada anne baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu" diye konuştu. Tekmeci, mağdurun kıyafetiyle insanların şehvet duygusunu kabarttığını savundu, "Benim orada şehvet duygum kabarmadı. Ama kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum" dedi. Ayşegül Terzi ise ifadesi sırasında sanığın müdahale etmesi üzerine ağlayarak "Lütfen bana müdahale etmesin" dedi. Çakıroğlu daha sonra ise "Benim vuruşum çok sert değildir. Orta halli bir vuruştu. Ayağımda spor ayakkabılarım vardı. Yumuşak ayakkabılardır. Aldığı raporun da abartılı olduğunu düşünüyorum. Ben orada Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Ama tanıklar bunu hiç söylemedi. Hasta olduğumun en büyük kanıtı budur" diye konuştu. Tekmeci ilk duruşmada tahliye edildi, kararı duyan Ayşegül Terzi sinir krizi geçirdi. Terzi'nin annesi ise "Yazıklar olsun" diye tepki gösterdi. Mahkeme ayrıca tahliye olan Abdullah Çakıroğlu'nun Ayşegül Terzi'nin ev ve işyerine 6 ay boyunca yaklaşmaması yönünde karar verdi.
İstanbul Çekmeköy'de, belediye otobüsünde hemşireAyşegül Terzi'yi darbettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan ve tutuklu yargılanan sanık Abdullah Çakıroğlu'nun tahliyesine karar verildi. Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Çakıroğlu ve şikayetçi Terzi ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme, sanık Abdullah Çakıroğlu'nun tahliyesine hükmetti. Çakıroğlu'nun başka suçtan tutuklu değilse salıverilmesine karar veren hakim, duruşmayı erteledi. Bu arada, sanığın tahliye kararının ardından Ayşegül Terzi sinir krizi geçirdi.
'BAŞKA BİR GİRİŞİMDE BULUNURSA BİLDİRİRSİNİZ'
Tahliye kararının üzerine Ayşegül Terzi’nin bir avukatı, "Müvekkilimin başına ya bir şey gelirse..." diye karar tepki gösterdi. Mahkeme hakimi ise, "Şu an hastaneye sevk edilecek bir durumu yok. Başka bir girişimde bulunursa bildirirsiniz" dedi.
BAYGINLIK GEÇİRDİ
Duruşma salonunda bulunan izleyiciler tahliye kararına tepki gösterirken Ayşegül Terzi sinir krizi geçirerek ağlamaya başladı. Terzi duruşma salonunda sanık için, "Öldürecek beni" diye bağırdı. Salondaki izleyiciler hem hakime hem de sanık avukatına tahliye kararı nedeniyle tepki gösterdi.
İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Ayşegül Terzi mahkeme salonunun arka kapısından alındı. Terzi'nin anne ve babası da duruşmada hazır bulundu.
Tutuklu sanık Abdullah Çakıroğlu ise duruşma salonuna en son alındı. Çakıroğlu'nun salona girmesiyle Ayşegül Terzi gözyaşlarını tutamadı. Duruşma salonuna polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Çok sayıda izleyicinin katıldığı duruşmaya bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka da katıldı. Çakıroğlu kendisini şu sözlerle savundu: "Ege'de Murat diye bir Hocaefendi var. Kendi kendime konuşmalarım artınca onu arayıp yine ilaçlarımı gönder dedim. İlaçları beklerken çalışıyordum. 2-3 gün üst üste nöbete kalınca da psikolojim arttı. Konuşmalarım arttı. Bu artınca bu otobüsteki hadise vuku buldu.
Otobüste bayanı gördüm. Oturuşu müstehcendi. Kendisine doğru oturmasını söyledim. O da bana sana ne anlamında bir işaret yaptı. Ben durumu hazmedemedim. İstemdışı vurdum. Yaptığımı doğru bulmuyorum. Ama bayanın yaptığını da doğru bulmuyorum" dedi. Hastalığı yüzünden istemdışı hareket ettiğini savunan Çakıroğlu, "Uyardım. Kendisi umursamadı. Oturuşunu düzeltmedi" dedi. Attığı tekmeden sonra, "Bunların kafasını koparmak lazım" sözünü kullanmadığını söyleyen sanık otobüsteki kişiler tarafından dövüldüğünü söyledi.
'OLANLARA HASTALIĞIMIN ETKİSİ BÜYÜK'
Ayşegül Terzi'nin bayılmadığını söyleyen Çakıroğlu, "Konuşmalarıyla herkes beni dövdü. Aşağı indirip tekrar dövdüler. Cezaevinde de darp edildim. Sonuçta bu olayda sara hastalığımın etkisi büyüktür" dedi.
"BANA CİNLER MUSALLAT OLMUŞ"
Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları Hastanesi'nde 14 gün tedavi gördüğünü anlatan Çakıroğlu, "Başka da bir sağlık kurumunda tedavi görmedim. İzmit bölgesinde de bir hocaya gittim. Orada beni okudular. Cinler musallat olmuş bana öyle dediler" dedi.
Çakıroğlu savunmasında, "Müştekinin yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyimi vardı. Bu da ortamı bozuyordu. Orada anne baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu" dedi. Çakıroğlu müşteki Terzi'nin giyimi ile insanların şehvet duygusunu kabarttığını iddia ederek, "Kadının haya perdesinin oluşması için örtüsünün olması gerekiyor. Gayrimüslümse kendini taşıyabilecek giyim kuşamı olması gerekiyor. Aksi halde insanın şehvet duygusunu uyandırıyor. Benim orada şehvet duygum kabarmadı. Ama kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum" dedi.
AVUKATLARININ ARKASINDA İFADE VERDİ
Ayşegül Terzi'nin ruhsal durumunun iyi olmadığı gerekçesiyle avukatı, Terzi'nin önünde durmak istediğini söyledi. Avukatlarının arkasında durarak ifade veren Terzi, "Bensabah Giresun'dan gelmiştim. Üst üste nöbetlerim vardı. Paraya ihtiyacım olduğu için kendime nöbet yazdırmıştım. Kurban kesecektim vekalet vermek için babama gitmem lazımdı. Üzerimde sivil kıyafetlerim vardı. Otobüse binince koltuğa oturdum. Annemle telefonla konuşuyordum. Bayramlaşıyordum. Yüzüme tekme attı. Sonrasını hiç hatırlamıyorum. Sadece uzun siyah saçlı birini hatırlıyorum benim de başıma gelebilirdi diyordu" dedi.
İfadesi sırasında sanık müdahale edince sinirlenen Terzi ağlayarak, "Lütfen bana müdahale etmesin" dedi.
Ağlamaya başlayan Terzi savunmasını yarıda bırakmak zorunda kaldı. Mahkeme Başkanı sakinleşmesi için Terzi'ye zaman verdi.
Sonrasında ifadesine devam eden Terzi, "Ağzından çıkan sözleri hatırlamıyorum. Sadece otobüse bindiğimde elimdeki poşetleri bacağıma koyduğumu biliyorum. Bacaklarım kapalıydı" dedi. Hastanede doğru muayene edilmediğini söyleyen Terzi, "Karakolda söylediklerim de tutamağa doğru yazılmadı. Ben sonra kendi çalıştığım hastaneye gittim. Arkadaşlarım beni karşıladı. Ağrı kesici ve sakinleştirici yaptılar. Bütün gün hastanede kontrol altında tutuldum. Ağzımın içinde yaralar vardı. Doktor dikiş atılması gerektiğini söyledi. Ama ben istemedim. Çünkü korkuyordum" dedi.
"EVİME ÇOK YAKIN OTURUYOR"
Sanığın suçlamalarını kabul etmediğini söyleyen Terzi, "Yaptığı eylemi de dine bağlamasını kabul etmiyor ve doğru bulmuyorum. Ben tekrar bunu yapabileceğini düşünüyorum. Evime çok yakın oturuyor. Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum" dedi.
Sık sık ağlama nöbeti geçiren Terzi'yi avukatları sakinleştirdi.
Otobüs şoförü Şaban Bıyıklı duruşmada tanık olarak dinlendi. Hakim tanık yemini yaptırmadan önce tanık Bıyıklı'ya, "Çoğunluğun bildiğinin aksine adaleti hakim savcılar değil halk sağlar. Gören gördüklerini, duyan duyduklarını, bilen bildiklerini anlatacak ki dosdoğru adalet sağlanacak" dedi.
Dinlenen tanıkların ardından söyleyeceği birşey var mı diye sorulan sanık Çakıroğlu, "Benim vuruşum çok sert değildir. Orta halli bir vuruştu. Ayağımda spor ayakkabılarım vardı. Yumuşak ayakkabılardır. Aldığı raporun da abartılı olduğunu düşünüyorum. Ben orada Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Ama tanıklar bunu hiç söylemedi. Hasta olduğumun en büyük kanıtı budur" dedi.
Abdullah Çakıroğlu’nun, 9 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye edilmesi sonrası Terzi’nin avukatları, Anadolu Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı. Terzi’ye "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu" üyeleri de destek verdi. Platform üyleri pankart açarak slogan attı.
Ayşegül Terzi’nin avukatlarından Bahar Ünlüer Öztürk, "Sanık savunmasını önceden belirttiği, tanıklar dinlendiği ve deliller toplandığı gerekçe gösterilerek talihsiz bir şekilde mahkeme tarafından tahliye kararı verildi. Biz Ayşegül’ün avukatları olarak bu tahliye kararına itiraz edeceğiz. Ayşegül asla yalnız değil. Ayşegül’ün yanında bütün kadınlar ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi kadın avukatları olarak yanındayız. Bu işi takipsiz bırakmayacağız. Henüz yargılama devam ediyor" dedi.
Öztürk, bir sonraki duruşmanın 21 Aralık’ta olduğunu belirterek, "Sanığın ifadeleri doğrultusunda bir takım belgeler bekleniyor. Dosyadaki mevcut hastane raporlarının eksik olması nedeniyle mahkeme tekrar istedi raporları" diye konuştu.
Bahar Ünlüer Öztürk, "İddia edilen akıl hastalığı ile Ayşegül’e gerçekleştirmiş olduğu fiil arasında herhangi bir hukuki anlamda nedensellik bağı yok. Cezai ehliyetini asla ortadan kaldırabilecek bir durum yok" ifadelerini kullandı.
"AYŞEGÜL İÇİN YAKIN KORUMA TALEP EDİLECEK
Terzinin diğer avukatı ise, "Ayrıca Ayşegül hanım için yakın koruma talep edeceğiz. Çünkü duruşma boyunca anlattı. Ayşegül hanım her sabah babası tarafından iş yerine götürülüyor ve hiçbir şekilde dışarıya çıkamıyor, toplu taşıma aracı kullanamıyor, sosyal hayatın içerisinde yer alamıyor. Bütün kadınlarda uyanan infial durumuna, gerek sanıktan gerek aynı bilinçteki kişilerden gelecek saldırılara karşı bütün kadınlar huzursuz durumdadır. Dava sonucunda umarım emsal bir karar çıkacaktır. Tutukluluk halinin devam etmemesine ilişkin karar hepimizi tedirgin etmektedir" diye konuştu.
Gazetecilerin karara ilişkin gerekçeyi sorması üzerine avukatlardan şu yanıt geldi: "Aslında açık bir gerekçe yok. Hakim, ’halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek maddeleri değerlendirildiğinde..’ devam etti, sonunda da tutukluluğun kaldırılmasına karar verdi. Ama orada bir gerekçelendirme olmadı. Bu maddeleri değerlendirdik. Karara itiraz edeceğiz." (Hürriyet)