Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, kahve ve çayın, dünya genelinde 20 milyon insanın günlük yaşamını olumsuz etkileyen Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azalttığını belirtti. Türkiye’de de 300 bin Alzheimer hastası bulunduğunu belirten Dr. Yavuz, “İsveçli ve Finli nörologlar, 10 yıllık bir çalışma sonucunda kahve içmenin Alzheimer oluşma riskini yarı yarıya azalttığını bulmuşlardır” dedi.
Günlük yaşamın koşturmacası, internet, yeteri kadar kitap okumamak gibi bir sürü nedenden kaynaklanan unutkanlık, pek çoğumuzun yakındığı bir sorun. Biraz da, teknoloji sayesinde bilgiye kolayca ulaşabilmenin rahatlığı sayesinde zihnimizi tembelleştirdikçe unutkanlığımız daha da artıyor. Demek ki, unutkanlığa karşı beynimizi, kelimenin tam anlamıyla çalıştırmak, yormak gerekiyor.
Ama mesele dünya genelinde 20 insan bu kadar basit değil. Tüm dünyada 20 milyon kişi, Alzheimer hastalığı nedeniyle kronik bir unutkanlık yaşıyor. Hastalık sadece hatırlama güçlüğü yaratmakla kalmıyor, kişiyi zihinsel karmaşaya sürüklüyor, günlük yaşamını her zamanki idame ettirmesini engelliyor.
Alzheimer hastalığında, unutkanlık ile önce hafıza ve bellek fonksiyonlarında başlayan dejenerasyon, zamanla diğer beyin fonksiyonlarına da sıçrayarak başta konuşma ve yürüme olmak üzere tüm kişisel ve sosyal faaliyetleri tedrici olarak bozabiliyor.
TEKNOLOJİ UNUTTURUYOR
Reem Nöroloji Merkezi kurucu doktoru Mehmet Yavuz, kronik bir beyin hastalığı olan Alzheimer’ı tanımlarken, “Hafıza ve beyin fonksiyonlarında ilerleyici bir bozulma ile karakterize, zaman içinde hastanın aile yakınlarının destek ve bakımına ihtiyaç duyulan ilerleyici düşkünleştirici bir beyin hastalığıdır” diyor.
Alzheimer hastalığının, günümüzde tıp dünyasının en çok bütçe ayırdığı ve üzerinde en çok uğraş verdiği hastalıkların başında geldiğini belirten Dr. Yavuz, sadece ABD’de her yıl 100 milyar dolar civarında bir para Alzheimer ve tedavisi için harcandığına dikkat çekiyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, sağlık alanındaki gelişmelerle birlikte ortalama insan ömrünün uzaması yanında, teknolojinin gelişimi ile beraber dev bir problem şeklinde ortaya çıkan elektromanyetik kirliliğin de Alzheimer hastalığını tetiklediğini belirtti.
GÜNDE 3-5 FİNCAN KAHVE İYİ GELİYOR
İsveçli ve Finli nörologlar, 10 yıl süren çalışmalar sonucunda kahve içmenin, çağın hastalığı Alzheimer’ın oluşma riskini yarı yarıya azalttığını buldular. Dr. Mehmet Yavuz, kahvenin içerdiği kafein maddesinin, Alzheimer oluşumunda rol oynayan beta amiloid birikimini önemli ölçüde azalttığı ve böylece Alzheimer gelişmesini önlediği tahmin edildiğini ifade etti. İsveçli ve Finli nörologların 10 yılı aşkın bir zamanda bin 400 gönüllü hasta üzerinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Dr. Yavuz, günde 3 ilâ 5 fincan kahve içenlerde, içmeyenlere göre yüzde 50 oranında Alzheimer oluşma riskinin azaldığının belirlendiğini söyledi.
Nöroloji Uzmanı Mehmet Yavuz, daha önceki yıllarda birçok bilimsel makalede, fareler üzerinde yapılan çalışmalarda, farelere içirilen kahvenin, beyinde Alzheimer’a neden olan beta amiloid birikimini önlediği tespit edildiğini hatırlattı.
KAHVE SEVMİYORSANIZ ÇAY İÇİN
Birçok araştırıcının ortak fikri olarak kahvenin, sinir sistemini koruyucu bir özelliğe sahip olduğu biliniyor. Kahvenin çok miktarda içinde barındırdığı kafein, sinir sisteminin düzenleyici bir uyaranı… Unutkanlığı toparlayıcı, ayrıca hafıza ve önbellek fonksiyonları üzerinde olumlu etkileri biliniyor. Yani, asırlardan beri birçok insanın, zinde ve uyanık kalmak için her gün kahve içmesi boşuna değil. Kahvenin aynı zamanda diyabet hastalığı, parkinson ve karaciğer hastalıkları üzerinde de koruyucu rol oynadığı iddia ediliyor.
2 fincan kahve, ihtiva ettiği kafein bakımından yaklaşık 10 fincan çaya tekabül eder. Dr. Mehmet Yavuz, “Henüz çay ile Alzheimer hastalığı arasında ilişkiyi izah eden herhangi bir bilimsel çalışma olmamakla beraber, kahve gibi çayın da hafıza fonksiyonları üzerinde olumlu etkiler gösterdiği söylenebilir” diyerek, kendi klinik gözlemlerine dayanarak, Alzheimer tanısı almış hastalarda oldukça fakir ve zayıf çay ve kahve tüketimi izlenimi edindiklerine dikkat çekti.
Dr. Yavuz, “Dolayısıyla her ne kadar bilimsel kesin bir veri olmamakla beraber, çay’ın da Alzheimer hastalığında koruyucu rol oynadığını söyleyebiliriz” diye konuştu.
ÇAY HASTALIĞA YOL AÇAN ENZİMİ ETKİSİZ KILIYOR
Aynı şekilde yeşil çayının da, barındırdığı antioksidanlar ve flavnoid maddesi ile Alzheimer hastalığına neden olan beta amiloid birikimini azalttığını kaydeden Dr. Yavuz, şöyle devam etti: “Böylece yeşil çayın da Alzheimer’dan koruyucu bir role sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bilinen en iyi ve etkili antioksidanlardan biri olan EGCG (epigallocatechin-3-gallate) yeşil çay içinde bolca bulunmaktadır. EGCG’nin ise unutkanlığa neden olan beta amiloid birikimini önleyici etkisi mevcuttur. EGCG, C vitamininden 20 defa daha güçlü bir antioksidandır.”
Bazı araştırmacıların da, ülkemizde tüketimi oldukça yaygın olan siyah çayın da, yeşil çay gibi Alzheimer hastalığında koruyucu rol oynadığını iddia ettiğini belirten Dr. Mehmet Yavuz, sözlerini söyle sürdürdü: “Gerek siyah, gerekse de yeşil çay, Alzheimer hastalığında rol oynayan asetilkolinesteraz enziminin aktivitesini yok etmektedir. Halbuki kahvenin bu enzim üzerinde bir etkisi yoktur. Şu an günümüzde tek tedavi girişimi, ilaçlarla asetilkolinesteraz enzimini yok etme amacına yöneliktir. Maalesef beyinde ki amiloid madde birikimini önleyen kesin bir ilaç henüz keşfedilmemiştir. Hülasa olarak, Alzheimer hastalığı üzerinde aynı kahve gibi koruyucu ve önleyici bir etki gösterdiğini düşündüğümüz geleneksel çayımızla alakalı olarak uzun vadeli bilimsel araştırmaların yapılmasına ihtiyaç vardır. Ancak çayın da Alzheimer hastalığından koruması kuvvetle muhtemeldir.”
Dr. Yavuz son olarak, “Alzheimer’a karşı çay ve kahveden vazgeçmeyin” önerisinde bulundu.