Televizyonda şiddet görüntülerini izleyen çocukların, bunları hayatın çok normal ve kabul edilebilir bir parçası olarak algıladıkları belirtildi.
Araştırma sonuçlarına göre, şiddet içeren programlar aynı zamanda çocuğu bağırıp çağırmaya, zor kullanmaya ve kavgaya yöneltebiliyor. Ayrıca bu programlar çocuğun dış dünyayı vahşi, korkunç bir yer olarak algılamasına neden olabiliyor.
Diğer yandan, televizyonun eğitimi destekleyici, rahatlatıcı, eğlendirici, yaşadığımız dünyada olup bitenlerin farkında olmamızı sağlayıcı işlevleri de bulunuyor. Düşündürücü olan, aynı aracın kontrolsüz kullanımda kişiyi pasifize etmesi, amaçsız bir şekilde karşısına bağlayarak zaman öldürmeye neden olması, tüketimi kışkırtması ve şiddeti evimize taşıması.
Araştırma sonuçları, çocuk ne kadar şiddet görüntüsü izlerse, bunları hayatın çok normal ve kabul edilebilir bir parçası olarak algıladığını gösteriyor. Şiddet içeren programlar, aynı zamanda çocuğu bağırıp çağırmaya, zor kullanmaya, kavgaya ve çocuğun dış dünyayı vahşi, korkunç bir yer olarak algılamasına neden olabiliyor. Uzmanların özellikle dikkat çektikleri ayrım noktası, çocuğun yetişkin insanın minyatür bir örneği olmadığı. Zira, enformasyon edinme yöntemleri çocuğun yaşına ve gelişim evrelerinin seyrine göre farklılıklar gösteriyor. Örneğin, 2-5 yaşları arasındaki çocuk taklitçi olma özelliği taşıyor. Bu nedenle de televizyonda gördüğü şiddet içerikli sahneleri kendince oynamaya ve uygulamaya çalışması son derece normal.
ÖNEMLİ OLAN ÇOCUKLARI UYGUN PROGRAMLARI SEYRETMELERİ İÇİN YÖNLENDİRMEK
Uzmanlar, ailelerin bu yaşlardaki çocuklarının taklit ettiği olumsuz davranışlarının bir süre sonra kendi davranışları haline geldiğinden sıkça yakındıklarını bildiriyor. Aslında taklit, öğrenme süreci ve yöntemlerinin çok normal bir parçası. Aile çocuğun hangi programları izlediğini denetlediği ve olumlu yönlendirdiği sürece, taklit son derece zararsız. Uzmanlara göre 8 yaşındaki bir çocuk, televizyonda ve gerçek yaşamda gerçekleşenler arasındaki farkı ayırt edebilecek durumdadır. Yine pozitif olarak bakıldığında, televizyonun aslında kocaman ve heyecan verici bir dünyaya açıldığı görülebiliyor. Yeryüzündeki milyonlarca insanın eğitimi düşünüldüğünde, televizyon tartışmasız bir eğitim aracı aynı zamanda. Çocuklarımıza sosyal bazı davranışları, paylaşmayı, uzlaşmayı öğreten pek çok eğitici programın varlığını yok sayamayız. Zaten uzmanlara göre önemli olan da çocuklarımıza televizyon seyrettirmemek değil, onları doğru ve uygun programları seyretmeleri için yönlendirmek.
Uzmanlar, televizyonun tuzağına düşmemek için uyulması gereken 5 kuralı ise şöyle sıralıyor:
- Akşamları eve gelir gelmez televizyonu açmayın: "Çamaşır, bulaşık, yemek gibi yapılması gereken birçok tatsız işin altında boğuluyor olsanız bile, çocuğunuzu siz bunlarla meşgulken televizyondan başka bir uğraşla ilgilenmesi için yönlendirin. Televizyonun önünde sakin oturmaktansa, bırakın daha fazla kirleten ya da dağıtan diğer aktivitelerle ilgilensin."
- Eve birçok televizyon yerleştirmeyin: "Yatak odasına televizyon koymak, kendi kendinize kurduğunuz bir tuzak olacaktır. Yatakta televizyon seyretmek çok konforludur, fakat en ufak bir yorgunlukta bir elde kumanda diğer elde abur cubur yiyeceklerle son derece sağlıksız bir yaşam şekli edinmenize neden olur. Yemek esnasında televizyonun açık olması ise ailedeki tüm iletişimi kesmenin en emin yoludur!"
ÇOCUKLARI FARKLI AKTİVİTELERE YÖNLENDİRİN
- Çocuk bakıcısının çocuğunuzu televizyon karşısında oyalamasına izin vermeyin: "Çocuğunuzu resim yapma, oyun hamurlarıyla şekiller oluşturma gibi başka tür uğraşlarla meşgul etmesi için bakıcıya önerilerde bulunun. Hikayeler anlatan kaset dinlemesi de çocuğunuzun düşselliğini televizyondan çok daha fazla özgür bırakacaktır. Eğer çocuk bakıcısına güveniniz yoksa, uzaktan kumandayı saklayın."
- Çocuğunuzun televizyonu tek başına açmasına, ne var ne yok bakmasına ve kanal değiştirmesine izin vermeyin: "Çocuğunuzun televizyon seyredip seyretmemesine, programın ya da çizgi filmin ona uygun olup olmadığına siz karar verin. Küçük yaşlarda konsantrasyonu bozma kaynağı olan zapping yapmaktan kaçının. Gerekirse ve eğer televizyonunuz kablolu yayınları alıyorsa, kendisine zararı olmayan kanallarda gezmesi için çocuğunuza birkaç dakika izin verin. Çocuğunuz yanlışlıkla kanlı olayların olduğu bir sahneye denk geldiyse, televizyonu hemen kapatmak ya da aceleyle kanalı değiştirmek yerine, onda şok etkisi oluşturan şey üzerine birkaç kelime edin. Böylece onu paniğe kapıldığı bir durumun etkisinden kurtarmış olursunuz."
- Çocuğunuzu uzun bir süre televizyon karşısında yalnız bırakmayın: "Tam tersine, bilinçli ve eleştiren bir televizyon izleyicisine yavaş yavaş dönüşmesini ona öğretmek için yanında kalmaya çalışın. 6-7 yaşına doğru onun çizgi filmlerden başka şeyler izlemesine izin verdiğinizde bazı temel bilgileri açıklayın. Örneğin, ona filmle gerçeği ayırt etmesini öğretin; 'Birbirleriyle kavga edenler aslında rol yapıyor', 'Bütün bunlar aslında sana akşamları okuduğum masallar gibi gerçek olmayan şeyler, örneğin gördüğün bu kan aslında ketçap' gibi."