Cumhuriyet tarihinin en eski haberleşme araçlarından biri olan telgraf teknolojiye yenik düştü. Şarkılara hatta Türk filmlerine konu olan telgraf artık bilgisayar ortamında hazırlanıyor. 20 yıldır telgraf işi yapan Sefa Bilal eski günleri özlüyor ve, “O eski cihazlar bir başkaydı, o zamanki arkadaşlıklar da farklıydı.” diyor. Ankara’daki telgraf dağıtım merkezinde nereye baksanız eski hatıraların izleri var. Atatürk’ten, İsmet İnönü’ye, Bülent Ecevit’ten Turgut Özal’a kadar nice devlet büyüğünün kritik mesajlarını içeren telgraflar bu merkezden çekilmiş. Telgraf santrali adı verilen cihaz neredeyse bir asırlık. Yaklaşık 10 yıl önce bu cihaz müzeye kaldırılmış. Yerine ise ‘telem’ ismi verilen ve daktiloyu andıran bir başka cihaz görevi devralmış. Telem cihazı da teknolojiye daha fazla dayanamayınca nostalji olmaya yüz tutmuş. O eski telgraflar artık şarkılarda bir de Türk filmlerinde tatlı bir anı olarak kaldı. Şimdi ise bütün işlemler dijital ortamda yapılıyor. Telgraf işleri Ankara’daki Yenimahalle PTT dağıtım merkezinde küçük bir odada görülüyor. 15 personelin çalıştığı bu merkezde 24 saat mesai var. Üç vardiya şeklinde çalışıyorlar. Personellerin her birinin bilgisayarı var ve işlemleri bu sistem üzerinden takip ediyorlar. Cumhurbaşkanı, başbakan ve milletvekillerinin telgrafları bu merkeze geliyor. Faks olarak merkeze gönderilen telgraflar burada dijital ortama aktarılıyor, daha sonra dağıtım merkezinden çıktısı alınarak gönderilecek adrese postalanıyor. Resimli telgraf çektirenler de var. Kimi düğün, kimi bayram, kimileri ise doğum günü için telgraf çektirebiliyor. İnternet üzerinden PTT sayfasına girildiğinde kredi kartı ile ücret ödenerek bu işlemler yaptırılabiliyor. Sefa Bilal, telgraf çeken emektar personellerden biri. 20 yıl olmuş bu işe başlayalı. Kendisi 3 çocuk babası. Bu işe 1994’ün Ekim ayında sürpriz bir şekilde başladığını ifade ediyor ve şunları söylüyor: “İlk göreve başlayacağım gün beni telgrafa gönderdiler. Duyuyorduk da telgrafın ne olduğunu bilmiyorduk. O zamanki bizim muhabere salonumuz çok büyüktü. Yaklaşık 60-70 kişi çalışıyordu. 25-30 kişi arasında nöbetler oluyordu. Tabi o zamanki iş yoğunluğu çok farklıydı. Göreve ilk başladığımdaki heyecan çok farklıydı. Telgraf çekmeyi anlatmak değil onu çalışmak lazım. Çok zevkli bir meslek.” Kendi çektiği telgrafın televizyonda konu olması halinde çok heyecanlandığını dile getiren Bilal, “Gündüz çalıştığın bir telgraf üzerinde akşam eve gidiyorsun, televizyonda, ‘Cumhurbaşkanı telgraf çekti’ diyor, o telgrafın işlemini yaptığım için insan tuhaf duygulara kapılıyor. Geriye dönüp baktığımızda arkada gördüğünüz bu santral cihazında biz yıllarca çalıştık. Eski sistem daha zevkli, şimdiki sistemde oturduğunuz gibi kalıyorsunuz.” ifadelerini kullanıyor. “ESKİ CİHAZLARI GÖRÜNCE HÜZÜNLENİYORUZ” Eski arkadaşlıkların farklı olduğunu belirten Bilal konuşmasına şöyle devam ediyor: “Bu eski cihazları görünce hüzünleniyoruz tabi. Her seferinde şöyle yan yan bakıyoruz tabi. Her baktığımızda da bir şeyler geçiyor içimizden. Eskiden bizim tirajımız 30 binlerdeydi. Şimdi baya bir düşüş oldu. İlk göreve başladığımda çok fazla rüyama girerdi. Ellerim hiç durmazdı. Dolmuşta olsun evde olsun. Sürekli elle yaptığımız için hareket halindeydik. Evde telefonu açtığımızda ‘fono tel’ diye de cevap veriyoruz bazen. Telgrafın telleri şarkısını dinlerim.” “İŞİMİ SEVEREK YAPIYORUM” Merkezde çalışan bir diğer emektar telgrafçı ise Gazi Gül. Kendisi 22 yıldır bu işle uğraşıyor. Göreve başladığında telem cihazı kullanıldığını anlatan Gül şöyle konuşuyor: “2010 yılına kadar telem cihazları ile çalıştık. Daha sonra bilgisayar ortamına geçtik. Şu anda da bilgisayar üzerinden hizmet vermekteyiz. İşimi de severek yapıyorum. Telgrafı daha çok resmi daireler, devlet erkanı tercih ediyor. İlk telgraf çekmeye başladığımda bunun nasıl insanlara ulaştığını merak ediyordum. Baya bir heyecanlanmıştım o zaman. Bizde telgraf ayrımı olmaz, işin hepsi aynıdır, hepsine gereken özeni gösteriyoruz. Devlet erkanı olduğu için cumhurbaşkanı telgraflarına biraz daha ihtimam gösteriyoruz. Bütün cumhurbaşkanlarının telgraflarını biz çekiyoruz. Özel kalemleri ile muhatap oluyoruz. Bize gönderiyorlar telgrafı. Biz de hazırlayıp gideceği adrese gönderiyoruz.” AYDA ORTALAMA 38 BİN TELGRAF ÇEKİLİYOR Telgraf şefi Hülya Aldanmaz 26 yıldır PTT’de görev yapıyor. Kendisi telgraf şefliği görevini yaklaşık iki aydır sürdürüyor. Merkez hakkında bilgi veren Aldanmaz, “Burada 15 personelle çalışıyoruz. A, B, C nöbeti ile çalışıyoruz. Mayıs ayından başlayıp eylül ve ekim ayına kadar işlerimiz çok yoğun oluyor. Haziran ayında 38 bin iş olmuş.” şeklinde konuşuyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz