TEMA Ordu Temsilcisi Nilgün Gözükan, aşırı kullanım, yanlış yönetim, kirlilik ve iklim değişikliği gibi sebeplerle bir yaşam meselesi haline gelen su varlıklarının korunması için ‘Su Kanunu’ çıkarılması gerektiğini söyledi.
TEMA olarak 1992 yılından bu yana erozyonla mücadele ve doğal varlıkların korunması konularında, ağaçlandırma kampanyalarına, hukuksal mücadelelerden, çevre hakları savunuculuğuna kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösterdiklerini belirten Gözükan, 1998 ve 2005 yıllarında iki kanunun çıkmasına öncülük ettiklerine dikkat çekti. Gözükan, “TEMA olarak1998 yılında 4342 sayılı Mera Kanunu, ardından 2005 yılında 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun hazırlanarak yasalaşmasını sağladık” dedi.
“SU KANUNU ACİLEN ÇIKMALIDIR”
Bugün gelinen noktada ‘Su Kanunu’nun artık acil ihtiyaç haline geldiğini dile getiren Gözükan, su kaynaklarının korunması ve teminat altına alınması gerektiğini vurguladı. Gözükan, “Bugün geldiğimiz noktada mevzuat eksikliği, aşırı kullanım, yanlış yönetim, kirlilik ve iklim değişikliği gibi sebeplerle acil ve bir yaşam meselesi haline gelen su varlıklarımızın korunarak geliştirilmesi ve sürdürülebilir kullanım ilkesiyle bir ‘Su Kanunu’na ihtiyaç duyulduğu ortadadır. Bugün Türkiye’nin su hakkını temel alan, koruma, geliştirme ve sürdürülebilir kullanma izleğini takip eden, katılımcı bir bütünleşik havza yönetimini savunan Su Kanunu’na olan ihtiyacı her zamankinden daha fazladır” diye konuştu.
“SU VARLIĞIMIZ GİDEREK AZALIYOR”
Dünya nüfusunun 7 milyarı aştığını, 2050’de 9 milyara ulaşacağını, ayrıca günümüzde 1 milyar insanın kronik açlık çektiğine dikkat çeken Gözükan, dünyada en çok su tüketiminin yediğimiz gıdaların üretimi için harcandığını belirtti. Gözükan, “Örneğin 1 kilo etin soframıza gelmesi için 15 bin litre, 1 kilo buğday için Bin 500 litre su gerekiyor. Kısacası özetlemek gerekirse, biz acıktıkça dünya susuzlaşıyor. Su ve gıda arasındaki yaşamsal bağa rağmen su varlığımız giderek azalıyor. 20 yıl içinde rezervlerimiz dünya talebinin ancak yüzde 60’ını karşılayacak” şeklinde konuştu.
“SU, AZINLIĞIN METASI OLAMAZ”
Herkesin suya ulaşmasını güvence altına almak gerektiğine de işaret eden Gözükan, su politikalarına karar veren güçlere seslenerek şu açıklamada bulundu: “Bütün yaşayan varlıklar en önemli hak olan suya erişim hakkına sahip olmalıdır. Bu hak hiçbir koşulda kısıtlanamaz, engellenemez, kaldırılamaz. Su sahip olunacak bir meta olarak görülemez. Su sadece azınlığın ulaşabildiği bir ayrıcalık olamaz. Bütün düzenlemeler ve politikalar bu ilkenin ışığında hazırlanmalı ve gözden geçirilmelidir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz