TEMA Vakfı Ordu Temsilcisi Nilgün Gözükan, belediye başkanlarının ‘ekoloji’ bilimine uygun hareket eden yöneticiler olması gerektiğini belirterek, “Belediye başkanları doğa ile kent uyumunu sağlamak konusunda büyük sorumluluk duymalıdır” dedi.Belediye başkanlarının tarım arazileri ve yeşil alanların korunmasından, katı atık sorununa, doğal ve şehir kimliğinden alt yapı sisteminin uygun olmasına kadar alandan sorumlu olduğuna dikkat çekerek, “Yerel yönetimler doğayla uyumlu bir kent ortaya çıkmasından mesuldür” diye konuştu.“TARIM ARAZİLERİ GIDA GÜVENLİĞİNİN TEMİNATIDIR”En başta tarım arazilerinin korunması geldiğine dikkat çeken Gözükan, şöyle konuştu: “Türkiye’de tarım arazilerinin toplamın yüzde 7.72’inde hafif, yüzde 20’inde orta,yüzde 36.4’ünde şiddetli ve yüzde 22.3’ünde çok şiddetli erozyon yaşanmaktadır. Dolayısıyla, bitkisel üretim için kısıtlayıcıları bulunmayan, verimli tarım arazilerinin korunması son derece önemlidir. Çünkü tarım arazilerimizin korunması, gıda güvenliğimizin teminatıdır. İlave imar planları ile tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması, geleceğimizin, gıda güvenliğimizin tehlikeye girmesi anlamına gelecektir. Bu sebeple tarım arazilerini imara açarken bin kere düşünmelidir.”“DOĞAL KİMLİK ÖZENLE KORUNMALI”Kentlerin ‘doğal kimliği’ olduğunu ve bu kimliğin özellikle korunması gerektiğini de kaydeden Gözükan, “Kentlerin doğal kimliğini oluşturan yeşil alanlar, sulak alanlar, ormanlar, su havzaları, tarım alanları gibi doğal varlıkları ve eko-sistem bileşenleri; yapılaşma ve kirlilik nedenleriyle tahrip edildiğinde veya değiştirildiğinde kentsel kimlik de değişmektedir. Sonuç olarak kentlerde yaşayanların belleği ve yaşadıkları yer ile kurdukları ilişki de zarar görmektedir. Kentlerin gelişim ve dönüşüm süreçlerinde, doğal ve kültürel kimliklerinin korunması konusunda belediyeler sorumluluklarını yerine getirmelidir. Unutulmamalıdır ki kentlerin doğal ve kültürel değerleri korunduğu ölçüde kimlikleri güçlenir” açıklamasında bulundu.“ARTIK ÇÖP SORUNU KALKMALI”Yeşil alanların insan ile doğa arasında bozulan ilişkiyi dengelemede, toplumsal ilişkilerin geliştirilmesinde ve kentsel yaşam koşulları ile yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde etkili olduğuna işaret eden Gözükan, katı atık (çöp) meselesine de dikkat çekerek, şöyle konuştu:“Avrupa Birliği üye ülkelerde katı atık bertaraf yöntemlerine bakılacak olursa, 2009 verilerine göre, İsviçre'de katı atıkların yüzde 50'ye yakınından enerji üretilmekte, yüzde 30'u geri dönüştürülmekte ve yüzde 20'sinden de kompost üretilmektedir. Avusturya'da ise, yüzde 30'undan enerji üretilmekte, yüzde 30'u geri dönüştürülmekte, yüzde 40'ından da kompost üretilmektedir. Bu sebeple vahşi depolamadan biran önce vazgeçilerek düzenli depolama tesislerinin kurulması, bertaraf ve dönüşüm sistemlerinin geliştirilmesi ve bu konuda bilinçlendirme çalışmalarının yapılması, atık su şebekelerinin iyileştirilmesi ve ileri arıtma sistemlerinin kurulması gerekmektedir. Ayrıca, bu tesislerin yer seçiminde de orman ve mera alanları, tarım arazileri gibi sürdürülebilir yaşamın güvencesi olan alanlar korunmalıdır.”“BİSİKLET ÖZENDİRİLMELİ”Kent ulaşım politikalarının geliştirilmesi için sadece yeni yolların yapılmasının yeterli olmadığını da belirten Gözükan, iklim ve ekolojik dengeler dikkate alınarak ‘bisiklet yolları’ yapılması gerektiğini belirtti. Gözükan, Avrupa ülkelerinin çoğunda kent içinde motorlu taşıt sayısına sınırlama getirildiğini ve bisikletin özendirildiğine dikkat çekti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz