Sözcü'nün haberine göre; Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu , oy oranlarının kamuoyu araştırma şirketlerinin açıkladıklarının üzerinde olduğunu öne süren Karamollaoğlu, “Yüzde 10'un üzerinde oy bekliyoruz” diye konuştu. Saadet lideri, partilerine açıldığı kadar televizyonlarda yer alacaklarını ifade ederken "Ancak dikkatimi çeken, açılan televizyonlar hemen el değiştiriyor” diye konuştu.
'İTTİFAK, KOALİSYON KURAR GİBİ DEĞİL'
Karamollaoğlu'nun açıklamaları şöyle:
8-10 şehirde mitingleri gerçekleştireceğiz. Onun dışında genelde salon toplantıları yapacağız, sesimizi sosyal medya üzerinden Türkiye ve dünyaya duyuracak bir yola girdik. Tabii değişik sivil toplum kuruluşlarını da ziyaret edeceğiz. CHP ve İYİ Parti ile ittifakı ağırlıklı olarak iki konu üzerine inşa ettik. Yüzde 10 seçim barajını başka türlü aşmak mümkün değil. Seçimde de partimizin yüzde 10'un üzerinde oy alabileceğini bekliyoruz. Yüzde 10 seçim barajını aşmak için ittifak yaptığımız partilerle farklı programlarımız var. İttifakımız da sanki koalisyon hükümeti kurar gibi değil. Seçimde herkes kendi partisine oy verecek. Oylar dağıtılırken, ittifak yüzde 10'u geçmişse, ittifak içindeki tüm partiler geçmiş sayılacak.
'BAHÇELİ'NİN ÇOK AÇIK BİR TEHDİDİ OLDU'
Kuvvetler ayrılığı olunca, bizim için başkanlık sistemi de olabilir. Sadece başkanın kendini kanunlar üstünde donatmaması lazım. Meclis denetim yapabilmeli, başkanın icraatları da sorgulanmalı. Böylece bir denge sağlanmalı. Hukukun üstünlüğü herkesin ittifak ettiği bir konu. Yargı, parlamentonun etkisinde kalmamalı. Kuvvetler ayrılığı noktasında da ittifak var. Partimizin oy oranı konusunda kamuoyu araştırma şirketlerinin verdiği bazı rakamlar var. Ancak şu bilinmeli, bizim oy oranımız, kamuoyu yoklamalarından yüksek. Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi için vatandaşlar imza verirken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, çok açık bir tehdidi oldu. İmza atanlara bakılmasını, bunlardan kaçının FETÖ'cü olduğunun ortaya konulmasını istemişti. Bu sadece FETÖ'cülük değil, ‘kimin kime oy verdiğini bilelim' havasını doğurdu. O yüzden insanlar kanaatini söyleyemez duruma geldi.
'EKONOMİK ÇÖZÜM KONUŞULMALI'
Dikkatimi çeken hususlardan birisi de propaganda gezilerinin polemiğe dönüşmesidir. Ülkemizin giderek büyüyen meseleleri var. Bunların çözümüne odaklanmalı. Adalet mekanizmasında sıkıntı var. Ekonomi başlı başına çok ciddi mesele haline geldi. Eğitim, dış politika sorunlarımız büyüyor. İç ve dış borçlarımız giderek artıyor. İşsizlik büyük bir sorun haline geldi ve giderek de yaygınlaşıyor. Dolar aldı başını gidiyor. Enflasyon rakamları çok yükseldi. Bunların nasıl çözülmesi gerektiği konuşulmalı. Bunlar vatandaşta büyük bir endişe havası yaratıyor ama bu bugünkü şartlar tamamen iktidar partisinin yanlış politikalarından kaynaklanıyor. Doğru politikalar olursa bunlar kısa sürede çözülür. Ekonomimiz, tüketim ekonomisine döndü adeta… Halbuki problemleri çözmek, üretimi ajandamızın başına koymakla, milli gelirin adil dağılımıyla gelir.