Tenin tuval de ki çığlığı

Ressam Sibel Gürel, “ Tenin Huzursuzluğu ‘’ temalı sergisini Mersin Cafe Bazzar’da sanatseverlerle buluşturdu.

SERGİDE YER ALAN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN

Sanatçı, “ Tenin Huzursuzluğu’’ temalı sergisinde; ruhun yaşadığı tüm güzellikleri aynı zaman da ıstırabın reel ve sanal iletişim kaynağı olan dokunma dürtüsünden yola çıkarak, tendeki yansımalarına yer verdiği tablolarında adeta hayatı bizlere bir kez daha tüm çıplaklığıyla sunmuş.

Sanatseverleri bir araya getiren Sibel Gürel, seçtiği tema konusu ve fırça darbelerindeki ustalıkla dikkatleri tablolarının üzerine bir kez daha çekti.

Ressam Sibel Gürel sergisini, “ Bedenin başka bakış altında sergilenmesi ya utanma duygusu doğurur ki bu nesne olma duygusundan çok ötekinin gözünde dönüştürülmesi, indirgenmesinden kaynaklandığı söylenebilir ya da bir baştan çıkarma eylemidir. Bu yanı ile beden bir kişi olarak var olama mücadelesi alanı kabul edildiğinden bakış altındaki bir beden sıradan bir nesneye indirgeneceği gibi iktidar kurma gücüne sahip olma anlamına da gelir. Görünen ile göreni birbirine bağlayan, hem şeyin görünürlüğü hem de görenin bedenselliğini kuran tenin varlığıdır. Şeyleri görürüz fakat aramızda bir mesafe vardır ve bu mesafeyi oluşturan ise tenin kalınlığıdır. Bu durumda ten beden ile dünya arasında iletişim kurandır. Duyuların ortak kaynağı olan ten evrensel olmanın yanı sıra görmenin, görülmenin, dokunmanın, dokunulmanın özel dokusudur. Deri anlamın kaydedildiği yüzey olmasının yanı sıra bir taraftan dokunmanın koşullarını oluştururken diğer yandan başkaları ile ilişkiye giren temas organıdır ve sadece bir yüzey değil benliğin derinliğidir. Ona dokunmak gerçek ve mecazi anlamda kişiye dokunmak denilebilir ’’ dedi.

Sibel Gürel, “ Bedene verilen zararlar, konuşmak mümkün olmadığında deriye teslim edilmiş çığlıklardır… Sözüyle David Le Breton bu sergiyi kısaca özetlemiş aslında ‘’ diyerek sözlerine son verdi.