CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin terör ithal eden bir ülke konumuna geldiğini söyleyerek, "Bu ülkeye barışı yerleştirdiğimiz andan itibaren, özgürlüğü ve demokrasiyi daha kökleştirdiğimiz andan itibaren Türkiye çok büyük sıçramalar yapacaktır" dedi.
Dün akşam saatlerinde Antalya'ya gelen CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu, geceyi geçirdiği kızı Azime Aslı Kılıçdaroğlu Nadir'in evinden bu sabah CHP İl Başkanı Devrim Kök ve Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen ve Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek aldı. Kılıçdaroğlu'na kızının evinden ayrılırken site sakinleri yakın ilgi gösterdi.
Kılıçdaroğlu, ardından Antalya Büyükşehir Belediyesi'nce düzenlenen 'Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör: Turizm' başlıklı konferansın düzenlendiği Ramada Plaza Otel'de Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın tarafından karşılandı.
'SAVAŞ CİNAYETTİR'
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en çok barışa ihtiyaç duyduğunu söyledi. Türkiye'nin Çanakkale'den Yemen'e İzmir'den Trablusgarp'a savaş meydanlarında kurulduğunu, o savaş meydanlarında kimsenin ekonomiyi ve turizmi bilmediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Ama savaşı verenler barışın ne kadar değerli olduğunu biliyorlardı. 'Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir' dendi. Arkasından bir şey daha söylediler, sadece ülkede değil, dünyada barışın olması gerektiğini söylediler" diye konuştu.
TERÖR İTHAL EDEN ÜLKE
İkinci Dünya Savaşı yıllarında 3 milyonu asker olmak üzere 22 milyonu sivil insanın öldüğünü belirten CHP Lideri, "Savaş bu kadar acımasız bir şey. Acı, gözyaşı, yoksulluk, yetimlik demek. 'Barış' dediğiniz zaman önce bu kelimeyi telaffuz ederken yüzünüzde gülümseme oluyor" dedi. Türkiye coğrafyasının dünyanın en sorunlu alanlarından biri olduğunu, acı ve gözyaşının bu topraklarda yaşandığını kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, bunların turizmle aşılmak istendiğini, fakat gelinen noktada Türkiye'nin kapısını çalacağı tek komşu ülke kalmadığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Herkesi düşman ilan ettik. 500 bin mülteciyi Türkiye'de ağırlıyoruz. Bu resmi rakam. Gayriresmi rakamı kimse bilmiyor. 900 kilometre sınırımız var, sınır olmaktan çıktı. Terör ithal eden ülke konumuna geldik. Bu bizim için hoş bir tablo değil. Anadolu'nun toprakları sevgi ve barışla yoğrulmuştur. Mevlana, Karacaoğlan bu topraklarını insanıdır. Savaş çığırtkanlığı yapmanın alemi ne?"
TUTARLI TURİZM POLİTİKASI YOK
Kendisinden önce konuşan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak'ın turizmin sorunları konusunda 10 yıldır tekrarlar yaşandığını söylediğini belirterek konuşmasını sürdüren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bu şu anlama gelir, sizin turizm politikanız yok anlamına gelir. Turizm konusunda hala sağlıklı, tutarlı politika oluşturamamışsınız. Turizmcinin kaygılanması doğaldır. Sorunların çözümü konusunda siyasal iktidarların daha tutarlı tutum takınmaları gerekiyor" diye konuştu.
EKONOMİK SOSYAL KONSEY TOPLANMIYOR
Turizm sektörünün, gelecek yıllarda finans ve sanayi sektörünün önüne geçebilecek bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, sahip olduğu potansiyeline rağmen turizm sektörüne gerekli önemin verilmesi noktasında endişeleri olduğunu kaydetti. Merhum Başbakan Bülent Ecevit döneminde kurulan ve turizm sektörünü de içine alan Ekonomik ve Sosyal Konsey'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yasal zorunluluk olmasına karşın Şubat 2009'dan bu yana toplanmadığını aktaran CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Normal yurttaşa sorun, yasaya uymadıysa savcılar soruşturma açar, devlet memuru ise görevine son verilir. Her türlü ceza verilebilir. Peki bir Başbakan, kendi çıkardığı, anayasal kurum haline getirdiği Ekonomik ve Sosyal Konsey'i yasanın öngördüğü süre içinde toplayıp sorunları çözmek için çaba harcamazsa onun yaptırımı ne?" diye konuştu.
BARIŞIN DİLİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Eğer siz barışı savunuyorsanız, eğer siz kendi coğrafyanıza daha fazla turistini gelmesini istiyorsanız bütün komşularınızla iyi geçinmek zorundasınız. Barış dilini kullanmalısınız. Turizm sözcülüğü, aslında barışın dilidir. Savaş döneminde kimse turizmden söz etmez zaten. Savaş kışkırtıcılığı yaptığınız andan itibaren turizmin önüne set çekmiş olursunuz. Biz CHP olarak, kendi ülkemizde barışı sonuna kadar savunuyoruz. Barışın olduğu ülkede insanlar huzur bulur, rahat çalışır, üretir. Turizmin bir başka özelliği daha var. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde turizm daha hızı gelişir. İnsanlar daha rahat, özgüvenle giderler o ülkeye. Dikta yönetimlerinde turizmi teşvik etmek diye bir şey söz konusu olmaz. Demokrasimizi geliştirmek, barış dilini kullanmak, huzuru sağlamak, var olan sorunları çözmek, Türkiye dünyaya tanıtmak bizim temel hedef ve amaçlarımız olmalıdır."
'O KOLTUKTA NE İŞİNİZ VAR?'
Politikacıların duygularıyla hareket edemeyeceğini, aklını kullanmak zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, politikacının aynı zamanda konuşurken daha yumuşak, herkesi kucaklayan bir dili seçmek zorunda olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "İktidar konumunda olanların temel görevlerinden birisi budur. İktidar olanların muhalefetmiş gibi sert bir dil kullanmaları toplumu gerer, huzur bırakmaz ortada. İktidar olanların bir temel görevi daha var, toplumdan gelen eleştirilere kulak kabartmak. Eleştiriye tahammül edemeyenlerin ülke yönetimine talip olması ülkeyi felakete götürebilir. Eğer siz eleştiriye tahammül edemiyorsanız o koltukta ne işiniz var?" diye konuştu.
'BU ÖĞRETMEN GELECEK KUŞAKLARI YETİŞTİRECEK'
Bu durumun toplumda çatışma kültürünü beslediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Antalya'da Mustafa Asım Cula İlköğretim Okulu'nda 2'nci sınıf başkanlık seçimleri sırasında öğrencilerden birinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "Ağaç kesiyor" diye eleştirdiği için öğretmeni tarafından 'vatan haini' ilan edildiğine ilişkin haberlerin gazetelerde yer aldığını hatırlattı, "Olacak şey değil. Bu öğretmen gelecek kuşakları yetiştirecek, temel sorunumuz bu" dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu ülkeye barışı getirdiğimiz, barışı yerleştirdiğimiz andan itibaren, özgürlüğü ve demokrasiyi daha kökleştirdiğimiz andan itibaren Türkiye çok büyük sıçramalar yapacaktır. Sanayide, bilimde, turizmde yapacaktır. Her alanda olağanüstü sıçramalar yapacaktır. Çok genç ve dinamik bir nüfusumuz var. Olağanüstü güzel bir coğrafyamız var, mukayeseli üstünlüklerimiz var. Bunları çok iyi kullandığımız zaman Türkiye'yi elbirliğiyle çağdaş uygarlıklara ulaştıracağız." (DHA)