Terör korkusu nedeniyle korkuya ve paniğe kapılmak, dışarı çıkamaz hale gelmek sık görülen davranışlar. Kimileri tıpkı stresi yönetebildiği gibi terör korkusunu da soğukkanlılıkla yönetebilirken ve kendini teskin edebilirken, kimileri ise yapıları gereği soğukkanlı davranamıyor ve terör korkusunu tüm benliğiyle yaşayarak bunun fiziksel ve psikolojik olumsuz etkilerine maruz kalabiliyor. Acıbadem International Hastanesi’nden Yrd. Doç. Dr. Psikolog Ferahim Yeşilyurt, terör korkusuna karşı 9 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
KAÇINMALARI AZALTIN
Yaşanan her bir yeni terör olayı, öncekilerde hissedilen duyguları da yeniden harekete geçirebiliyor. Özellikle de daha önce terör saldırılarında evini, akrabalarını, yakınlarını, sevdiklerini ve işyerlerini kaybedenlerde yeniden bir üzüntü, öfke, suçluluk duygusu, pişmanlık gibi duygularda artış yaşanabiliyor. Korku sonucu kaçınma davranışları örneğin, çocuğunu okula göndermemek, eşini işe göndermemek, toplu taşımaya binmemek ve kalabalık ortamlardan uzak durmak gibi koruyucu davranışlar ortaya çıkabiliyor. Ancak bu davranışlar kısa süre normal kabul edilse de uzun süreli olması, bu korku konusunda psikolojik destek alınmasını gerektirebiliyor.
GÜNLÜK YAŞAMINIZI ALT ÜST ETMEYİN
Terör örgütleri, korku yaratarak sizin günlük yaşamınızı sekteye uğratmaya çalışıyor. İşe gitmenizi, okula gitmenizi, arkadaşlarınızla buluşmanızı engellemeye çalışıyor. Rutin hayatınızı bozmak korkunuzu daha fazla artırabilir ve her an aklınızda aynı korkunun canlı kalmasına yol açabilir. Bu nedenle günlük işlerinizi ve alışkanlıklarınızı bozmayın.
RİSKİ GÖRMEZDEN GELMEYİN
Bazı kişiler, terör olaylarıyla ilgili bir aldırmazlık halinde olabiliyor. “Bize bir şey olmaz” ya da “Bana bir şey olmaz” şeklinde düşünebiliyor. Bu düşünce bir miktar bizi psikolojik olarak korusa da olası riskleri tamamen görmezden gelmeye neden olduğunda da sorun olabiliyor.
MEDYAYI KONTROLLÜ KULLANIN
Bazen şehit cenazeleri, olay görüntüleri, çığlıklar, ağlamalar olabildiğince ayrıntılı olarak veriliyor. Bu haberleri sürekli olarak izlememeye çalışın. Tekrar tekrar aynı haberleri izlemek sizde travma belirtileri ortaya çıkarabilir. Depresyon ya da kaygı bozukluklarına neden olabilir.
ENDİŞELERİNİZİ PAYLAŞIN
Yrd. Doç. Dr. Psikolog Ferahim Yeşilyurt “Yaşadığınız duyguları başka insanlarla paylaşmak korkularınızın azalmasına ve rahatlamanıza yardımcı olabilir. Bu doğrultuda öncelikle ailenizle ve yakın çevrenizle olan biten hakkında konuşarak paylaşın. Tek başınıza bu sorunlarla baş etmek yerine çevrenizden destek sağlayın” diyor.
SOSYAL MEDYADA SÖYLENTİLERE TEMKİNLİ YAKLAŞIN
Toplumun genel olarak korku ve endişelerini artıran durumlarda toplumsal güven duygusu sarsılmaya başlar. İnsanlar olası tehlikelerden haberdar olmak için yoğun bir haber arayışı içerisine girerler. Bu ortamda doğruluğu test edilmemiş bilgilerin yayılması insanların güvensizliğini daha çok artıracaktır. İstihbaratta tanıdığı olan biri tarafından alınmış bir haber, emniyetteki bir tanıdık ile başlayan söylentiler hızla yayılır. Bu haberlere karşı dikkatli olun. Zaman zaman küçük duyum ya da söylencelerin abartılarak kulaktan kulağa yayılması başka insanları korkutabilir. Bundan kaçının. Diğer taraftan asılsız söylentiler yaşanılan panik duygusunu artıracaktır. Bu nedenle, bu tür duyumlara karşı temkinli yaklaşmanız çok önemli.
AİLECE DUYGULARINIZI PAYLAŞIN
Evinizde ailenizle bir toplantı yaparak olayları değerlendirin. Toplantıda terör olaylarının sizde uyandırdığı duygulardan bahsedin, tüm aile bireylerinin de kendi duygularını paylaşmalarını sağlayın. Ardından bu durumlarla ilgili yapılabilecekler için bir yol haritası hazırlayın. Kalabalık yerler bir süre sık gitmemek, terör haberlerini abartarak yaymamak gibi.
ÇOCUĞUNUZA MODEL OLACAĞINIZI BİLİN
Çocuklar önemli durumlarda büyüklerinin davranışlarını takip ederler. Eğer yetişkinler sakin kalabiliyorsa onlar da sakinleşebilirler. Tersi durumda siz korkuyorsanız çocuğunuz da korkacaktır. Bu nedenle kendi korkunuzu yenmek çocuğunuzun korkusunu da azaltmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca korkunuzu çocuğunuza yansıtmamaya dikkat edin.
ÇOCUĞUNUZDA GÜVEN DUYGUSUNU ARTIRIN
Yrd. Doç. Dr. Ferahim Yeşilyurt “Sevmek, üzülmek gibi korkmak da doğal bir duygu. Ebeveynlere düşen, çocuklarının korkularıyla ilgili gözlem yapmak ve yaşadıkları duyguları ifade etmelerine zemin hazırlamak. Anlayışlı ve işbirliğine dayalı bir yaklaşım faydalıdır. Bu korkuları yaşayan çocuğunuzu ‘Korkacak ne var, bir şey olmaz’ gibi ifadelerle geçiştirmeyin. Sorduğu sorulara yaşına göre kısaca anlayabileceği biçimde yanıt vermeye çalışın. Çocuğu dinlemek, onunla daha fazla vakit geçirmek olası sorunların aşılmasına katkı sağlar” diyor.