Terör kurbanı sivil de şehit sayılacak

Erdoğan, “Şehit yakınları ve gazilere yapılacak gayrimenkul hibelerine vergi muafiyeti getirildi. Terör nedeniyle göreve gidişler sırasındaki kazalar sonucu yaralanan ya da hayatını kaybedenler de kapsama alınıyor” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, şehitlik, gazilik ve malullük kapsamının genişletileceğini açıkladı. Terör eylemlerinde hayatını kaybeden siviller de şehit kategorisine alınacak, yakınlarına tazminat verilecek ve aylık bağlanacak. Erdoğan, şehit yakınları ve gazilere yönelik hazırlanan yeni paketi partisinin dünkü Meclis grubunda açıkladı. Erdoğan’ın açıkladığı yenilikler şöyle:

**Gayrimenkul hibesine vergi muafiyeti**

“Şehit yakınları ve gazilere yapılacak gayrimenkul hibelerine vergi muafiyeti getirildi. Şehit ve gazilerin tüm çocukları toplu taşım araçlarından ücretsiz yararlanacak, bunun için artık sosyal güvenlik şartı aranmayacak. Terörle mücadele kanunu kapsamındaki er ve erbaşlar ile geçici köy korucuları da artık faizsiz konut kredisi imkanından yararlandırılacak. Ekim 2008’den sonraki harp malulleri de bu olanaktan yararlanacak. Malul olan gazilere sağlanan bakım desteği köy korucuları ve sivil vatandaşları da kapsayacak, destek tutarı da iki asgari ücrete çıkarılacak.

**Katkı payı ödemeyecekler**

Terörle mücadele görevi sırasında yaralanan kamu çalışanı ve sivillerin malullükleri kesinleşinceye kadar her türlü sağlık ve tedavi hizmetleri, hiçbir katılım payı alınmaksızın yapılacak. Terörle mücadele esnasında yaralanan ve tedavisi devam eden personele bir yıl süreyle ödenen özel harekat ve operasyon tazminatının ödeme süresi de 24 aya çıkarılıyor. Terörle mücadele görevi sırasında olmasa bile görevleri esnasında yararlanan, bakıma muhtaç olan vazife harp malulleri ile köy korucuları da artık ihtiyaç duydukları her türlü iyileştirici rehabilite edici araç gereçlerden veya araç gereçlerin temininde katkı payı ödemeyecekler. Maluliyeti sürekli olanlar, sağlık durumlarında meydana gelen değişikliğe göre malullük derecelerini değiştirebilecekler.

**Kumrular’daki Mustafa da şehit**

Şehit ve gazi sayılma kapsamı da genişletiliyor. Terör olayları nedeniyle göreve gidiş ve dönüşler sırasında meydana gelen kazalar sonucu yaralanan, sakatlanan ya da hayatını kaybedenler de kapsama alınıyor. Trafik ve yol güvenliği ile tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerinde meydana gelen olaylar da aynı şekilde bu kapsama alınıyor. Mülki idare amirleriyle ilgili kapsam genişletilirken, her derecede polis ve askeri okullarda okumaya hak kazanıp geçici kaydı yapılan veya yaşları 18’in altında olan öğrenciler de yine kapsama alınıyor. Terör eylemlerinde hayatını kaybeden siviller de şehit kategorisine alınıyor ve yakınlarına tazminat ve aylık bağlanıyor. Örneğin Batman’da öldürülen Mizgin Doru, Bingöl’de öldürülen Hatice Belgin, Kumrular Sokak’taki bombalı saldırıda ölen Mustafa Bingöl artık yasal olarak şehit sayılacak.

**2 şehit yakınına iş**

Bir şehit yakınına iş olanağı sağlanmasına ilişkin mevcut uygulama da değiştiriliyor. Yeni uygulamayla, biri eşi ya da çocuğu diğeri ailesi olmak üzere 2 şehit yakınına iş olanağı sağlanacak. Şehitin anne ve babasına maaş ödemesindeki malullük ve muhtaçlık şartı da kaldırılıyor.”

**Ufku olan gurur duyar**

Erdoğan, 12 askerin şehit olmasının ardından yapılan “Afganistan’da ne işimiz var?” eleştirilerine de sert tepki verdi. Erdoğan, “Ufku, vizyonu olan, bu ülkenin tarihini az çok okumuş olan herkes bizim yurtdışındaki askeri varlığımızdan gurur duymalıdır. Küçük iddialarla büyük ülke olunmaz. Ama bunlar maalesef butik devlet olmaktan öte geçemiyorlar. Türkiye’ye ‘taşeronluk’ yakıştırması yapanlar bu milleti, ülkeyi tanımayan zavallılardır” dedi.

**Dağ daveti için mi bunları yazıyorsunuz?**

Başbakan Tayyip Erdoğan, olaylı Nevruz kutlamaları nedeniyle BDP ve bazı köşe yazarlarını da ağır bir dille hedef aldı. “Allah aşkına Nevruz böyle mi kutlanır, bahar öyle mi karşılanır?” diyen Erdoğan, BDP’nin Kandil’den de aldığı talimatla Nevruz’u gövde gösterisine dönüştürüp, şehirleri savaş alanına çevirmek istediğini savundu ve şöyle dedi: “BDP de terör örgütünün bu kirli oyununa artık alet olmuş demeyeceğim, çünkü bir uzantı olarak o da görevini ifa ediyor, tahrik ve tertiplerinin parçası haline gelmiştir. Bu Nevruz’da da BDP; barıştan, huzurdan, kardeşlikten, dayanışmadan yana değil, çatışmadan, kandan, gözyaşından yana olduğunu açık ve net şekilde ortaya koymuştur. Biz BDP’nin de onu yönlendiren Kandil’in de kan akması, halk ile Emniyet güçlerinin karşı karşıya gelmesi için büyük gayret gösterdiğini çok iyi biliyoruz.” Erdoğan, Nevruz kutlamalarına izin verilmemesini eleştiren yazarlara da şu tepkiyi verdi: “Efendim neden pazar günü talep edilen bu törenlere müsaade edilmedi, neden 3-4 gün, bir hafta izni verilmedi. Hatta hatta bunu kenar köşelerine kadar yansıtan beyefendilere de sesleniyorum; sizlerin alamadığı haberleri, niçin bizim alabildiğimizi düşünmüyorsunuz? Terörist liderlerinden birinin, ‘Kan gölüne çevireceğiz’ diye yaptığı açıklamayı duymuyor musunuz? Bizim bu tavırlarımızı, farklı bir yere çekme gayretinde olan beyefendiler tabii ki köşelerinizde rahatsınız. Çünkü, zaman oluyor sizi dağdan, adadan davet ediyor; ‘Gelsin onlarla konuşalım’ diye. Bundan dolayı mı bu yazıları yazıyorsunuz? Münasebetleriniz gayet güzel maşallah. Kusura bakmasınlar biz hükümet olarak, halkımızın huzuru, refahı için atılması gereken adım neyse bu adımları atmaya sonuna kadar devam edeceğiz.”