Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, çözüm sürecinde terör örgütü mensuplarının silah bırakarak yurt dışına çıkmaları konusunda yasal düzenlemeye gerek olmadığını söyledi
Çelik, "Siyasi irade çekilecek diyorsa basit düzenlemelerle halledilir. Meselenin hukuki rejim tartışmasına dönüştürülmesine gerek yoktur. Devlet silahlı mücadelesini hangi metotlarla uyguluyorsa o metotlar bugün silahlı unsurların silahlarını bırakıp, kendilerine dokunulmaksızın yurt dışına çıkmaları iradesini sağlayacaktır. Yasal güvence sanal bir tartışmadır." dedi.
Partisinin Çukurova Danışma Meclisi’nde konuşan Bakan Çelik, çözüm süreci üzerinde durdu. Türkiye’de sorunların 150 yıldır ithal metotlarla çözülmeye çalışıldığını ifade eden Bakan Çelik, son 10 yıldır ise evrensel olanla yerel arasındaki çatışmayı ortadan kaldıran, yepyeni bir sentezle, yepyeni bir özgüvenle bütün meselelerine kendi öz dinamikleriyle ve özgüveniyle çözümler üretildiğini açıkladı.
Konuşmasında terör örgütü üyelerinin silah bırakarak yurt dışına çekilmesi tartışmalarına da değinen Bakan Çelik, “Silahlı tehdit üretenler, ülke topraklarında yurt dışına çıkmaya kalktığı zaman siyasi irade, ‘bunlar silahlarını bırakıp yurt dışına çıktıkları taktirde bunlara dokunulmayacaktır’ deniliyorsa, bu çok basit bir şekilde bir düzenleme ile halledilir ve bu temin edilir. Dolayısıyla, meselenin başka yerlere çekilmesi, meselenin bir hukuk tartışmasına, bir rejim tartışmasına ya da güvenlik güçleriyle ilgili bir hukuki muhataplık tartışmasına dönüştürülmesi, bu süreçle ilgili üretilen provokasyonlardan bir tanesidir.
Mesele nettir, silahlı unsurlar, silahlarını bırakıp yurt dışına çekilmeye başladıkları andan itibaren bunlara dokunulmayacaktır ve bunlar ülkeyi terk edeceklerdir. Hükümetin iradesi budur. Şimdi burada temin edilmek istenen nedir? Türkiye’de artık kan akmasın, terör yoluyla elde edilecek bir mesafe kalmamıştır, terör yoluyla ulaşılabilecek bir amaç kalmamıştır. Terör yoluyla bir amaca ulaşacaklarını söyleyenlerin, terör yoluyla bir mesafe elde edecekleri iddiasında olanların bütün argümanları artık boşa çıkmıştır." dedi.
Silahlı unsurların yurt dışına çıkarılması sürecinde bir sürü madde ile kara propaganda üretildiğinin altını çizen Bakan Çelik, “Deniliyor ki, anayasadan şu ifade çıkacak, milletin tanımında muğlaklık meydana gelecek, Türkiye’nin, devletin vasfı yada milletin nitelikleri üzerinde bir operasyon gerçekleştirilecek. Bunların hiçbirisi doğru değil. Burada temel mesele şu, biz millet dediğimizde milletten neyi anlıyoruz, milletten kimi anlıyoruz? Aslında isimlendirme tartışması, örtüsü tartışması adında içeriklendirme tartışmasından kaçıyorlar.” diye konuştu.
AK Parti hükümetinin milletin ‘evet’ demediği hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğinin altını çizen Çelik, “Milletin çizdiği sınırların dışına ne 1 santim ne 1 gram çıkmaz. O sebeple sanki devletin niteliği üzerine bir pazarlık yürütülüyormuş, ya da milletin vasfı üzerine bir ameliyat operasyonu gerçekleştiriliyormuş gibi izlenim vermeye çalışanlar bilin ki eski Türkiye korkuları, eski Türkiye’nin zihniyeti içerisinde, yeni Türkiye’nin özgüvenini anlamıyorlar.
Temel problem şudur, bugün kaygı üretenler, bugün korku üretenler, bugün topluma korku salmaya çalışanlar esasında özgüven sahibi Türkiye’ye adapte olamamış kesimler. Bugün Türkiye’nin özgüvenine, kendi meselelerine sahip çıkmasına adapte olamamış kesimler. Özgüven yoksun oldukları için sürekli korku içerisinde, kaygı içerisinde yaşıyorlar. Biz eleştirinin, uyarının birtakım eksikler varsa bunların altının çizilmesinin, bunların tartışılmasının her zaman iyi sonuçlar doğuracağını düşünüyoruz. Ama korku üretmek, kara propaganda üretmek, milletin özgüvenini zedelemeye çalışmak olsa olsa psikolojik bir operasyondur, siyaset değildir.” ifadelerini kullandı.