HABER

Terör örgütünden kan donduran infazlar

Terör örgütünden kan donduran infazlar

1.5 yıl kaldığı terör örgütünün Bekaa kampında gördüğü infazları anlatan Selma Batmaz, tüylerinizi diken diken edecek.

Eski PKK'lı Selma Batmaz, 1.5 yıl kaldığı terör örgütünün Bekaa kampındaki infazlarını anlatınca saldırıya uğradı. Selma Batmaz "Bir heyet kurulsun Bekaa'daki toplu mezarları göstereyim" diyerek yetkililere çağrıda bulundu. Kürt sitelere ve Türkiye gazetesine verdiği röportajda Batmaz, Bekaa kampı için "Diyarbakır Cezaevi'nden kötüydü" diyor.


Taraf yazarı Kurtuluş Tayiz'e telefonda konuşan Batmaz'ın anlattıkları dehşet vericiydi:

“Her sabah 05:30’da uyanıyorduk. 450-500 kişilik askerî taburla ‘ölüm poligonuna’ gidiyorduk. Her gün rutin bir şekilde dört-beş kişiyi çıkarıyorlardı. Sonra bunlar kurşun yağmuruna tutuluyordu. Onlar can verirken 450-500 kişi hep bir ağızdan ‘Biji Serok Apo’ diye slogan atıyordu. Bu vahşet tablosundan sonra da hepimiz spora çıkıyorduk. PKK’nın acı gerçeğinin tanığıyım ben.”


Kendisini Kürt davasının hem tanığı hem sanığı hem de mağduru olarak gören Batmaz, 12 yıl kaldığı Almanya'da suskunluğunu bozdu, PKK'nın karanlık yüzünü gözler önünde serdi. Tayiz bugünkü yazısında önce Batmaz'ın kendisi ve ailesi hakkında bilgiler aktardı.

(...)Örgüt terminolojisiyle söylemek gerekirse “bedel ödemiş” bir aileden geliyor. Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkencelere direnen eşi Saidoğlu Batmaz PKK’nın kurucu kadrolarından. Cezaevinden kurtulur kurtulmaz dağa çıkıyor. 1990’da bir çatışmada öldürülüyor. Yine ilklerden olan kayını da Tunceli’de vuruluyor. Aileden PKK’ya daha pek çok katılım var. 1988 yılında kocasının ardından o da Bekaa’ya gidiyor. 1,5 yıl eğitim gördükten sonra İstanbul’a gönderiliyor. 1992 yılında vapur yakmak gibi suçlamalarla yakalanıyor. Birlikte yakalandıkları 27 kişiden sadece iki kadın sorguda direniyor. O kadar ki birlikte yakalandığı Betül Cici gerçek adını bile söylemeyince Necdet Menzir bu kadını tanıyanlar yardım etsin medyaya fotoğraflarını dağıtıyor. O günlerin gazetelerinde çıkan fotoğraflarına bakınca başlarına gelen felaketi anlamak mümkün.


O günlerin izlerini hâlâ üzerinde taşıyor. Vücudunun yüzde 60’ı sakat. Yedi ameliyat olmuş, altısı da sırada. İşkencede uğradığı tecavüz gibi ruhundaki hasarlar var bir de. 5,5 yıl kaldığı Bayrampaşa Cezaevi’nde PKK’lı kadın militanların sorumluluğunu yapmış. Örgütün tüm liderlerini Bekaa’dan, cezaevinden tanıyor."

Tayiz daha sonra Batmaz'ın Türkiye gazetesine verdiği röportajdan bazı bölümlere yer verdi. Üniversiteli gençlerin infazın anlatırken tüylerin diken diken olmaması işten bile değil

(...)1,5 yıl kaldığı Bekaa Kampı ile ilgili öyle şeyler anlatıyor ki. 90’ların sonuna doğru kitleler halinde metropollerden Bekaa’ya giden çoğu üniversiteli gençlerin nasıl hemen hain damgası yiyip infaz edildiklerini somut örneklerle anlatıyor:


“Bekaa Vadisi sabahlara kadar devam eden işkence sonucu atılan çığlıklarla yankılanıyordu. Adamları ayaklarından asıyorlardı. Naylon eritilerek vücutları yakılıyordu insanların. Hiç unutmuyorum. Ankara’dan gelen iki Sivaslı bayan vardı. Bunlar teyzekızlarıydı. Bir telsiz fabrikasında çalışıyorlarmış. Onlardan birinin el ve ayaklarını yakmışlardı içimizde duruyorlardı.”


“Biri Lübnanlı, memleketini hatırlayamadığım başka biri, toplam da iki Kürt’ü bir yere gömmüşlerdi. 40 gün sonra bunların yeraltında atıldıkları mahzenin kapısı açılıyor ve bunların birbirlerini yiyerek öldükleri görülüyor.”


“15 yaşındaki çocuğa sidiğini içirmişlerdi. Antepli ve soyadı Polat olan bir çocuk oradaydı. Ona neler yapıldığını şu anda aklıma getirmek bile istemiyorum. Bekaa’da yaşananlar ne Diyarbakır’da ne Vietnam’da ne da başka bir yerde yaşandı. Militanların arasında Nayloncu Azime adında biri vardı. Bu kadın naylonu eritip insanların vücuduna damlatıyordu.”


elma Batmaz tüm bu vahşeti kurulacak bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu’na anlatmak istiyor. “Bekaa’da katledilenlerin nereye gömüldüklerini biliyorum. Bir heyet oluştururlarsa gider yerlerini gösteririm. Bana o dönem yayınlanan Serxwabun’un (PKK’nın yayın organı) sayıları gösterilirse orada yargılanan ve öldürülenlerin hepsini çıkartırım” diyor.

Şimdi 48 yaşında Selma Batmaz. Ömrünün büyük bir kısmı gözleriyle gördüğü bu acıların yükünü taşıyamamakla geçmiş. İki kez intihara teşebbüs etmiş.


Türkiye gazetesinde verdiği röportajdan sonra tehditler artmış. Korunmak istiyor. Adının itirafçıya çıkmasından ise son derece rahatsız. Son sözü ona bırakalım.

“Benim vicdanim temizlendi, ben halkıma borçlu ölmek istemiyorum. Ben sessiz çoğunluğun sözcüsü olmaya yemin etmiştim, bu davada ölenlere ahdim vardı, ben yüreğimin sesine kulak verdim ve vicdanım daha fazla sessiz kalmama izin vermedi.


Ben bu davanın tanığı, sanığı ve mağduruyum. Sesi çıkmayanlar! Ben her şeyi üstlendim, bu işin içinde ölüm vardır biliyorum, ben ölümü omuzluyorum, halkımı da çok sevdiğimden, ölümüne Kürt davasına bağlı olduğumdan ölümü omuzluyorum. Yalnızım ve cesaretliyim, bu vahşetin açığa çıkması için elimden gelen budur. Sizi daha önceden bilgilendirmediğim için beni affedin, sizlerden/halkımdan af diliyorum.”


Terör örgütünün Kazan Vadisi'nde kalan bazı militanların mağaralarda açlık ve sefalet içerisinde ölümü beklediği öğrenildi. Terör örgütünün Kazan vadisinde aldığı büyük darbeden sonra bir çok teröristi teslim olmak için fırsat kolladığı, bazı teröristlerin ise açlık, sağlıksız koşullar ve soğuk yüzünden çok zor durumda oldukları bildirildi.







En Çok Aranan Haberler