WASHINGTON (İHA) - Geride bırakmaya hazırlandığımız 2004 yılında birçok alanda olduğu gibi terör saldırıları ve küresel terörle mücadele alanında da önemli gelişmer yaşandı.
Bu yıl İspanya'yı vuran Madrid yakınlarındaki tren saldırıları 200'den fazla insanın ölümüyle sonuçlandı. Saldırılar sonucu oluşan tepki ise İşçi Partisi'nin işine yaradı ve saldırılardan hemen sonra yapılan seçimde partiyi iktidara taşıdı. Ayrıca, yeni hükümet hemen Irak'tan askerlerini çekti. Ancak buna rağmen uzmanlar, 2004'te çok fazla görülmese de teröre karşı verilen küresel mücadelede gelişmeler kaydedildiği görüşünde birleşiyor.
Dünyanın en çok aranan isimleri arasında ilk sıradaki yerini koruyan Usame Bin Ladin halen kayıp. El Kaide liderinin Afganistan ve Pakistan sınırı arasındaki dağlarda saklandığı sanılıyor. Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, bir süre önce yaptığı konuşmada, Bin Ladin'in nerede olduğu konusunda samimi ve iç karartıcı bir açıklama yaparak, "Nerede olduğunu bilmiyoruz. Herhangi bir yerde olabilir. Hayatta olduğu kesin, bundan eminim" ifadelerini kullandı.
Usame Bin Ladin'in yakalanması terörle savaş için önemli bir dönüm noktası olabilir. Ancak terörle mücadelede başarıyı yeni saldırı olmamasına bağlayan basın, Bin Ladin'in yakalanmasına pek ihtimal vermiyor.
11 Eylül'den bu yana geçen 3 yılda Amerika'da güvenlikle ilgili büyük bir olay yaşamadı. Geçen ay istifa eden ABD İç Güvenlik Bakanı Tom Ridge'nin, görevden ayrılacağını açıkladığı konuşmasında çizdiği iyimser tablo dikkatlerden kaçmadı. Rigde, "Eğer güvenliğinizi arttırır, her an her şeye hazır bir şekilde beklerseniz, teröre karşı caydırıcılığınız var demektir. Ben bugün size 'şu kadar' saldırıyı önledik ya da yapılmasını engelledik diyebilir miyim? Diyemem! Peki bunun büyük olasılıkla böyle olduğundan emin miyim ? Evet, eminim..." dedi.
BAŞARININ SIRRI İŞBİRLİĞİ Amerika'da nüfuzlu düşünce kuruluşlarından Rand Corporation'ın terör uzmanı Bruce Hoffman, geçen bir yıl boyunca Amerika ile müttefikleri arasında şüpheli eylemlerin izlenmesi ve olası tehditlere karşı mücadelede yakın işbirliği olduğunu söyleyerek, "Her ne kadar Amerika ile müttefikleri arasında bölünmüşlükler olsa da, geçen yıl elde edilen en büyük başarı, terörle mücadelede her şeye rağmen süren karşılıklı ve güçlü işbirliği oldu. Hatta bu işbirliği bazı olaylarda daha da belirgin bir şekilde güçlendi" diye konuştu.
Hoffman, Madrid'deki bombalı saldırıları hatırlatarak, bu olayın, teröristler açısından bir yerde geri teptiği görüşünü savunuyor. Terör uzmanına göre, trenlere yönelik bu saldırılar Avrupalı ülkelerin de aşırı İslamcılığa karşı harekete geçmesine yol açtı ve bu alanda istihbarat toplama ve paylaşma çabalarını arttırdı. Peki, teröre karşı savaş, Irak savaşından ayrı olarak ele alınabilir mi? ABD Başkanı George W. Bush, ikinci seçim kampanyası sırasında yaptığı bir konuşmada, Irak'ın, terörle mücadele çabalarının merkezinde olduğunu vurguladı. Bush ayrıca, "Teröristlerin amacı nükleer bir saldırı gerçekleştirmek. Bu nedenle olası saldırılara karşı sürekli tatbikat yapılıyor. Şimdi Irak'ın güçlü bir Başbakanı var ve Ocak ayında seçimler yapılacak. Biz burada ülkemizi daha güvenli hale getirecek çok önemli ve tarihi bir görev üsleniyoruz. Orta Doğu'da özgür halklar, daha umutlu olacak, böylece içlerinde kızgınlık ve dargınlık beslemeyecek, şiddet eylemlerini dışarıya ihraç etmeyecekler. Orta Doğu'daki özgür devletler, terörizme arka çıkma yerine, onlarla mücadele edecekler" dedi.
IRAK'TAKİ DURUM İÇ KARARTICI Ancak diğer bazı lider ve uzmanlara göre, tablo daha karanlık. Irak'taki çatışmalar, Amerika ve müttefiklerine karşı yeni düşmanlıkları besliyor; uluslararası kamuoyunun başına gelecek yıllarda büyük dertler açacak yeni nesil teröristlerin yetişmesine ön ayak oluyor.
St. Andrew Üniversitesi Terörizm Çalışmaları Merkezi'nden Magnus Ranstorp, bu konuda, "Ben, uluslararası kamuoyunun, bölgede El Kaide'yi besleyen çatışmalara bir çözüm bulabileceği konusunda hiç umutlu değilim. Teröristlere karşı bazı alanlarda başarılar elde etmiş olabiliriz, ancak bence genele baktığımızda, Irak'ın jeopolitik konumu ve bölgesel çatışmaların sürmesi nedeniyle biz bu savaşı kaybediyoruz. Ve bu El Kaide'nin daha çok adam toplamasına neden oluyor" diye konuştu.
Rand Corporation uzmanı Bruce Hoffman'a göre uluslararası alanda terörizmle mücadele daha da gelişecek ve terörün köklerini bulma, buna neden olan sebepleri ortaya çıkarma konusunda devletler daha deneyimli olacaklar. Hoffman, "Yapmamız gereken sadece şu anki teröristlere ve hatta gelecek nesillere odaklanmak, çünkü onları kaybettiğimizde şu anda olduğu gibi karşımıza eğitim almış bir şekilde çıkıyorlar. Gelecek nesilden sonrakilere de bakmalıyız ki, şuanda terörle mücadele alanında yaptıklarımızla gelecekte önemli kazançlar elde edeceğimizden emin olalım. Böylelikle, 30 yıl sonra kendimizi hala aynı savaşın içinde bulmayalım" ifadelerini kullandı.
Bruce Hoffman, Afganistan'daki önemli üslerini kaybeden El Kaide'nin önde gelen liderleri de öldürüldükten ya da ele geçirildikten sonra büyük bir çöküşe geçtiğini belirtiyor. Hoffman ayrıca, teröre karşı savaşta nihai başarının, sadece El Kaide ve diğer örgütlerin köklerinin kurutulmasına değil, aynı zamanda onları besleyen kökten dinci ideolojilere karşı da zafer kazanılmasına bağlı olduğunu vurguluyor.