Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Odalar Kongresi'nde yaptığı konuşmada, terörle uluslarararası mücadele çağrısında bulundu ve "Özellikle ‘senin teröristin kötü, benim teröristim iyi' mantığının ortadan kalkmasının gereğine inanıyoruz. Türkiye'nin uzun yıllardır terörle mücadele noktasında diğer ulusların bu noktada ‘Biz sizdeki terör örgütünü bir terörist örgüt olarak görüyoruz' lafını artık yeterli görmüyoruz. Bu konuda gerekli uygulamayı bekliyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, dünyanın dört bir yanından gelen 1600'e yakın işadamının katıldığı 5. Dünya Odalar Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, terörle mücadelede uluslararası işbirliği çağrısında bulundu.
"TERÖRE KARŞI ORTAK İRADE VE TUTUM OLMALI"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokrasi, barış ve evrensel hukuk ve özgürlüklerin ve ekonominin insana huzur getirecek şekilde gelişmesinin, insanın ve insani değerlerin hayatın merkezine alınmasına bağlı olduğunu söyledi. Bugün çevrenin tahrip edilmesinden, uluslararası teröre kadar birçok sorunun ulusal ölçekten çıkarak, uluslararası bir tahrip gücüne ulaştığını belirten Erdoğan, "Çevrenin tahrip edilmesine, teröre, şiddete ve dünyada oluşturulan kriz bölgelerindeki hukuk savaşlarına karşı, insanlığın vicdani artık ortak bir tutum almalı ve karşı irade koymalıdır. Medeniyet sadece ürettiğimiz malların küresel ölçekte serbestçe dolayması değildir. Medeniyetin ölçüsü sadece ülkelerin sekonomik büyüklükleri ve silah güçleriylme de ölçülemez. Medeniyetin ölçüsü insani değerlere ne kadar sahip çıkıldığı ve uygulamaya geçildiğindir" dedi.
"'SENİN TERÖRİSTİN KÖTÜ, BENİM TERÖRİSTİM İYİ' MANTIĞI ORTADAN KALKMALI"
Konuşmasında terörle mücadele konusunda çağrıda bulunan Başbakan Erdoğan, "Bütün yeryüzünde barış ve adalet mümkün yeter ki yüreklerimiz hak ve hakkaniyetten yana olsun. Yeterki haksızlıklar karşısında güç ilişkilerine göre değil, adalet kriterlerine göre adım atalım. Bugün bütün dünya için, özellikle terör karşısında uluslararası ortak bir mücadele kararlılığını şart olarak görüyoruz. Özellikle ‘Senin teröristin kötü, benim teröristim iyi' mantığının ortadan kalkmasının gereğine inanıyoruz" dedi.
Türkiye'nin uzun yıllardır terörle mücadele noktasında; diğer ulusların "Biz sizdeki terör örgütünü bir terörist örgüt olarak görüyoruz" lafını artık yeterli görmediklerini belirten Erdoğan, "Bu konuda gerekli uygulamayı bekliyoruz. Laftan uygulamaya geçilmesini bekliyoruz. Türkiye olarak, biz bunu uluslararası teröre karşyı mücadelede yaptık. Bize dost olarak görünenlerden de biz bunu bekliyoruz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Eğer bu mücadeleyi bu şekilde yaparsak inanıyorum ki; teröre karşı mücadelede insanlık galip çıkacaktır. Ama bunu böyle yapmaz da ulusal bazda bırakırsak, o zaman insanlık daha çok faturalar ödeyecektir" diye konuştu.
TERÖRİSTE 'TERÖRİST' DEMEK YETERLİ DEĞİL
Erdoğan, Türkiye'nin 2013 yılında milli gelir seviyesinin 800 milyar dolar seviyesini geçmiş, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alacağını belirterek, "Cari işlemler açığı artık düşüş trendine girmiş bulunmaktadır" dedi. Türkiye'de yüksek ve belirsiz seyreden enlasyonun kontrol altına alındığını ve tek haneli seviyelere kadar çekildiğini vurgulayan Erdoğan, demokratikleşmede ve ekonomide gerçekleştirilen reformların Türkiye'nin risk primlerini de aşağılara çektiğini söyledi.
Erdoğan konuşmasında, doğu ile batı arasındaki stratejik imkanları, OECD ülkeleri arasında hızla büyüyen ve kalkınan Türkiye'nin demokratik gelişmesine paralel olarak bölgesel ve küresel barış için gösterdiği üstün gayretin mutlaka görelmesi gerektiğini söyledi. "Barışın ve adaletin garantör ülkesi olan Türkiye bu mücadelesinde mutlaka desteklenmelidir" diyen Erdoğan, dünya devletlerinin hangi ülkede olursa olsun, masum insanlara, istikrara, refaha ve kalkınmaya yönelik her türlü terör eylemini ciddiyetle ele almak zorunda olduğunu ve çözüm için de uluslararası dayanışmanın kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Erdoğan, özellikle ekonomik kalkınmanın istikrarlı ve güvenli şekilde ilerlemesi için terör ve benzeri tehditlere karşı ortak mücadele imkanlarının daha da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. "Bizim için ekonomik gelişme önemli değil, önemli olan güvenliktir" mantığının da yanlış olduğuna dikkat çeken Erdoğan, güvenliğin ekonomiye, ekonominin de güvenliğe muhtaç olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ekonomik gücünüz olmadıktan sonra, güvenliği ne ile yok edebileceksiniz. Güvenliğıiniz olmadığı zaman ekonomik başarıyı nasıl yaklaşaçaksınız. İkisi de bunun iç içe geçmiş iki önemli kavramdır, iki önemli unsurdur. Bunları bir birinden ayrı değerlendiremezsiniz. Küresel teröre karşı vereceğiniz mücadelenin odak noktasını ekonomik kalkınma, işsizlikle, yolsuzlukla, yoksullukla mücadele oluşturmaktadır. Türkiye haksızlıklara maruz kalmış bir ülke olarak bugüne kadar ağır bedeller ödemiş, buna karşı medeni yürüyüşünü durdurmadan tarihi reformlar gerçekleştirmiş bir ülkedir."
PİYASALAR KRİZ İHTİMALİNE PRİM VERMEDİ
Erdoğan, Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve hukuku reform sürecini başarıyla yürüttüğünü belirterek, demokratikleşmeye paralel olarak sağladıkları ekonomik büyümenin Türkiye'yi cazibe merkezi haline getirdiğini söyledi. Erdoğan, seçim sürecinde olunmasına rağmen ekonomik göstergeler olumlu gelişteğini belirterek, ekonomik piyasaların hiçbir kriz ihtimaline pirim vermediğini, kötümser hiç bir senaryoyu alma ihtiyacı duymadığını kaydetti.
Türkiye ekonomisine ilişkin verdiği rakamlarla, ekonominin geçmişten bugüne geldiği noktayı onlatan Erdoğan, açıklanana son büyüme oranlarına göre Türkiye'nin yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.7 büyüme gösterdiğini söyledi. Erdoğan, "Ülkemiz son 21 çeyrektir yüksek oranlı büyüme performansı göstermektedir. Büyüme oranının yüksekliğiyle dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır" dedi.
"SEÇİM POPÜLİZMİ YAPMIYORUZ"
Başbakan Erdoğan, seçim sürecinde bütçe disiplininden taviz verilmediğini, asla popülizme tenezül edilmediğini söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin uzun bir aradan sonra yakaladığı istikrar ve güven ortamını kaybetmesine asla izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
AB üyelik sürecine değinen Erdoğan, özellikle yaşayarak tecrübe ettikleri birçok konu olduğunu vurguladı. Erdoğan, demokrasiye ve demokratikleşme çabalarına dönük her türlü olumsuzluğun Türkiye'nin fakirleşmesi, gelir dağılımının bozulması, gelecek hedeflerinin belirsizleşmesi, yatırımların ürtmesi ve işsizliğin çığ gibi büyümesi anlamına geldiğini kaydetti. Türkiye'nin geçmiş dönemlerde bu tür durumlarda ağır bedeller ödediğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin artık bugün rotasını tam demikratikleşme ve Ab üyeliği olarak belirlediğini ve bu doğrultuda reformlarını gerçekleştirdiğini söyledi.
AB katılım müzakerelerinin bazı üye ülkeler tarafından çıkarılan engellere rağmen kararlı bir şekilde devam ettiğini aktaran Erdoğan, Portekiz'in dönem başkanlığında bazı başlıkların müzakereler açılmasını beklediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, "Türkiye tarafı olarak biz bu noktadaki samimiyetimizi ortaya koymak üzere kendi iç planımızı belirlemiş durumundayız. Biz, önümüze çıkarılacak engellere değil, ülkemizin AB standartlarına ulaşma hedeflere kilitlenmiş durumdayız. Engeller aşılacaktır, aslolan AB standratlarına kavuşmaktır" diye konuştu.
Erdoğan konuşmasını yine terörle mücadele konusunda çağrısını yineleyerek, "Yoksullukla, yolsuzlukla, işsizlikle, terörle mücadelede uluslararası dayanışma bugün artık kaçınılmaz hale gelmiştir. 'Gelişme İçin İş Birliği' sloganıyla toplanmış olan bu kongrenin bu dayanışmanın artırılması yönünde çok önemli müzakereler yapacağına inanıyorum" sözleriyle tamamladı.
ANKA