Terör örgütü PKK/PYD, Süleyman Şah'ın kabrinin Suriye'deki eski yerine taşınmasını önlemek için bölgede ciddi bir tahkimat yapıyor. İstihbarat birimleri Berkel Dağı'nın içine tüneller kazarak karargâh olarak kullanmaya hazırlanan örgütün, Karakozak köyüne kadar uzanan ve 25 kilometreyi bulan tünel ve hendekler kazdığını tespit etti.
Suriye'de DEAŞ terörünün arttığı dönemlerde Suriye'nin Karakozak köyünde bulunan Süleyman Şah Kabri de büyük bir risk altına girmişti. 2015'in Şubat ayında Şah Fırat Operasyonu'nu gerçekleştiren Türkiye, Süleyman Şah'ın kabrini, eşyalarını ve görevli askerleri Türkiye sınırına getirmişti. Süleyman Şah'ın kabri şu an Suriye Eşmesi'ndeki geçici ikametgâhında bulunuyor.
BERKEL DAĞI KARARGÂHLARI
DEAŞ'ın Karakozak köyünden temizlenmesinin ardından bu kez de bölgenin kontrolü PKK/PYD-YPG terörü örgütüne geçmişti. Türkiye bölgenin terörden temizlenmesiyle birlikte Süleyman Şah'ın kabrinin eski yerine taşınacağını açıklamıştı. Son olarak Başbakan Yardımcısı Fikri Işık da kabrin eski yerine taşınacağını vurguladı.
TERÖR ÖRGÜTÜ CİDDİ HAZIRLIK YAPIYOR
Sabah'ta yer alan habere göre, İstihbarat birimleri ve bölgedeki kaynaklara göre terör örgütü PKK/PYD-YPG, Türkiye'nin kabri eski yerine taşımasını önlemek için bölgede ciddi hazırlık yapıyor. Teröristlerin, Karakozak köyünün 15 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Berkel Dağı'nı karargâh haline getirdikleri öğrenildi. Berkel Dağı'nın içine Afrin'deki gibi tüneller kazıldığı, bunların da lojistik ve karargah amaçlı kullanılmak istendiğine dikkat çekiliyor. Berkel Dağı'ndan da hem Karakozak köyünün kuzeyindeki Şuyuh köyüne hem de güneydeki Baçak köyüne kadar hendekler kazıldığı öğrenildi.
MENBİÇ'İN DÜŞMESİ DURUMUNDA...
Berkel Dağı'ndan çıkacak teröristlerin düz ovada uçaklara hedef olmamak için derinliği 5 metreyi bulan hendekler kazdığı, bazı yerlerde bu hendeklerin tünel halinde yer altından devam ettiği ifade ediliyor. Şuyuh köyünden başlayan hendek ve tünellerin de güneydeki Baçak köyünde sona erdiği, bölgede yaklaşık 25 kilometreyi bulan uzunlukta tünel ve hendeklerin bulunduğu belirtiliyor. Örgütün bölgede yaptığı bu tahkimatın Menbiç'in düşmesi durumunda Mehmetçiğin Fırat'ın batısına geçmesini ve de Süleyman Şah Kabrinin yerine taşınmasını önlemek için yapıldığı değerlendiriliyor.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ
Suriye'deki Türkiye toprağı olarak bilinen Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah'ın türbesi DEAŞ tehlikesinin ortaya çıkmasından sonra ikinci kez yerinden alınarak farklı bir noktaya taşınmıştı. Türkiye, DEAŞ'ın tehditleri üzerine 22 Şubat 2015 tarihinde Fırat Nehri'nin üzerindeki küçük bir adacıkda bulunan türbeyi daha kuzeye Türkiye sınırına yakın bir bölge olan Suriye Eşmesi'ne taşımıştı.
Suriye'nin kuzeyinde Halep şehrindeki Karakozak köyü sınırları içerisinde bulunan Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi'ndeki Saygı Karakolu'nda görevli 40 askeri personel ve buradaki tarihi emanetler 21 Şubat'ta askeri operasyonla Türkiye'ye getirildi. Süleyman Şah Saygı Karakolu için eş zamanlı iki operasyon yapıldı. Önce Şanlıurfa Mürşitpınar'dan Türk birlikleri Suriye'ye girdi ve Karakozak köyüne doğru hareket etti. Bir başka tank birliği de Eşme civarından yine Suriye topraklarına girerek, Suriye topraklarının 200 metre kadar içinde Süleyman Şah'ın yeni mekânını düzenlemek için bir toprak parçasını kontrol altına aldı. 'Şah Fırat' ismi verilen bu operasyona 39 tank, 57 zırhlı araç olmak üzere 100 araç ve 572 personel katılmıştı. Operasyon sırasında herhangi bir çatışma yaşanmadı, Başçavuş Halit Avcı adlı asker operasyonun başında intikal sırasında kaza sonucu şehit olmuştu.
SÜLEYMAN ŞAH KİMDİR?
Osmanlı Devleti’nin kurucusu Sultan Osman’ın büyük babası Süleyman Şah, tam kesin olmayan bilgilere göre 1178 yılında doğmuştu. Oğuzların Kayı boyundan olan Süleyman Şah, Ertuğrul Gazi’nin babası, Osman Gazi’nin ise dedesidir. Osmanlı Devleti’nin kurulumundan önce var olan Kayı Boyu’nun reisi olarak bilinir. Moğolların Orta Asya’ya düzenlediği büyük saldırılardan ötürü 13. Yüzyılın başlarında Türkistan’dan batıya doğru göçmüştür. Türkistan böglesinden 50 bin kişiyi de yanına alarak Kuzey Kafkasya’dan Doğu Anadolu’ya geldiği bilinir. Süleyman Şah, burada Diyarbakır, Mardin ve Urfa’ya yerleşerek büyük bir koloni kurmuştur.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ NEREDEYDİ?
Süleyman Şah türbesi ilk olarak Ceber Kalesi'nde bulunuyordu. Türbe'de Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi'nin dedesi ve Ertuğrul Gazi'nin babası Süleyman Şah'ın ve iki askerinin naaşları bulunuyor. Türbede yatan Süleyman Şah'ın Osman Gazi'nin dedesi olan Süleyman Şah değil, I. Kılıç Arslan'ın babası I. Süleyman Şah olabileceği konusunda farklı görüşler bulunuyor. Büyük Selçuklu İmparatorluğu Sultanı Alp Arslan’ın Malazgirt Meydan Muharebesi’nden sonra yeni vatan edinmek maksadıyla batıya yönelen Oğuz boyları arasında Süleyman Şah önderliğindeki Kayı boyu da bulunmaktaydı. Süleyman Şah, yeni yurt aramak üzere çıktığı bu yolculukta Halep yakınlarındaki Caber Kalesi’ne gelir ve Fırat boylarına yerleşir. Buradan tekrar yeni yurt aramak üzere yola çıkar, ancak 1227 yılında Fırat nehri’nin karşı kıyısına geçmeye çalışırken muhafızları ile birlikte Fırat sularında boğulur. Süleyman Şah’ın naaşı ve iki askeri Caber Kalesi eteklerine bir kümbete defnedilir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde imparatorluk sınırları içerisinde olan mezarın bulunduğu yere bir türbe yapılarak buraya “Türk Mezarı” adı verilir. Türbe ve Caber Kalesi, Osmanlı İmparatorluğu yıkılınca Fransız Suriye Mandası sınırları içerisinde kalmıştı. 20 Ekim 1921 yılında Türkiye ile Fransa hükûmetleri arasında imzalanan Ankara Antlaşması'nın 9. maddesi ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması'nın 3. maddesi gereğince Caber Kalesi ve türbe müştemilâtı ile berâber Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edilmiş ve Türkiye'ye burada muhâfız bulundurma ve bayrağını çekme hakkı tanınmıştı. Ankara Hükûmeti ile Fransa'nın 20 Ekim 1921’de imzaladıkları ve Caber Kalesi ile türbenin Türk toprağı olmasını öngören Ankara Anlaşması'nın görüşmeleri devam ederken son Halife II. Abdülmecid, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderdiği bir mektupta kendisinin ve Osmanlı Hanedanı'nın "atası" olan Süleyman Şah’ın mezarı konusunda Meclis’in gösterdiği alâkaya teşekkür etmişti.
SURİYE EŞMESİ
Birecik sınırları içerisinde yer alan, Aşağı Eşme, Büyük Eşme ve Orta Eşme köyleri ile sınır olan Suriye Eşmesi Köyü 1926 yılında çizilen harita ile sınırın Suriye tarafında kalan Kürt köylerinden biri.
TÜRKİYE-SURİYE SU KRİZİ
Suriye hükûmeti, Fırat Nehri üzerinde 1968 tarihinde başlattığı Tabka Barajı'nın 1973 yılında tamamlanacağını ve barajın su toplamaya başlamasıyla Caber Kalesi ve Süleyman Şah'ın türbesinin tamamen sular altında kalacağını ileri sürerek Türk Hükûmeti'nden türbenin yerini değiştirmesini ya da türbenin Türkiye'ye naklini talep eden bir nota gönderdi. Türkiye de buna karşılık Suriye'ye bir diplomatik nota verdi ve Keban Barajı'nın kapaklarını kapatarak Fırat Nehri üzerinden Suriye'ye su akışını engelledi. Karşılıklı bu restleşmenin ardından Türkiye bölgeye Devlet Su İşleri'nde (DSİ) görevli uzmanlar ve mimarlar gönderdi ve türbenin nereye taşınabileceğinin tespit edilmesini istedi.
ANLAŞMA SAĞLANDI
Ankara ve Şam hükûmetleri arasında uzun süren müzakerelerin ardından bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre; Türbe, müştemilatı ile birlikte Halep–Hasseki yolu üzerinde bulunan Karakozak köyü yakınındaki yeni yerine nakledilecek, barajın kenarında türbenin bu günkü konumuna en yakın yerde mermerden bir kitabe dikilecek, türbenin bugünkü yerini tespit etmek maksadıyla göl üstüne bir şamandıra konacak. 1973 yılında türbe ve askerî karakol, Halep'e 123, Şanlıurfa'ya 92 km uzaklıktaki Fırat'ın doğu kıyısındaki Karakozak köyündeki 10.096 m²'lik yeni yerine taşındı.
TÜRBENİN İLK TAŞINMASI
1995 yılında, Suriye Hükûmeti bu kez de Fırat Nehri’nin daha üst kotlarında inşasına başladığı Teşrin Barajı sebebiyle Karakozak bölgesindeki Süleyman Şah Türbesi’nin bölge dışında başka bir alana ya da Türkiye’ye taşınması hususunu yeniden gündeme getirdi. Bunun üzerine Türkiye ile Suriye arasında yapılan görüşmeler sonucunda türbenin mevcut yerinin baraj gölünün olumsuz tesirlerinden korunması için tahkim edilmesine karar verildi. 2001 yılında Fırat Nehri üzerindeki Teşrin Barajı'nın tamamlanması nedeniyle türbenin taşınması bir kez daha gündeme geldi. Suriye tarafı bu defa türbenin şimdiki yerinden de kaldırılarak gösterecekleri ve Türk tarafının da kabul edeceği bir yere taşınmasını istedi. Ancak 57. Türkiye Hükûmeti'nin girişimleriyle proje, türbenin mevcut yerinin korunması yönünde değiştirildi.
23 Ocak 2003 tarihinde Ankara'da “Süleymanşah Türbesi Tahkimat Projesinin Uygulanmasına İlişkin Ana Tutanak” imzalandı. Bu çerçevede 10 dönüm'lük türbe arazisi sınırları tahkim edilmiş, türbe binasının içi ve dışı onarılmış, karakol binası da yeniden inşa edilmiş ve Süleyman Şah Türbesi yeniden ziyarete açılmıştır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Etüd Proje Dairesi Müdürü Prof. Dr. Ünal Demirarslan, Dışişleri Bakanlığı'nın da talebiyle Süleyman Şah Türbesi'nin mimarı olarak görevlendirildi. Türbe, karakol ve lojman, iki Türk mimar ve yirmi işçisinin çalışmalarıyla dört ayda tamamlanmış ve masrafların tamamı Türk Hükûmeti tarafından karşılanmıştır. Süleyman Şah Türbesi hem geleneksel Türk mimarî motiflerini, hem de modern mimarî özelliklerini taşımaktadır. İnşaat çalışmaları sırasında Suriye Hükûmeti, yeni yapılacak türbenin Caber Kalesi'ndeki türbeden daha büyük olmaması şartını getirmiştir. Türbe'de ayrıca o dönemde dışarıdan gelen taciz ateşleri sebebiyle Türk askerlerinin nöbet tuttuğu yerler içe dönük olarak inşa edilmiştir. 2008 yılında Teşrin Barajı'nın yükselen su seviyesinin yeniden türbeyi tehdit etmesi üzerine Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri Bakanlığı çevresindeki duvarların altına 11,5 m, boylarında 880 adet fore kazık ve geçirimsiz tabaka yerleştirmişti. Ayrıca, türbenin çevresine beton duvar örülmüş ve iki bayrak direği dikilmişti. Karakoldan çıkan atık suların Fırat Nehri'ni kirletmemesi için karakol binasının arka bölümünde paket arıtma sistemi kurulmuştu. Bunun yanında türbenin etrafı, Türkiye'den gönderilen ağaçlar ve hazır çim ile yeşil bir alan haline getirilmişti. Türbenin muhafazasını sağlamakla görevli olan Jandarma İhtiram Kıtası'nın ikameti için 30 Mayıs 1938 tarihinde modern bir karakol yaptırıldı.
1949'da Türkiye ile Suriye heyetleri arasında 1956 yılında Halep’te yapılan üst seviyede bir toplantıda düzenlenen tutanağın 13 ve 14'ncü maddelerinde türbe için gönderilecek ihtiram kıtasının her ayın 7'sinde değiştirilmesi kabul edilmiştir. Günümüzde her ayın 7 ve 20'sinde karakolun ikmali sağlanmakta ve personel değişimi yapılmaktadır. Günümüzde türbe, Türkiye Cumhuriyeti 20. Zırhlı Tugayı 3. Hudut Alay Komutanlığı 2. Hudut Taburuna bağlı 25 asker tarafından korunmaktadır. El-Assad gölü üzerinde inşa edilen baraj sonrasında 1973'de ikinci yeri Karakozak Köyüne taşındı ve güvenlik problemleri nedeniyle 2015 yılında Suriye Eşmesi'ne taşındı. 13 Mart 2014 tarihinde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) arasındaki çatışmalar sonucu Karakozak köyü ve türbenin bulunduğu bölge IŞİD kontrolüne geçti. 20 Mart 2014 tarihinde IŞİD, YouTube üzerinden yayımladığı bildiride Süleyman Şah Türbesi'nin üç gün içerisinde boşaltılıp Türk bayrağı indirilmediği takdirde türbeyi yerle bir edecekleri tehdidinde bulundu. Bunun üzerine Türkiye, güvenlik tedbirlerini artırarak en üst seviyeye getirdi. Gaziantep Beşinci Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan da araç ve personel takviyesi yapıldı. Sınır hattında bulunan mevcut nöbet kulübelerine ilave kulübeler yapılarak askerler konuşlandırıldı. Ayrıca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Süleyman Şah Saygı Karakolu için kriz masası kurulduğunu açıkladı.