HABER

Terörün seçim öncesi eylem takvimi

Terörün seçim öncesi eylem takvimi
İstanbul ve Ankara'daki öğrenci eylemlerinden istediği sonucu alamayan karanlık odaklar, Diyarbakır'ı savaş alanına çevirmek için harekete geçti. Bu amaçla düğmeye basan terör örgütü KCK, seçim öncesi kaos oluşturacak eylemler planlıyor. Terör uzmanlarına göre, mart ayında yoğunlaşacak provokasyonlar bir proje. Hedef, Kürt oylarını AK Parti'den koparmak, milliyetçi oyları bir partide toplamak.
Demokratikleşme yolunda attığı önemli adımlarla normalleşme sürecine giren Türkiye, seçim öncesi yeni provokasyonlarla karşı karşıya. Bu durumu tersine çevirmek için harekete geçen karanlık güçler, kirli planlarını uygulamak için 15 Şubat'ta düğmeye bastı. Güvenlik birimlerinin raporlarına göre provokasyonun adresi yine terör örgütü PKK'nın üst yapısı KCK. Kritik dönemlerde eylemler yapan terör örgütü, serhildan adı verilen ayaklanma girişimine zemin hazırlamak için korsan gösteriler düzenleyecek. Diyarbakır'ı 'Tahrir Meydanı'na çevirme' stratejisi doğrultusunda gerginlik tırmandırılacak ve eylemler seçimlere kadar sürdürülecek. Böylece Mısır'dakine benzer manzaralar oluşturup kaos varmış gibi dikkatler bölgeye çekilecek. Mart, nisan ve mayıs aylarında, BDP dışındaki partilerin bölgede miting yapmaları engellenecek. Bu sayede milliyetçi oyların bir partide toplanması sağlanacak. Terör uzmanı Sedat Laçiner, eylemlerin amacının hükümeti seçim öncesi aciz gösterip köşeye sıkıştırmak olduğuna dikkat çekerken, siyaset bilimci Murat Yılmaz, "Eski rejimin siyasî aktörlerinin önü açılmak isteniyor." diyor. Stratejist Halil Mert ise "Farklı kanallardaki güçler istikrarsızlık için bir araya geliyorsa, Türkiye'nin geleceği için de toplumun tüm kesimleri onlara karşı kenetlenmeli." çağrısı yapıyor.
Planın ilk işaretleri 15 Şubat günü ve öncesinde Güneydoğu illeri ile İstanbul'da başlatılan eylemlerle kendini gösterdi. Hükümetin Doğu ve Güneydoğu'da attığı çözüm adımlarına vatandaşların olumlu tepki vermesi, terör örgütü KCK yapılanmasını rahatsız etti. Süreci tersine çevirmek isteyen KCK'nın hedefleri şöyle sıralanıyor: "Demokratik özerk özgür Kürdistan'ın inşa çalışmaları ve bu kapsamda her alanda meclisler, komünler, kooperatifler ve akademiler üzerinden örgütlülüğe kavuşturulacak. Devletin tüm saldırıları karşısında güçlü bir halk hareketi geliştirilecek. Hareket her alanda kendini devrimci halk savaşına hazırlayacak. Haziran 2011'de gerçekleştirilecek genel seçimlerde en güçlü sonucun elde edilmesi için çalışılacak."

Terör örgütü KCK, şubat ayı içerisinde teröristlerin mezarlarının ziyareti, gece eylemleri, basın açıklamaları, korsan gösteriler ve halk inisiyatifi adı altında bildiri dağıtılması gibi eylemler yapacak. Şehir merkezlerinde de başta kepenk ve kontak kapatma, okula ve işe gitmeme gibi sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirilecek. Gerginliği tırmandırmak için okullarda ve üniversitelerde bildiri dağıtılacak. KCK uzantılı kurumlar ve evlere siyah bez ile KCK bayrağı asılacak.

Mart ayında ise bölgede siyasi çalışmalar yapmak isteyen partiler hedefe kondu. Doğu ve Güneydoğu illerine gelmek isteyecek AK Parti, MHP, CHP ve diğer partilerin seçim çalışmaları sabote edilecek. İstihbarat birimlerine göre KCK, 8 Mart, 21 Mart ve 4 Nisan'da güçlü eylemler düzenleyecek.

Karşılaşılacak muhalif sesleri bastırmayı amaçlayan terör örgütü, eylemlerin yasallığının sorgulanmaması yönünde uyarıda bulundu. KCK'nın bir hedefi de yasa dışı eylemleri halk inisiyatifiymiş gibi göstermek. Bu amaçla yapılacak eylemlerde basın açıklamalarını örgüt yöneticileri yerine halk içerisinden seçilecek kişiler yapacak. KCK bu amaçla "Eylemler halk serhildanı (ayaklanması) ruhuyla örgütlenecektir." uyarısı yaptı. Terör örgütü, eylemleri ülke geneline yaymayı da istiyor. Sıradan eylemlerle amaçlarına ulaşamayacaklarını vurgulayan örgüt, halk kitlelerini sokağa dökmeyi ve eylemin şiddetini artırmayı planlıyor. Yapılacak provokatif saldırılarla devlet kurumlarının işlemez hale gelmesi, halka ulaştırılan hizmetlerin engellenmesi ve devletle bölge halkının karşı karşıya getirilmesi hedefleniyor.


Terör örgütünün sokak eylemlerinde çocukları ön planda kullanması dikkat çekti. Adana'da bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının yıldönümünde sokaklarda korsan gösteri yapan, yol kapatan, polise taş ve molotof koyteyli ile saldıran 20'si çocuk 28 kişi gözaltına alındı.

Diyarbakır'daki izinsiz gösterilerde ise 9'u çocuk 34 kişi yakalandı. Polis, yaptığı ev baskınlarında da 83 adet molotof kokteyli, 148 adet torpil, 11 adet havai fişek kartuşu, 2 adet el yapımı patlayıcı ele geçirdi. Emniyet müdürlüğünde ifadeleri alınan 2'si kadın 8 kişi "terör örgütüne yardım etmek, yol kesmek, kamu düzenini bozmak, izinsiz gösteri yapmak" suçlamasıyla adli mercilere sevk edildi. Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi'nde ise 1'i kız 20 çocuğun ifadeleri alınıyor.


Terör örgütü yandaşlarının attığı molotofkokteyli, lokantada yemek yiyen vatandaşa isabet etti. Eli ve yüzü ciddi biçimde yanan Suphi Beylen (45), Mersin Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Beylen, ilk tedavisinin ardından yanık ünitesine sevk edildi. MOBESE kamerasının kayıtlarını inceleyen polis ekipleri, eşgalden molotofkokteyli atan zanlıların F.B. ve M.O. olduğunu belirledi.

Olayın hemen ardından çalışma başlatan polis, iki saldırganı Şevket Sümer Mahallesi ara sokaklarında ellerindeki malzemelerle birlikte yakaladı. F.B. ve M.O. isimli iki şahıs Toros Devlet Hastanesi'ndeki sağlık kontrollerinin ardından Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.

Terör örgütü militanları 2009 yılında da İstanbul'da bir İETTotobüsüne molotoflu saldırı düzenlemiş, dershane çıkışı evine giden 16 yaşındaki Serap Eser alevlerin arasında kalmıştı. Acılar içinde kıvranan genç kızın el, yüz ve vücudunda ciddi yanıklar oluşmuştu. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören genç kız, bir ay sonra hayatını kaybetmişti. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Serap Eser'in ölümüne sebep olan 7 kişiyi çok geçmeden yakaladı. Yaşları 17 ile 18 arasında değişen şahısların bölücü terör örgütü PKK üyesi oldukları tespit edildi.


Kritik süreçlerde sahne alan terör örgütü KCK'nın eylemlerinin zamanlaması hep dikkat çekti. Türkiye'nin siyasi ve toplumsal gündeminde sıcak konuların olduğu zamanlara denk gelen eylemler, akıllarda soru işaretleri bıraktı. Genel seçimler için hazırlıklara başlandığı bugünlerde örgütün özellikle metropollerde yaptığı eylemlerin şifreleri geçmiş yıllarda yaptığı eylemlerde gizli.

Birinci Ergenekon iddianamesinin kabul edilmesinden iki gün sonra İstanbul Güngören, son yılların en kanlı provokasyonuna sahne oldu. 17 sivilin hayatını kaybettiği bombalı saldırıda 154 kişi yaralandı. Saldırının gerçekleştiği hafta Anayasa Mahkemesi, AK Parti'ye açılan kapatma davasını da görüşüyordu. 11 Ağustos 2008'de ise Erzincan Kemah'ta 9 asker şehit oldu.

Anayasa Mahkemesi, DTP'ye yönelik kapatma davasını 8 Aralık 2009'da görüşecekti. Bir gün öncesinde Tokat'ın Reşadiye ilçesinde askerî araca pusu kuruldu. 7 asker şehit edildi. Anayasa Mahkemesi, saldırıdan 2 gün sonra DTP'yi kapattı.

Taş atan çocuklar yasası için hazırlık yapan hükümet, terör örgütünün kandırarak eylem yaptırdığı küçük yaştaki şahısların ağır ceza mahkemelerinde yargılanmalarının önüne geçmek için çalışmalara başladı. Meclis'in harekete geçirildiği esnada yaşanan Reşadiye saldırısı, bu tasarısının ertelenmesine yol açtı.

Türkiye seçim atmosferine girdiği 2007'de aylarca sınır ötesi harekât tartışıldı. Takvimler 22 Mayıs'ı gösterdiğinde Ankara Anafartalar'da bombalı saldırı gerçekleşti, patlamada 7 kişi öldü. 11 Eylül'de Ankara'daki Kurtuluş Otoparkı'nda 300 kg TNT yüklü minibüs bulundu. 29 Eylül'de Şırnak'a bağlı Beşağaç köyünde 12 vatandaş öldürüldü. 7 Ekim'de Şırnak bölgesinde görev yapan birliğe yapılan saldırıda 15 şehit verildi.

Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle ilgili referandumun oylandığı gün, 21 Ekim 2007'de 13 askerin şehit olduğu, 8 askerin kaçırıldığı Dağlıca baskını gerçekleşti. Operasyonun hemen yapılması için sokaklarda bayraklı yürüyüşler, protesto gösterileri düzenlendi.


30 Haziran 2008'de Ergenekon operasyonunda bir ilk yaşandı. Emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon ile Sinan Aygün ve Mustafa Balbay, gözaltına alındı. Öcalan, 2 Temmuz 2008'de avukatları ile yaptığı görüşmede Kürtlerden, Ergenekon operasyonuna destek vermemelerini istedi. 4 Temmuz'da avukatları, Öcalan'ın saçlarının hapiste zorla kesildiğini iddia etti. Güneydoğu karıştı. Ergenekon davasının ilk duruşması 20 Ekim 2008'de görülmeye başlandı. Duruşma tarihinin yaklaşmasıyla Balıkesir, Aydın, Mersin, Denizli gibi illerde provokasyonlar yaşandı.

14 Ekim'de Türkiye'nin Kuzey Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik, Mesud Barzani ile Bağdat'ta buluştu. 16 Ekim'de avukatlar ve DTP, Öcalan'ın fiziki şiddet gördüğünü ileri sürdü. Ülkenin doğu ve güneydoğusu gösterilerle karıştı. Ülke gerildi. Çok geçmeden 4 Kasım 2008'de Aktütün baskını yaşandı. 17 asker şehit oldu, 23 asker yaralandı. Baskından sonra çıkan belgelerde tıpkı Dağlıca gibi, saldırının göz göre göre geldiği belirlendi.


Mersin'de terör örgütü yandaşlarının yaptığı korsan gösteriler sırasında polisin kullandığı gaz bombalarının boş fişekleri ve pet şişeler bazı çocukların ekmek parası oluyor. Korsan gösteriler sırasında göstericiler polise taş atmayı polis ise göstericileri dağıtmayı düşünürken, objektiflere takılan üç çocuğun derdi ise ekmek parası.

En Çok Aranan Haberler