ORDU (İHA) - Türkiye'de 1960'lı yılların sonunda öğrenci hareketlerinin başlamasıyla ortaya çıkan anarşi hareketlerinin, 1970'li yıllarda terör eylemleri haline gelmesinden bugüne kadar geçen 30 yıllık süre içinde 25 binin üzerinde terörist faaliyet gerçekleştirildiği, bu eylemlerde 36 bin silah ele geçirildiği ve silahların tümünün eski Doğu Bloğu menşeili olduğu belirtildi.
Türk istihbarat birimlerince hazırlanan "Türkiye'ye Yönelik Terör Örgütlerinin Kullandıkları Silahların Menşei" adlı raporda, soğuk savaş döneminin bitmesiyle birlikte her türlü silahın kontrolsüz olarak yayıldığı, mikro milliyetçilik, kökten dincilik, organize suçlar, uyuşturucu madde kaçakçılığı gibi tehditlerin risk ve asimetrik tehdit haline geldiği kaydedildi. Bu durumda küçük ve hafif silahların, örgütlerin eline geçmemesi için tedbir alınmaması halinde terörizmin dünyayı tehdit etmeye devam edeceği belirtilen raporda, Türkiye'de 1970'li yıllarda başlayan ve bugüne kadar değişik adlar altında süren terör hareketlerinin silah dökümü verildi.
Buna göre, 1970'li yıllardan bu yana Türkiye'de 25 binden fazla terörist eylem gerçekleştirildiği, bu eylemlere yönelik yapılan operasyonlarda 36 binin üzerinde silah ele geçirildiği kaydedildi. Ele geçirilen silahların eski Doğu Bloğu ülkelerine ait olduğu belirtilen raporda, bu silahların 11 bin 297'sinin Kaleşnikof piyade, 5 bin 713'ünün Kannas, M-16, G-1, mavzer, Arbiki, Dragunov tipi tüfek, bin 610'unun roketatar, 2 bin 885'inin tabanca ve 11 bin 568'inin muhtelif tipte mayın ve 3 bin 490'ının el bombası olduğu açıklandı.
Raporda, terör örgütlerinin Karadeniz Bölgesi'ndeki eylemlerde kullandığı silahların Çin menşeli, diğerlerinin ise Rusya, Bulgaristan, Doğu Almanya, Çekoslovakya ve Macaristan menşeli olduğu, ele geçirilen mayınların yüzde 60'ının İtalya, yüzde 28'inin Rusya ve BDT, yüzde 6.2'sinin Almanya orijinli olduğuna dikkat çekilirken, el bombalarının yüzde 72'sinin Rusya, yüzde 19'unun ABD, yüzde 8'inin Almanya orijinli olduğu vurgulandı.
TÜRKİYE'NİN ÖRNEK MÜCADELESİ Hazırlanan raporda ayrıca, Türkiye'nin uluslararası arenada terörizmi önlemek, küçük ve hafif silahların denetim altına alınmasını isteyen önerileri ve karşılaşılan sorunlara da değinildi. Küçük ve hafif silahların denetim altına alınmasıyla ilgili önerinin Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gündemine ilk olarak 1996 yılında Türkiye tarafından getirildiği ancak kabul görmediği, uzun uğraş ve girişimler sonucu önerinin 28 Kasım 2000 tarihinde kabul edildiği bildirilen raporun sonuç bölümünde şu görüşlere yer verildi:
- "ABD'deki son saldırı örneğinde görüldüğü gibi, terörizm sadece bir ülkeye yönelik olarak ortaya çıkmamaktadır. Terör örgütlerinin eyleme yönelik faaliyetleri açısından insan canını hedef alan küçük hafif silahların kontrol edilmemesi durumunda, insanlık suçu terör ve terörizmin, her dönemde olduğu gibi, değişik yöntemlerle ve farklı mekanlarda insanlığı ve ülkeleri tehdit etmeye devam edeceği değerlendirilmektedir.
- Küçük hafif silahların takip ve kontrolündeki zaafiyet, silah üreten ülkelerin sorumluluğunu açıkça ortaya koymaktadır.
- Türkiye, terörle mücadelede binlerce insanını kaybetmiş ve tecrübe kazanmıştır.
- Bu tecrübelerini diğer ülkelerle paylaşmaya hazır olan ülkemiz, 'Teröristlerin eline geçen silahın, en az bir masum insanın yaşamına mal olduğu bilinciyle' terörizmle mücadelede diğer ülkeler ile işbirliği içerisinde uluslararası ortak bir anlayış geliştirmeye yönelik gayretlerine devam edecektir."