ANKARA (ANKA) - Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunabilmesine imkan veren hükümet tezkeresinin Bakanlar Kurulu üyelerince imzalanarak, bugün itibariyle TBMM'ye sevk edilmesine karar verildiğini açıkladı. Çiçek, tezkerenin tek hedefinin PKK olduğunu söyledi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplantısında gündeme gelen ve Kuzey Irak'a yönelik sınır ötesi operasyonu kapsayan tezkerenin bugün itibarıyla TBMM'ye sevk edilmesine karar verildiğini açıklayan Çiçek, tüm bakanların tezkereyi imzaladığını ifade ederek, konunun bu hafta içinde TBMM'de görüşülmesini umduğunu belirtti. Tezkerenin hiç kullanılmamasını temenni ettiğini belirten Çiçek, "İnşallah buna gerek kalmaz" dedi.
-"TEZKERENİN HEDEFİ SADECE PKK"
Terörün önlenmesi konusunda, ilgili ülkelerle yapılan görüşmelerden arzu edilen sonuç çıkmadığını belirten Çiçek, "Terör bir insanlık suçu olmasına, bu konuyla ilgili birçok uluslararası sözleşmeler bulunmasına rağmen maalesef terör konusunda samimi yapıcı bir uluslararası işbirliği söz konusu değil. Suçluların İadesine Dair Sözleşme maalesef işlemiyor" şeklinde konuştu. Hükümet Sözcüsü Çiçek, tezkerenin tek hedefinin "PKK terör örgütü" olduğunu belirterek, "Bunu söyleyişimin sebebi şudur: Bu terör örgütü yarın bu tezkereyi çarpıtmak isteyecektir. Başka mecralara çekmek isteyecektir ama bilinmesi gereken tezkerenin hedefi sadece ve sadece bu terör örgütüdür. Onun kan dökmesini önlemektir" şeklinde konuştu.
Çiçek açıklamasında sık sık tezkerenin sadece PKK'ya yönelik olduğunu yineledi. Çiçek, tezkerenin 1 yıllık süreyi kapsadığını açıkladı.
-"IRAK HALKI KARDEŞİMİZDİR"
Irak halkını "kardeşimiz" olarak adlandıran Çiçek, tezkerenin tek hedefinin PKK olduğunu bir kez daha belirterek şunları söyledi:
"Iraklı yetkililerden istediğimiz, bu belanın oradan defedilmesidir. Yapılan sayısız görüşme, konuşma, mutabakat zabıtları, antlaşmalar maalesef bu belanın oradan defedilmesine imkan vermemiştir. İnşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi de biraz önce ifade etmeye çalıştığım çerçevede bu tezkereye gerekli izni verir ve inşallah bu tezkerenin gereğinin yapılmasına imkan kalmadan hem Irak'ın kuzeyinde hem de ülkemizde huzur ve barış tesis ve temin edilmiş olur."
-"PKK EN BÜYÜK ZARARI BÖLGE HALKINA VERİYOR"
Çiçek, gazetelerde yer alan ve terörün Türkiye'ye 300 milyar dolara mal olduğu şeklindeki haberleri anımsatarak, PKK'nın en büyük zararı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan vatandaşlara zarar verdiğini kaydetti. GAP'ın 35 milyar dolara mal olduğunu anımsatan Çiçek, "Terör belası sebebiyle en az 8-9 tane GAP projesi büyüklüğünde projeyi gerçekleştirme imkanından mahrum bırakılmıştır. Bu bile terör örgütünün bu bölgede yaşayan insanlara ne kadar büyük bir zarar verdiğini ortaya koymaktadır" dedi.
Çiçek, tezkerede sınır ötesine ilişkin Meclis izninin nasıl istendiğiyle ilgili olarak şu bilgiyi verdi:
"Türkiye, uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmak adına ve uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri almak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetimizce belirlenecek şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, Irak'ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere Irak'ın PKK teröristlerinin yuvalandıkları Kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesine ve görevlendirilmesine Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile TBMM'den izin istemektedir."
-"TÜRKİYE'YE HAKSIZLIK YAPILDI"
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren ve ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde kabul edilen tasarının da ele alındığını açıkladı. Tasarının kabul edilmesinin ardından Türkiye'nin Washington Büyükelçisinin istişarelerde bulunmak üzere Türkiye'ye çağrıldığını anımsatan Çiçek, tasarının kabul edilmesiyle Türkiye'ye çok büyük bir haksızlık yapıldığını söyledi. Çiçek, tasarının tarihi gerçeklerle de bağdaşmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir millete yapılacak en büyük saygısızlık onun soykırım yaptığı iddiasıdır. Bu bir hukuki kavramdır, hukuk çerçevesinde araştırılması ve sonuçlandırılması gerekirken, siyasi kararların konusu olmaktadır. İç politikada başarı elde etmek adına dostlukla, müttefiklikle, stratejik ortaklıkla bağdaştırılması zor bir karar alınabilmektedir. Bu, parlamentoların tarih yazması anlamına gelir. O zaman tarihçilerin görevi ne olacaktır, bunun da sorgulanması icap etmektedir. Bununla ilgili olarak Bakanlar Kurulunda bir değerlendirme yapılmıştır. Devletin ilgili birimleri zaten bu konudaki çalışmaları yapıyorlar. Alınması gereken ne tedbir varsa, ne tepki konulması gerekecekse bunlar da zaman içerisinde konulmuş olacaktır."