YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Tgf Başkanı Sertel’den Sert Çıkış

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, AK Parti’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu “Basın...

Tgf Başkanı Sertel’den Sert Çıkış

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, AK Parti’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu “Basın hürriyeti milli güvenliğin, kamu düzeni ve genel ahlakın korunması, yargı bağımsızlığının sağlanması, suçların engellenmesi amacıyla sınırlansın“ önerisinin, basın özgürlüğüne değil darbe, basın özgürlüğü gibi bir konunun artık tamamen gündemden kalkmasını getireceğini belirterek, bunun çok tehlikeli bir durum olduğunu söyledi.

Mersin’de yapılan TGF Başkanlar Konseyi Toplantısı kapsamında kentte bulunan TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, AK Parti’nin, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na “Basın ve Yayın Hürriyeti” başlıklı madde için sunduğu ve basın özgürlüğüne sınırlamalar getireceği iddia edilen önerilerine çok sert tepki gösterdi. Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nin, Mersin Marina’daki 20. Cadde’de verdiği öğle yemeğinde, İHA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Sertel, AK Parti’nin, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na “Basın hürriyeti milli güvenliğin, kamu düzeni ve genel ahlakın korunması, yargı bağımsızlığının sağlanması, suçların engellenmesi amacıyla sınırlansın“ önerisinin çok tehlikeli olduğunu söyledi. Sertel, “İncelendiğinde zaten görülecek ki, basın hürriyeti milli güvenliğin, kamu düzeni ve genel ahlakın korunması gibi çok geniş ve kişiye göre sübjektif değerlendirilebilecek bir ortam olduğunda elbette ki, basın özgürlüğüne değil darbe, basın özgürlüğü gibi bir konunun artık tamamen gündemden kalktığını getirir ki, bu çok tehlikeli bir durumdur. Çünkü hem milli güvenliğin korunması hem de kamu düzeni ve genel ahlakın korunması gibi herkese, her dünya düşüncesine göre değişen bir kavramda bir sınırlama getirdiğiniz zaman, zaten Türkiye’deki basının özgürlükler konusunda Avrupa’da çok büyük ağır yaptırımlara uğradığı bir dönem yaşandığı ülkemizde çok da ağır sonuçlara yol açacak bir tablo olarak duruyor bu. Gerçekten dile getirmek istemem ama bunun gerçek tanımının sadece faşizmle adlandırılabileceğini düşünürüm ve sadece faşizmle yönetilen ülkelerde bu tip yasalar çıkartılabilir diye düşünürüm” dedi.

“BUNLAR TEK PARTİ DÖNEMİNDE BİLE YAŞANMAMIŞTIR”

Türkiye’nin ekonomik açıdan büyük ülkeler arasında 17. sırada yer aldığına, ancak basın özgürlüğü ve yaşam kalitesi açısından oldukça geride bulunduğuna işaret eden Sertel, Türkiye’nin basın özgürlüğü açısından hiç de hak etmediği şekliyle 148. sırada olduğunu kaydetti. Sınırlamaların tek parti döneminde bile yaşanmadığına dikkat çeken Sertel, “Burada Adalet ve Kalkınma Partisi’nin milletvekilleri başta olmak üzere bu yasayı hazırlayanlar, basımevi kurmada izin ve mali teminat hakkı şartının aranmamasından tutun yargı bağımsızlığının sağlanması, suçların engellenmesi amacıyla basın özgürlüğü sınırlansın diye maddeler getirilmesi gerçekten Türkiye’de tek parti, tek milli şef denilen dönemlerde hiç yaşanmamış bir dönemdir ki, çok ağırdır” diye konuştu.

“İNSANLARI ‘BENİM GİBİ DÜŞÜNMÜYORSUNUZ’ DİYE CEZALANDIRIRSANIZ, DEMOKRASİ ANLAYIŞINIZ YOKTUR”

Yeni Anayasa için önerilerini de dile getiren Sertel, 21. yüzyıl Türkiye’sinde insanların düşüncelerinden dolayı cezalandırılmalarının demokrasi anlayışı ile açıklanamayacağının altını çizdi. Önerilerinin, bu konuda yeniden bir takım yol ve yöntemleri arayıp denemek değil, basın özgürlüğünün dünya ölçeğinde ülkeler arasına girebilecek düzeyde yasaların çıkması olduğunu ifade eden Sertel, şöyle devam etti: “Hiç kimse düşüncelerinden, yazdıklarından, söylediklerinden ötürü yargılanmamalıdır. Ben bunu herhangi bir siyasi dünya düşüncesine tabi tutarak söylemiyorum. Eğer özgürlük varsa insanlar özgürce düşünebilmeli, özgürce konuşabilmeliyiz. 21. yüzyıl Türkiye’sinde yaşıyoruz. Eğer siz ‘siz benim gibi düşünmüyorsunuz’ diye o insanları cezalandırma yöntemine ve cezaevlerine yönelik veya parasal cezalarla veya başka cezalarla cezalandırmaya kalkarsanız, sizin demokrasiden anlayışınız sıfırdır, demokrasi anlayışınız yoktur. Demokrasi yoktur demiyorum, sizin de demokrasi anlayışınız yoktur. İnsanlar düşüncelerini açıklamalıdır, özgürce tartışmalıdır, konuşmalıdır.”

“ÇOCUKLARINA HESAP VEREMEZLER”

Ortaçağ Avrupa’sını, padişahlık döneminin değil, 21. yüzyıl Türkiye’sinin yaşandığını vurgulayan Sertel, “Krallık dönemleri geride kaldı. Artık dünya düşüncelerini her ortamda özgürce tartışabilir noktadayken Türkiye’nin bu noktaya doğru götürülmesinin nedenlerini sormak gerekir? Bu baskıcı rejim, baskıcı anayasa, baskıcı 12 Eylül Anayasası denilen anayasadan da geriye doğru bir eğer gidişat varsa o zaman onun hesabını gelecekte çocuklarına veremez noktaya gelirler. Bu kadar ağır söylüyorum. Kendi çocuklarına anlatamazlar yaptıklarını. O açıdan bunu çok iyi değerlendirmeleri lazım” ifadelerini kullandı.

“ÇOK UZUN TUTUKLULUK SÜRELERİ, GAZETECİ ARKADAŞLARIMIZIN BERAAT ŞANSLARINI YİTİRTTİRİYOR”

AK Parti’nin, ‘Masumiyet karinesinin ihlaline yönelik yayın yapılamaz’ önerisine ise aynen katıldığını belirten Sertel, insanların ancak yargı sonucunda mahkum edebileceklerinin altını çizdi. Oysa Türkiye’de bir takım medyanın, daha insanlar tutuklandığı gibi onları mahkum ettikleri eleştirisini getiren Sertel, şunları söyledi:

“Gazeteci savcı değildir, yargıç değildir, gazeteci bir kişiyi ancak belgeleriyle haber yapabilir. O haberde de o kişinin de söz hakkı olmalıdır. Olmamaktadır, yargılanmaktadır, savcı gibi iddianame hazırlanmaktadır, gazeteciler gazeteciler hakkında bile hazırlamışlardır ve yargılamışlardır, mahkum etmişlerdir. Bu konuda katılıyorum. Masumiyet karinesi esastır. Ama sadece masumiyet karinesini basın açısından ele almamaları gerekir. Masumiyet karinesini hakimler de göz önüne almalıdır. 3,5-4 yıl süren çok uzun tutukluluk sürelerinin sonucunda özellikle gazeteci arkadaşlarımızın beraat etme şansları da yitirtilmektedir. Çünkü ‘bu kadar süre tuttuk, bunlara bir ceza verelim’ gibi bir kaygıyla hareket edebilirler ki, en büyük tehlike de odur. Bizim hukuk sistemimizdeki yargıçların Avrupa’daki cezaları trilyonları aşmıştır, bu da çok önemlidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sürekli Türkiye’yi ve yargılama sistemini mahkum etmektedir. Bu da çok önemlidir.”

AK Parti’nin bir diğer önerisi olan “Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve şiddet içeren yayınlara karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” hükmünü de değerlendiren Sertel, çocuk istismarı, cinsellik, şiddet gibi olaylarda bunun çok iyi incelenerek, irdelenerek konulması gerektiğini vurguladı. Bu koruyucu tedbirlerin alınması gerektiğini ve bu maddenin de olumlu olduğunu kaydeden Sertel, “Kadına, çocuğa şiddetin böyle sayfa sayfa yayınlanarak, adeta teşvik eder gibi noktaya getirilmesine kişisel olarak ben de karşıyım, o ayrı. Ama yine cinsellik gibi neyin cinsellik olduğunun çok tartışılır noktada olunan dünyada, sizin etek boyunuza yönelik bir habercilik anlayışına kadar giderse bu, bu da çok tehlikelidir” şeklinde konuştu.

Yaklaşan 24 Temmuz sansürün kaldırılışının yıldönümünde, Türkiye’de sansür üstüne sansür, özgürlüklerin kaldırılmasının üstüne özgürlüklerin kaldırılması, cezalandırma üstüne cezalandırmanın Türkiye için en büyük sıkıntıyı yaratacağını ve Türkiye’nin hak etmediği bir noktaya götürüleceğini savunan Sertel, sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye’de biz bu ülkenin evlatları olarak sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz bu ülkenin gazetecileriyiz, bu ülkenin Anadolu basınının sesiyiz. Anadolu basınının sesi olarak buradan yetkililere sesleniyoruz; bu tip basın özgürlüğüne yönelik tartışmaların olduğu dönemde gerçekten anayasa gibi çok önemli bir kurumunun, anayasa yapıcılarının dikkatine sunuyorum ben bu görüşleri.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler