HABER

The Times'tan çarpıcı şike yorumu

Türk basınında şike soruşturması neredeyse tamamen unutulmuş durumdayken, İngiliz The Times gazetesi Türkiye'de yaşanan şike olayını yeniden gündeme getirdi.

The Times'tan çarpıcı şike yorumu

İşte Ashling O'connor'un The Times'te kaleme aldığı yazının satır aralarına saklanan iddiaları:

"Türkiye’nin en güçlü adamlarına yönelik polisin telefon kayıtları üzerinden yürüttüğü soruşturmayı takiben, ülkenin en saygın hâkimlerinden biri, bu kişiler hakkında şike, rüşvet, dolandırıcılık ve yasa dışı suç örgütü üyeliği suçlarından toplamda 42 yıldan fazla hapis cezasına hükmetti. Yasa 11 saatte değiştirilerek şike için belirlenen azami hapis cezası 12 seneden 3 seneye düşürülmemiş olsaydı, cezalar çok daha büyük olabilirdi. Mehmet Ekinci’nin (Futbolda şike davasını karara bağlayan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı) 93 yönetici, futbolcu ve menajer hakkındaki hükmü arasında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a şikeden verilen 3 yıl 9 aylık ceza da bulunuyordu. Davanın yalnızca 2010-2011 sezonunun ikinci yarısını kapsadığı düşünülürse, durum oldukça ürkütücü. Birinci ligde oynanan 17 maçın tam 13’ü manipüle edilmiş. Bunların 7’si Fenerbahçe’nin oynadığı müsabakalarken, 6’sı da Fenerbahçe’nin en yakın rakipleri olan Trabzonspor ve Bursaspor’un rakiplerine yönelik “teşvik primini” içeriyor maç sonuçlarına başkanlar arası anlaşmaya dayalı bir yaklaşımla etki edilmiş."

O'connor bu satırların devamında yasa dışı bahse dair açık bir delil bulunmamasına rağmen aslında polisin elde ettiği telefon kayıtları, fotoğraf ve organize suç örgüt liderleri ile yapılan görüşmelerin belgeleri yeterli bir kanıt olduğuna dikkat çekiyor.

"Yalnız" diyerek başladığı cümlesine bu soruşturmada amacın şikeyi ortaya çıkarmak olmadığını şu sözlerle belirtiyor: "Almanya’daki Bochum davasına benzer şekilde burada da ilk operasyonların esasen şikeyi açığa çıkarmak gibi bir niyeti yoktu."

UEFA ve TFF ŞİKE'NİN NERESİNDE

O'connor yazının devamında ise iddiaları daha ileri götürerek bu şike olayının içinde UEFA ve TFF'ninde olduğunu gündeme getirmeye çalışıyor.

"İki yıldır devam eden sürede ve 11 Fenerbahçe görevlisinin mahkûm edilmesinin üzerinden altı aydan fazla süre geçmesine karşın UEFA hala gereğini yapmış değil. TFF ise yöneticilerin suçlarını ayrı tutarak kulüpleri aklamış durumda. TFF'nin yöneticilerinin her ne kadar kulüp başkanı olsalar da onların yaptıkları hatalar kulübü bağlamaz gerekçesi ile işlenen suçları kulüpten ayırarak yöneticilerin kişisel hataları haline getirmesinin aslında TFF'ninde şike soruşturmasının bir an evvel kapatılmasını istediğini söylüyor.

O'connor UEFA'nın para karşılığı bu şike olayının üzerine gitmediğini ve UEFA'nın sponsorluk karşılığı sustuğunu ima ediyor.

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile röportaj yapmak istediğini dile getiren yazar Yıldırım hakkında ise farklı bir tanım yapmayı tercih ediyor. "Devletin savunma sanayi ihaleleriyle servet kazanan inşaat mühendisi Yıldırım da röportaj tekliflerini reddetti."

Başbakan Erdoğan iddiası

The Times yazarının asıl bomba iddiası ise yazının son kısmında ortaya çıkıyor. O'Conner, TFF disiplin Kurulu Üyesi Reha Alp'in kendisi ile röportaj yapmayı kabul ettiğini ama üst kurulun buna engel olduğunu okura aktardıktan sonra şu sözlerle yazısını bitiriyor...

"Alp, kişilerin eylemleriyle kulüplerin birbirinden ayrılmasına yönelik TFF’nin kural değişikliğinden sonra Ağustos ayında görevinden istifa etti.Bu değişiklik, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Fenerbahçe taraftarı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl Mart ayında İstanbul’da gerçekleşen UEFA Kongresi’nde yaptığı konuşmadan sonra gerçekleşti. Erdoğan, kulüpleri cezalandırmak milyonlarca masum taraftarı da cezalandırmak olur demişti. Erdoğan’la yaptığı toplantının ardından UEFA Başkanı Michel Platini de bu prensibe katıldığını ifade etmişti. 2010-2011 şampiyonu sıfatıyla 64.1 milyon Türk Lirası elde eden Fenerbahçe hiçbir yaptırıma uğramadı…"

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler