HABER

Tıbbi hatalar neden artıyor?

Tıbbi hatalar neden artıyor?

Basında en çok ilgi gören haber konularından biri de tıbbi hatalardır.

Gün geçmez ki gazetelerde, televizyonlarda bir ‘sağlık skandalı’ yer almasın. Bazen basit bir bademcik ameliyatından sonra hayatını kaybeden küçük bir çocuğun haberi yüreğimizi parçalar. Bazen bir şeyi yok diye evine gönderilen genç bir kızın iki saat sonra kalp krizi geçirip ölmesine üzülürüz. Bazen midesine kelepçe takıldıktan sonra yoğun bakımdan çıkamayan 180 kiloluk adamın yemek masası başındaki gülümseyen resmine hüzünleniriz.
Bazen de okuduğumuz habere inanamaz ve ‘Bu kadar da olmaz’ diye adeta isyan ederiz. İşte birkaç gün önce ajanslara düşen böyle bir haber: ‘’Dosyaları karıştıran doktorlar beyin tümörlü hastaya diz, dizinden rahatsız hastaya beyin ameliyatı yaptı. Beyin yerine diz ameliyatı yapılan hasta ikinci ameliyattan 2 gün sonra yaşamını kaybetti. Diğer hastanın durumunun da kritik olduğu öğrenildi.’’
Durun, hemen telaş etmeyin. Çok şükür ki bu olay bizde değil, geçen hafta 36 milyonluk nüfusa karşın 100 cerrahın olduğu Tanzanya’da meydana geldi.
Ama sanmayın ki tıbbi hatalar sadece bize veya Afrika ülkelerine mahsus. Bu, en gelişmişinden en geri kalmışına kadar dünyanın tüm ülkelerinin meselesi. Hatta teknoloji kullanımı ne kadar fazla ise hata sayısı da o kadar fazla oluyor.
Amerika’ da tıp hataları çok fazla
Mesela, 1999’ da Institute of Medicine (Tıp Enstitüsü) tarafından yayınlanan bir raporda Amerika’da tıbbi yanlışlar yüzünden her yıl 98.000 insanın hayatlarını kaybettiği bildirilmişti. Buna göre tıbbi hatalar, ölüm sebepleri sıralamasında kalp, kanser, beyin damarı ve akciğer hastalıklarından sonra beşinci sırayı alıyor.
Aynı enstitünün son raporu da önceki kadar sansasyon yarattı. Raporda Amerika’da sadece ‘ilaç tedavisindeki yanlışlardan yılda 1.5 milyon insanın etkilendiği ve bunların 7.000’ inin (yanlış okumadınız, yazı ile yedi bin!) bu sebeple öldüğü’ bildiriliyor.
Üstelik Amerika’ da Tanzanya’ yı aratmayacak örnekler bile gerçekleşebiliyor. Geçen hafta Brown Üniversitesi’ nin eğitim hastanesi olan Rhode Island Hospital’ de 82 yaşındaki erkek hastanın yanlışlıkla beyninin sağlam tarafı açılıyor, ama neyse ki daha henüz beyne ulaşılmadan durum fark ediliyor da girişim hasta taraftan yapılıyor. İşin ilginç tarafı, bu olayın hastanenin ilk vukuatı olmaması. Burada son bir yıl içinde üç hastanın beyni sağlam taraftan açılmış.
Tıp tepti midemi
Son senelerde bizde de tıp hataları araştırma konusu olmaya başladı. Bunlardan biri Doç. Dr. Coşkun Yorulmaz’ ın haklarında şikayet bulunan bin 280 hekimin dosyasını tek tek inceleyen ve geçen sene yayınlanan araştırması. Bu önemli çalışmadan başka bir yazımda ayrıntılı bahsetmek isterim.
Şimdi, bundan 50 yıl kadar önce ölen ünlü şairimiz Neyzen Tevfik’ in daha tıbbın hayatımıza bu kadar girmediği bir çağda söylediklerine kulak verelim:
Bir hazakatzedeyim, midemi tıp tepti benim
Kırk katır tepse yıkılmazdı bu muhkem bedenim
Kapladı her yanımı sancı, elem, ağrı, bere
Bir mezar oldu vücut, sanki etibba haşere
Hastane sanarak çok yere girdim çıktım
İbret aldım oralardan da canımdan bıktım.
Gençler için açıklayalım. Hazakatzede, Osmanlıca’ da hekim hatasının kurbanı olan kimse için alay yollu söylenen bir kelimedir, ‘doktor kurbanı’ anlamını taşır. Etibba doktorlar, muhkem ise sağlam anlamındadır.
Neyzen Tevfik bir de günümüzde yaşasaydı ve yolu bir hastaneye, bir polikliniğe veya doktor muayenehanesine düşseydi kim bilir neler döktürürdü neler.
Gelelim neticeye
‘Hatasız kul olmaz’ biliyoruz, ama bazı hataların da telafisi olmuyor. Buna pilotlar da dahil, kaleciler de, doktorlar da.
Kim söylemişse güzel söylemiş: Mimarın hatasını mermer, ahçınınkini mayonez, doktorunkini ise toprak örtüyor; maalesef.

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi

ahmetrasimk@mynet.com

En Çok Aranan Haberler