Kadın ve erkek kalbi farklı mı çarpıyor? Daha hassas olmak kadınları kalp hastalıklarına karşı daha korunaksız mı yapıyor? Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Aslıhan Eran Ergöknil, kadın ve erkek kalbi arasındaki farklılıkları sıralarken “Erkekler ve kadınlar arasında pek çok fark var. Erkeklerin ve kadınların kalbinin farklı ‘çarptığını’ söyleyebiliriz. Kalp ve dolaşım sisteminde hem hastalık riski ve semptomları hem ilaca verilen yanıt açısından önemli ayrımlar bulunuyor. Ancak kadınlar, kalp ve damar sağlığı açısından biraz şanssız görünse de sağlıklı bir yaşam tarzı ile risklerin önüne geçebilir. Örneğin, sadece egzersiz ve sigaradan uzak durmak bile kadınları bu hastalıklardan koruyabilir” diye konuşuyor.
Kalbin yapısı ve etki şekli temelde hem kadınlarda hem de erkeklerde aynı ancak boyut, işlev ve risk faktörlerine verilen tepki açısından çeşitli farklıklar görülüyor. Dr. Aslıhan Eran Ergöknil, bu farklılıkları şöyle sıralıyor:
Kadın ve erkek kalbindeki farklılıkların yanı sıra kan ve damar yapısının da cinsiyete has özellikleri olduğunu vurgulayan Dr. Aslıhan Eran Ergöknil, şunları söylüyor:
“Kadınların kanlarında neredeyse dörtte bir daha az hemoglobin (kırmızı kan hücrelerinde depo edilen, demir açısından zengin protein) bulunur. Hemoglobin kandaki oksijeni taşıdığından, organlara oksijen taşınması erkeklere oranla daha düşük olur. Oksijen kaynağı yaşla birlikte azalıyor. Erkekler için bu oran yılda yüzde 1 oranında gerçekleşirken kadınlarda yüzde 0.8 düzeyinde azalma oluyor.”
Kadınların damar yapısı erkeklere oranla daha ince ve hassas olduğu için küçük plak (damarda biriken yağ) parçaları bile büzüşmeye neden oluyor. Küçük trombüsler (kalp ve damar iç yüzüne yapışan kitle) damarları tamamen kapatabiliyor. Kadınlık hormonlarının hastalıklar üzerine etkileri hakkında bilgi veren Kardiyoloji Uzmanı Dr. Aslıhan Eran Ergöknil, şu noktalara dikkat çekiyor:
“Doğal östrojenin yağ metabolizması ve dolayısıyla kolesterol seviyesi üzerinde olumlu bir etkisi bulunuyor. Bu, genç kadınların vazokonstriksiyona (damar daralmasına) daha az yatkın olmasının nedenlerinden biri. Ayrıca kadınlık hormonları damar genişletici etkiye sahip. Bu etki kadınları en azından menopoza kadar koroner kalp hastalıklarından korumaya da yardımcı oluyor. Ancak menopoza giren kadınlar verilen hormon replasman tedavisinde dikkatli olunmalı. Çünkü bu hormonların kan pıhtılaşması üzerinde etkileri var. Özellikle sigara, yüksek kolesterol veya tansiyon gibi diğer risk faktörleri varsa, tromboz riski artar. Doza bağlı olarak, doğum kontrol hapları yoluyla verilen hormonların da tromboz, kalp krizi ve felç riskini artırabileceği unutulmamalı.”
Sağlıksız bir yaşam tarzı kadınları daha çok vuruyor. Sigara içen kadınlarda kalp hastalıkları riskinin erkeklere göre daha yüksek olduğunu kaydeden Dr. Aslıhan Eran Ergöknil, “Ayrıca diyabet, erkeklere kıyasla kadınlarda kalp krizi riskini iki kattan fazla artırıyor. Günlük stres ve depresyonun da kadınlar üzerindeki etkisi büyük” diyor.
Hastalığa yaklaşım da kadın-erkek arasındaki farklardan biri. Genelde kadınların kalp sorunlarını hafife alma eğiliminde olduğunu söyleyen Dr. Aslıhan Eran Ergöknil, “Göğüs ağrısı ve çarpıntıyı, olağanüstü duygusal durumlara yoruluyor. Geçici ve önemsiz bir rahatsızlık olarak düşünülüyor. Oysa erkekler kadınlara oranla şikayetlerini daha dikkate alıyor ve doktor önerilerine daha iyi uyuyor” diye konuşuyor.