HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Tıbbın korkunç tarihi

Tıbbın korkunç tarihi

Tarihteki güzel günlere yönelik düşüncelerimiz, işin içine tıp girdiğinde birdenbire değişiveriyor. Modern zamanlar öncesindeki tedavi yöntemleri çoğunlukla can acıtıyordu. Hastalıklar oldukça korkunçtu ama tedavi yöntemleri daha da beterdi. Bu korkunç yöntemler şu sıralar Londra’daki Bilim Müzesi’nde sergileniyor!

Yaklaşık 2500 parçadan oluşan sergi tıp tarihinin karanlık günlerinin bir kanıtı niteliğinde. Eski günlerden bugünlere uzanan ameliyat aletleri, belgeler, tıp kitapları gibi ekipmanlardan oluşan sergi tıbbın deneme yanılma yoluyla nerelere geldiğini gözler önüne seriyor.


Böbrek taşlarının kırılmasında kullanılan yöntem belki de serginin en korkunç parçası. Anestezi kullanılmadan uygulanan yöntem, hastayı adeta tavuk gibi ayak bileklerini kulaklarına kadar bağlayarak yatırıp, cerrahın, hastanın bacaklarının arasından taşı çıkarmasından oluşuyordu.


Tıp eğitiminde kullanılan bu kafatasının özelliği insan hayatının ne kadar kısa olduğunu vurgulamak. Bu kafatasının bir yanı öldükten sonra meydana gelecek çürümeyi, diğer yanı ise hala hayattayken ne durumda olduğunu gösteriyor. Bu parça temelde ise ölüm ve hayat arasındaki ince çizgiyi simgeliyor.


Frenginin bacakları ne hale getirdiğini gösteren bu üç balmumu bacak, seks yapmadan önce bir kez daha düşünmenize neden oluyor. Doktorlar ve halk sağlığı uzmanlarının frenginin yayılmasını engellemek amacıyla uyguladığı bu yöntem, insanları frenginin sonuçlarıyla karşı karşıya bırakıyor.


18.yy icadı olan bu bıçak, özellikle cerrahlar tarafından bacağı dizin altından kesmek için kullanılıyordu. Anestezi olmadan uygulanan yöntem hasta için çok uzun sürse de sadece birkaç dakikadan oluşuyordu.


Batı’da belki de son zamanlara kadar geçerli olan bir düşünceye göre, mastürbasyon erkek vücudunun tüm enerjisini ve canlılığını tüketen bir eylemdi. Bu model iç çamaşırının altına giyilmek için icat edilmişti.


Bu gözler, hastanın doğal gözüne en uygun gözü bulmak için gözle ilgilenen doktorlar tarafından kullanılıyordu. 1940’larda bu gözler için cam yerine plastik kullanılmaya başlandı ve daha sonra da tamamen kullanımdan kaldırıldı.


Bu şeytani görünümlü alet, erkekleri uyku esnasında ereksiyon olduklarında uyandırmak için kullanılıyordu. Erkekleri sağlığa zararlı olan ve aynı zamanda ahlaki bir zayıflık olarak da görülen mastürbasyondan kurtarmak için icat edilmişti.


Cerrahlar zengin olduktan sonra özellikle bu tarz tıp ekipmanlarına para harcamaktan oldukça hoşlanıyorlardı. Özellikle altın kaplamalı aletler çok gözdeydi. Ne yazık ki bu ekipmanlarda bakteri üremesi çok yaygındı ve çoğu cerrah, operasyonlar arasında testereyi yıkamıyordu.


16.yüzyıl başlarında ateşli silahların yaygınlaşmasıyla kullanıma giren bu alet, kurşunu çıkarmak için kullanılan vidaya sabitlenmiş uzayıp kısalabilen uzun bir çubuktan oluşuyordu.


Bazı çevrelerdeki inanışa göre, vücudunuzdan mümkün olduğunca çok sıvı çıkarmak gençleştirici bir etkiye sahipti ve hatta seks hayatına olumlu yönde katkı sağlıyordu. Bugün kolon lavajı olarak da bilinen bu yöntem bir zamanlar bazı sınıflar için çok gözdeydi.


Aşılar geliştirilene kadar oldukça sık rastlanan çocuk felci, akciğer kaslarını felce uğratarak, hastayı nefessiz kalma tehlikesiyle baş başa bırakıyordu. Yapay solunum cihazı nefes almaya yardımcı olarak hayat kurtarıyordu. Bazı hastalar senelerce bu cihaza bağlı kalarak yaşayabiliyordu.

En Çok Aranan Haberler