Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD), 3 Kasım seçimi öncesinde partilerin ekonomi programlarının kamuoyunda daha iyi bilinmesi amacıyla düzenlediği paneller serisinin ilk oturumuna konuk olan LDP Genel Başkanı Tibuk, MÜSİAD üyesi işadamlarına ekonomiden siyasete kadar tüm düşüncelerini, vaatlerini ve programını anlattı.
"ANKARA PARTİLERİNDEN FARKLIYIZ"
Besim Tibuk sık sık yaptığı ilginç benzetmeler, farklı tespit ve düşüncelerle dikkat çekti. Konuşmasına AKP ve SP dahil tüm partilerin katı, mevzuatçı, bürokrat zihniyeti temsil eden "Ankara partisi" olduğunu ancak LDP'nin bu partilerden farklılık sergilediğini belirterek başlayan Tibuk, bunların devleti koruyoruz diye hem müteşebbisleri sıkboğaz ettiklerini, hem de memleketi sefil ettiklerini söyledi. Tibuk, "Bunlardan da hiç bir şey olmaz, peşin peşin söyleyeyim de rahat edin. Bunlardan beklentiniz varsa daha siz gençsiniz, dayanıklısınız çok beklersiniz. Ama ben milletin bu Ankara partilerine ne kadar dayanabileceklerini merak ediyorum" dedi.
İŞ GÜVENLİĞİ YASASI
İş Güvenliği Yasası ile ilgili görüşlerini de açıklayan Tibuk, Tibuk, bu yasanın işsizlik ve sefalet kanunu olduğunu öne sürdü. Tibuk, "Akıllarınca işçilere yağ çekecekler, yalakalık yapacaklar. Ama akılsızlıklarından ya da cehaletlerinden buna kalkışıyorlar. Bu yasa Avrupa'nın önemli şehirlerinde uygulanmış ama işsizlik yüzde 20'ye fırlamış, iş verenleri perişan etmiş. Bu aynı süt veren ineği kesmeye benzer. Bırakın işveren bol süt versin, memleket de bundan yararlansın" şeklinde konuştu.
Vergi yüzsüzü diye teşhir edilen insanların aslında birer kahraman olduğunu iddia eden Tibuk, "Gerçek vergi yüzsüzü bunu ilan devlettir. Vergi adaletsizliğine bizden başka çıkan parti yok. Aramızdaki bir fark da budur. Biz gerçek hastalığı bilen doktoruz. Diğerleri acemi gruplardır. Söyledikleri yuvarlak laflardır. Yapılması gereken önce hastalığa doğru teşhisi koymak sonra da tedaviye geçmektir" dedi.
Ankara partilerinden bir başka farklarının insanları serbest bırakmak olduğunu kaydeden Tibuk, "Bırakın insanları hukuk sistemi kontrol etsin. Aslında bizim esas konumuz ekonomi gibi görünmekle birlikte birinci derecede konumuz hukuktur, adalettir, yargıdır. Zaten bir yerde bunlar yoksa ekonomik gelişme de olmaz. Bu düşünceyle Ankara'ya gidersek büyük bir operasyon yapacağız. Birçok yeri kanunen kapatmayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
"ACİL MESELELERİMİZ FİNANSMAN VE VERGİLER"
LDP'nin programına göre Türk ekonomisinin acilen finansman ve vergilerle ilgili hastalıklarından kurtarılması gerektiğini belirten Tibuk, "Finansman ekonominin can damarıdır. Bunu çözemezsiniz ekonomiyi ayağa kaldıramazsınız. Sermayeye düşman davranırsanız kaçar. Sermaye düşmanlığı bu ülkede bazı dönemlerde aşırıya varmıştır. Bizim yapacağımız sermayeye dostça davranıp bu ülkeye çekmektir. Bu amaçla hedefimiz bütün Türkiye'yi finansal serbest bölge yapmaktır. Yani finans sektörü vergiden muaf olacak. Hatta çalışanlar da vergi vermeyecek. O zaman dünyanın bütün büyük bankaları Türkiye'ye koşacaktır. İstanbul'a, İzmir'e bölge müdürlükleri belki genel merkezlerini taşıyacaklar. Bu 6 ay sonra ülkeyi canlandırmaya başlar. Biz kaynaktan değil o kaynağın getireceği verimden para alacağız. Fakir fukaraya iş bulmanın yolu budur" dedi.
Türkiye'ye tüccar kafalı bir iktidarın gelmediğini, bakkal yönetmenin bile devleti yönetmekten daha zor olduğunu belirten Tibuk, "Bu ülkeyi bir bakkal yönetseydi hiç 16 milyar doları GAP'a yatırır mıydı? Faiziyle hesaplarsanız GAP'ın Türkiye'ye maliyeti 80 milyar dolardır. Bugün GAP'tan 100 milyon dolar bile gelir gelmiyor. Peki, Aycell'de kimin parasıyla milyon, milyar dolarlık yatırımlar yapıyorlar?" diye sordu.
İktidara geldiklerinde öncelikle bir miktar para basımı ile işe başlayacaklarını belirten Tibuk, TL'yi dolara bağlayacaklarını, gurbetçilere tahvil satılacağını, iç borçların da dolara endeksleneceğini, dış borcu kapatmayacaklarını söyledi.
YÜKSEK VERGİLER
Yüksek vergilerin kaldırılması ve parasızlığın giderilmesiyle ülkenin en acil sorunlarının ortadan kalkacağını ileri süren Tibuk, 6 ay sonra hızlı bir özelleştirmeye başlayarak iç borcun önemli bir kısmını kapatacaklarını, askeri harcamaları önemli oranda keseceklerini, ulaşım, eğitim, sağlık, kültür gibi bazı sektörlerden hiç vergi almayacaklarını, Kabotaj Kanunu'nu derhal kaldıracaklarını, birçok kamu yatırım projesinin özel kişi ve kuruluşlara devredileceğini, ticaret hayatını ve sınır ticaretini tamamen serbestleştirip, kaçak işçiliği önleyeceklerini ancak bu icraatların gerçekleştirilmesinden dolayı ilk iki senenin oldukça kritik geçeceğini savundu.
"IMF İLAVE VERGİYLE GELİRSE ADAMI DÖVERİM"
Tibuk'un konuşmasının ardından izleyicilerden gelen çok sayıda sorunun bulunduğunu ancak bunlardan benzerlik bir kısmını özetleyerek kendisine yönelteceğini belirten MÜSİAD Başkanı Ali Bayramoğlu, "Vergi yüzsüzlerinin kahraman olduğu" iddiasının çok yanlış olduğunu vurgulaması üzerine Tibuk tepki gösterdi. Bayramoğlu ise, iç borcun dövize endeksli tahville çözülmesinin aslında bir konsolidasyon olduğunu belirtmesi üzerine iki başkan arasında yine renkli tartışmalar yaşandı. Tibuk'un gelen soruları cevaplandırırken de "Bir de Derviş balonu var. Adam hem ülkeyi batırdı, hem kahraman oldu. Bizi de gölgede bıraktı. Böyle bir şey de sanırım ancak Türkiye'de olur. Benim anlayamadığım bir konu da AKP'ye gösterilen ilgi. Tamam Tayyip yakışıklı ama bu kadar ilgi görmesi bana garip geliyor. İktidara oturduğumuzda IMF'nin memuru olmayız. Geriye dönük vergilendirme olmaz. IMF bana ilave vergiyle gelirse adamı döverim" ifadelerini kullandı.