LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Avrupa Konvansiyonel Güçler Anlaşması ile ilgili açıklaması, Prens Harry'nin Irak Savaşı'na gidip gitmeyeceği tartışması, İngiltere'deki yerel seçimde İşçi Partisi'ni ciddi bir darbenin beklemesi başlıkları öne çıktı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi "http://www.bbc.co.uk/turkish/" adresinde yer alan basın özetlerine göre, ABD'nin füze planlarına kızan Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in dün yaptığı "Avrupa Konvansiyonel Güçler Anlaşması'nı askıya alıyoruz" açıklaması, İngiltere'deki pekçok gazetede geniş yer buldu. Times, "Vladimir, sakin ol" başlığıyla verdiği haberinde, 1990 tarihli Avrupa Konvansiyonel Güçler Anlaşması'nın, bir zamanlar Soğuk Savaş'ın ön safları olan bölgelerdeki konuşlandırmaları sınırlayan önemli bir anlaşma olduğunu hatırlattı. Moskova'nın bu anlaşmadan uzaklaşma sebebi olarak ABD'nin Avrupa'ya yeni füzesavarlar yerleştirme çabasını gösterdiğini kaydeden Times, şöyle devam etti: "Ancak bu planların Rusya'yla hiçbir alakası yok. Yerleştirilmesi planlanan sistemler, doğrudan Tahran-Washington hattında yer alıyor. Amaçlarıysa Avrupa'yla Amerika'yı uzun vadede nükleer silah sahibi olabilecek bir İran'a karşı korumak. Putin de bunu biliyor ama kamuoyu önünde modası geçmiş, kendi küpüne zarar veren bir dış politikayı sürdürmeyi tercih ediyor." Times ayrıca Soğuk Savaş sonrası anlaşmalardan tek yanlı çekilen tek ülkenin Rusya olmadığını da belirterek, "ABD de 2001 yılında Anti Balistik Füze Anlaşması'ndan çekilmişti," diye hatırlattı.
Financial Times'ın aynı konudaki yorumunun başlığı ise: "Silah kontrolünden vazgeçmeyin." Gazeteye göre Putin'in anlaşmayı askıya alma kararının pratikte pek bir etkisi yok. Çünkü burada öngörülen büyük silah indirimleri uzun süre önce yapıldı, dönüşü de yok. Financial Times, "Üstelik, savunma bütçesi ABD'ninkinin yüzde 5'i olan Rusya için yeni bir silahlanma yarışı felaket olur" diye bildirerek şöyle devam etti: "Ancak dünkü kararın stratejik önemi büyük. Çünkü Rusya'nın 1990 sonrasında kurulan diplomatik düzeni yırtıp atmaya giderek daha hazır olduğunu gösteriyor. Putin bugünün güçlü Rusya'sının, 1990'daki zayıf Rusya tarafından imzalanan anlaşmaları gözden geçirebileceğine inanıyor."
Peki Soğuk Savaş sona erdiğine göre, bu zıtlaşmanın önemi var mı? Financial Times'a göre "Evet, çünkü her ne kadar günümüzde Doğu ile Batı arasında ideolojik bir savaş kalmasa da Rusya, AB ve ABD'nin çeşitli konulardaki işbirliği, örneğin enerji, terörle mücadele ya da nükleer silahsızlanmadaki işbirliği durursa durum tehlikeli olur."
PRENS HARRY TARTIŞMASI İngiltere gazetelerinin daha da yakından ilgi gösterdiği bir başka konu ise meslek olarak askerliği seçen Prens Harry'nin, birkaç haftaya kadar Irak Savaşı'na gönderilecek mi, gönderilmeyecek mi sorusu. Prensin kendisinin gitmekte ısrarlı olduğu biliniyor. Daily Telegraph ise konuyla ilgili olarak "Gönderilmemeli" diyen iki eski savunma bakanının sözlerine yer verdi. Bunlardan Falkland Savaşı sırasında görev yapan ve Prens Harry'nin amcası Prens Andrew'un hava kuvvetleriyle o savaşa katılmasına izin veren Sir John Nott, bu kez karşı çıkıyor. Sir John'un iki itirazı var: Birincisi, Prens Harry'nin isyancılar için önemli bir hedef olmasının komuta ettiği askerler için de tehlikeyi artırması. Eski savunma bakanı ikinci sebebi ise, "Falkland Savaşı'na halktan ciddi destek vardı. Irak içinse böyle birşey kesinlikle sözkonusu değil" diye belirtti. Bir diğer Savunma Bakanı Michael Portillo ise Prens Harry'nin öldürülmesi ya da kaçırılmasının bir felaket olacağına dikkat çekerek,
"Düşünebiliyor musunuz, Kraliyet ailesinin önde gelen bir üyesi tutsak alınırsa, ne olur?" diye kaydetti. Times gazetesine göre bu olasılık hiç de düşük değil. Gazeteye göre ordu komutanları geçen hafta Prens Harry'nin gideceği bölgede ve onun komuta edeceği tarzda bir gruba yapılan saldırının, 'Prens'e hazırlık' niteliğinde olduğundan endişe ediyor. Bu saldırıda iki asker ölmüş, ordunun çok güvendiği, kolay tahrip olmayan bir tank havaya uçmuştu. İngiltere'de gelecek hafta yapılacak yerel seçimde İşçi Partisi'ni ciddi bir darbenin beklediği haberleri, hemen hemen bütün gazetelerde yer aldı. Muhafazakar gazete Daily Telegraph ise bir adım daha ileri giderek İngiltere Başbakanı Tony Blair'in bu yenilgiyi gölgelemek için, hatta sorumluluğu üzerine almak için seçimlerden birkaç gün önce görevden ayrılacağını öne sürdü. Gelecek Salı, Blair'in iktidarda 10. yıldönümü. Gazete başbakanın işte bu gün koltuğunu Maliye Bakanı Gordon Brown'a bırakacağını yazdı. Daily Telegraph ayrıca bir lider olarak Brown'a kamuoyu desteğinin, Muhafazakar lider Cameron'ın 10 puan gerisinde olduğunu da kaydetti. Gazeteye göre bunun sebebi geçenlerde açıkladığı bütçe ve 10 yıllık İşçi Partisi iktidarının halkta yarattığı bezginlik. Liberal Independent gazetesiyse, aynı fikirde değil. Gazeteye göre Blair koltuğunu Haziran sonundan önce bırakmayacak. Başbakanın, partisi iktidardaki 10. yılını doldurmaya yaklaşırken dün tüm milletvekillerine 22 sayfalık bir rapor yolladığını da
yazan Independent'a göre, Tony Blair ekonomik refah, sosyal adalet ikilisini başarıyla yürüttüklerini söyledi, Irak konusundaysa kamuoyunun muhalefetinin dört yıldır sürdüğünü belirtmekle yetindi.
Guardian gazetesinde Somali'ye düzeni sağlamak için girdiklerini söyleyen komşu Etiyopya askerlerinin açtığı ateşte yüzlerce kişinin öldüğünü, binlercesinin de kaçmak için yollara döküldüğünü belirtildi. Buna göre başkent Mogadişu'da dokuz gündür süren çatışmalarda Etiyopya tanklarına hedef olanların çoğu siviller. Guardian, Somali'nin geçici hükümetinin çağrısıyla başkentte bulunan Etiyopya'ya, ülkeye girmesi için ABD'nin cesaret verdiğini de hatırlattı. Ve son olarak, yine Daily Telegraph Avprupa Birliği'nin (AB), yeşil enerji hedefleriyle yağmur ormanlarının yok edilmesine yol açacağını kabul ettiğini duyurdu. Buna göre halen 3 milyon ton biyo-yakıt, yani bitkidan ilgi gösterdiği bir balerden elde edilen yakıt kullanan AB bunu 2010 yılında 30 milyon tona çıkarmayı hedefliyor. Bu yüzden de Endonezya gibi pekçok Asya ülkesinde yağmur ormanları kesilip, yerine biyo-yakıt üretecek bitkiler dikilebilir. Gazete, "Ve sonuçta, Avrupa Komisyonu'nun da kabul ettiği gibi karbon salımı ve küresel ısınma azalmak yerine artabilir" diye kaydetti.