Arapça'da bir yemin edatı olarak da kullanılan vav harfi ile başlayan Tin Suresinin ilk ayetlerinde Allah'u Teala; incir ağacı, zeytin, Sina Dağı ve Mekke şehri üzerine yemin eder. İslam geleneğinde sıkça atıfta bulunan "Biz insanı ahsen-i takvim üzere yarattık." ayetini de içerisinde barındıran Tin Suresi, konusu açısından insanın kıymetli ve süfli yönlerine vurgu yapar. İşte Tin Suresi Türkçe okunuşu, anlamı ve Tin Suresinin faziletleri...
Tin Suresi okunuşu için aşağıdaki metni inceleyebilirsiniz. 8 ayetten oluşan sure, ismini ilk ayetinde geçen "tin" kelimesinden alır.
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Vettiyni vezzeytuni
2- Ve turi siyniyne
3- Ve hazelbeledil'emiyni
4- Lekad halaknel'insane fiy ahseni takviymin
5- Sümme redednahü esfele safiliyne
6- İllelleziyne amenu ve amilussalihati felehum ecrun gayru memnuun
7- Fema yukezzibuke ba'du biddiin
8- Eleysallahu bi ahkemil hakimiyn
Tin Suresinin ilk üç ayetinde çeşitli varlıklar üzerine yemin edilir. Nitekim Tin Suresindeki meyveler olan incir ve zeytin, surenin ilk ayetinde üzerine yemin edilen Allah'ın yarattığı nimetlerdir. İnsanlar için son derece derin anlamlar ihtiva eden Tin Suresi meali, her Müslüman tarafından idrak edilmesi gereken bir öneme sahiptir.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Andolsun o incire, o zeytine,
2- Sinin (Sina) dağına
3- ve bu güvenli beldeye ki,
4- Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
5- Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına kaktık.
6- Ancak iman edip yararlı işler yapan kimseler başka; onlar için kesilmez bir mükafat vardır.
7- O halde artık sana dini ne yalanlatabilir?
8- Allah hakimlerin hakimi değil mi?
Tin Suresinin fazileti pek çok İslam kaynağında geniş yer ayrılan bir konudur. Dolayısıyla İslam geleneği içerisinde Tin Suresi fazileti ve sırları hakkında oldukça detaylı bilgiler bulabilmek mümkündür.
Peygamber Efendimiz Tin Suresini okuyan kimselerin afiyet ve içerisinde şüphe bulunmayan bir imana sahip olacağını ifade etmiştir. Ayrıca ölen kişiye bu sureyi okumanın faydalı olduğunu belirtmiştir.
Çeşitli kaynaklarda, yolculuğa çıkacak kişilere Tin Suresi okuması ya da sureyi bir kağıda yazarak üzerinde taşıması tavsiye edilmiştir.
Tin Suresini 70 kere okuyan bir kişinin halk tarafından sevilen bir kişi olacağı aktarılmıştır.
Tin Suresi, incir ağacı ve zeytin üzerine edilen yeminle başlamaktadır. Kimi müfessirlere göre Tin Suresindeki meyveler; bu meyvelerin bolca yetiştiği bölgeleri işaret etmektedir ki bu bölgeler Doğu Akdeniz'de bulunan Filistin ve Suriye'dir. Ayrıca kimi alimlere de göre tin ile Mekke'deki Mescid-i Haram, zeytin ile de Mescid-i Aksa kastedilmiştir. Fakat Şevkani gibi bazı büyük alimler, bu yorumların akli ya da nakli bir dayanağı olmadığını ifade etmiştir.
İncir ağacı ile zeytin dışında, Sina Dağı ve Mekke şehri üzerine de yemin edilen suredeki bu yemin ifadeleri alimler tarafından; insanoğluna verilen maddi ve manevi nimetlerin bütününü simgelediği şeklinde yorumlanmıştır.
Diyanet'e göre Tin Suresinin tefsiri şu şekildedir:
Yüce Allah kendisinin ilim, sanat ve kudret sıfatlarını gösteren dört önemli varlığa yani insanın maddî gıdalarından olan incir ve zeytine ve mânevî gıdası olan vahyin indiği Sînâ dağı ile “emin belde”ye (Mekke), insanların muhtaç oldukları maddî ve mânevî ikramların mükemmel örneklerine yemin ederek insanı en güzel biçimde yarattığını, hem bedenen hem de ruhen yükümlülük alabilecek yeteneklerle donattığını ifade buyurmuştur (insanın seçkin yaratılışı ve üstünlüğü hakkında ayrıca bk. İsrâ 17/70).
Bir görüşe göre incir ve zeytin, mecaz olarak bu ağaçların çokça bulunduğu toprakları, yani Akdeniz’in doğusunda bulunan Filistin ve Suriye’yi simgelemektedir. Kur’an’da adı geçen peygamberlerin çoğu bu topraklarda yaşadıkları ve tebliğde bulundukları için bu iki ağaç cinsi bu peygamberlerin dile getirdiği dinî öğretilerin sembolü olarak kabul edilmektedir. Kezâ “tîn” ve “zeytûn” kelimeleri hakkında, ilkiyle Mekke’deki Mescid-i Haram’ın, ikincisiyle Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’nın kastedildiği gibi daha başka sembolik izahlar yapılmıştır. Ancak Şevkânî’nin de haklı olarak belirttiği gibi bu tür yorumların aklî ve naklî dayanağı yoktur (V, 545-546).
Âyette Sînâ dağı için kullanılan sînîn kelimesinin Habeşçe veya Nabatça olduğu ve “verimli, bereketli, bol ağaçlı” veya “mübarek” anlamına geldiği belirtilir (Râzî, XXXII, 10; İbn Âşûr, XXX, 421). Mekke’nin “güvenli şehir” olarak anılmasının sebebi ise gerek İslâm’dan önce gerekse İslâmî dönemde buranın bir barış kenti olarak tanınması ve orada her türlü kan dökmenin yasaklanmasıdır.
“En güzel biçim” diye çevirdiğimiz ahsen-i takvîm tamlaması bu bağlamda insana Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçim ve yapıyı, bu sayede insanın, yeryüzü varlıkları içinde gerek fizyolojik gerekse ruhsal yetenekler bakımdan en mükemmel ve en seçkin canlı olarak yaratılmış olmasını ifade eder. Yaratılmışların en mükemmeli olan insanda bulunan –âyetteki deyimiyle– bu güzelliğin kaynağı, Allah’ın onu kendi eliyle yaratıp ruhundan üflemesi (bk. Sâd 38/72), “kendi sûreti üzere” (kendi sıfatlarından ona –insanlık düzeyinde olmak üzere– lutufta bulunarak) yaratması (bk. Buhârî, “İsti’zân”, 1; Müslim, “Birr”, 115), onu yeryüzünde halife kılması (bk. Bakara 2/30; bilgi için bk. Süleyman Uludağ, “Ahsen-i Takvîm”, DİA, II, 178) vb. lutuf ve inayetleridir. Müfessirler Allah’ın insandan daha güzel mahlûku olmadığı kanaatindedirler. Zira Allah insanı canlı, bilen, irade sahibi, konuşan, işiten, dinleyen, gören, düşünüp tedbir alan, hikmetle hareket eden ve bütün bu özellikleri sayesinde fizik bakımdan kendisinden daha güçlü varlıklar üzerinde bile hâkimiyet kurabilen bir varlık olarak yaratmıştır ki bütün bu vb. sıfatlar aynı zamanda ilâhî sıfatların bir kısmının ondaki yansımaları, tecellileridir (krş. Şevkânî, V, 546).
Surenin, yemin edatı olarak kullanılan vav harfinden sonra gelen ilk kelimesi olan tin; incir ağacı anlamına gelir. Tin Suresi ilk olarak zeytin ağacı üzerine yemin ederek başlar. Ardından da surede sırasıyla zeytin, Sina Dağı ve Mekke şehri üzerine yemin edilir.
Kur'an-ı Kerim'in kısa surelerinden biri olan Tin Suresi yalnızca 8 ayetten oluşur.
Tin Suresi hakkında, özellikle kısa bir sure olmasından dolayı zaman zaman başka surelerin kapsamında olduğu yönünde bir yanılgıya düşülebilmektedir. Tin Suresi, Kur'an-ı Kerim'de bulunan müstakil surelerden biridir ve herhangi bir başka surenin çatısı altında bulunmaz.
İslam alimlerinin, Tin Suresinin Mekke döneminde nazil olduğuna dair geniş bir ittifakı vardır. Nitekim surede bulunan "bu güvenli belde" tabiri de bu doğrultuda Mekke olarak yorumlanmıştır.
Tin Suresinin okunması hakkında, Kur'an-ı Kerim'de bulunan diğer sureler gibi herhangi bir zaman kısıtlaması yoktur. Kısa sürelerden biri olduğu için kolaylıkla ezberlenebilecek surelerden biri olan Tin Suresi, uygunsuz olmadığı sürece herhangi bir zaman ya da mekanda okunabilir.
Tin Suresi, anlamıyla da bağlantılı bir biçimde kötü alışkanlık ya da huylardan arınmak maksadıyla okunabilir. Nitekim çeşitli kaynaklarda bu yönde tavsiyelere rastlanmaktadır.
Ayrıca Rasulullah tarafından Tin Suresini sıklıkla okuyanlara afiyet ve içerisinde şüphe olmayan bir iman verileceğinin müjdesi iletilmiştir. Buna ek olarak Peygamber Efendimiz, Tin Suresini okuduktan sonra "Ben de buna şahidim" manasına gelen "Ene zalike mineşşahidin" ibaresinin tekrarlanmasını nasihat etmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de bulunan herhangi bir sureyi ezberden abdestsiz bir biçimde okumakta bir sakınca yoktur. Bu doğrultuda Tin Suresi de ezberden okunduğu sürece abdestsiz okunabilir. Ancak İslam inancında hakim olan görüşe göre Kur'an-ı Kerim'e abdestsiz el sürmek hoş karşılanmamaktadır. Dolayısıyla mushaf üzerinden Tin Suresi okumak için abdest almak gereklidir. Benzer şekilde Tin Suresi namazda zamm-ı sure olarak okunacaksa namaz kılmak için de abdest şart olduğu için yine abdest alınması icap eder.
Tin Suresi, ezberleme açısından bakıldığında Kur'an-ı Kerim'in son derece kısa surelerinden biridir. Dolayısıyla yeterli okuma ve pratikle son derece kolay bir biçimde ezberlenebilir. Arapça'ya pek aşinalığı olmayan kimseler sure içerisinde bulunan tanıdık kelime gruplarını ezberleyerek sürecin daha kolay ilerlemesini sağlayabilir. Çeşitli tilavetleri dinlenmek sureti ile pratiği yapılabilecek surenin ezberi bu şekilde son derece kısa sürede gerçekleştirilebilir. Ancak Tin Suresini ezberlemekte bir türlü muvaffak olamayanların, namaz ya da ibadetlerinde Kur'an-ı Kerim'de bulunan başka bir sureyi okumasında bir sakınca yoktur.