TİRDEF Üzerine Birkaç Kelam…

Geçtiğimiz günlerde kurucusu olduğum Tirebolu Dernekler Federasyonu’nun geleneksel olarak düzenlemiş olduğu Tirebolu iftarına katıldım. Herhalde birkaç yıl daha iftarlar Tirebolu’da yapılmaya devam edecek. Hem yaz tatili hem de fındık mevsimi için memlekete gelen TİRDEF delegeleri iftarda buluşmaya devam edecek. Önce açık hava iftarı olarak açıklanan ancak hava muhalefetinin olacağı istihbaratı üzerine Mavi Yeşil Restorana alınan iftar sağanak yağmurlu bir havada yapılmasına rağmen güzel geçti. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

İftarda bir konuşma yapan TİRDEF Başkanı Haldun Domaç üç ayrı projeyi iftara gelenlere açıkladı. Gerçekten de yapıldığında önemli işlevler görecek bu projelerin açıklanma yeri ve zamanı biraz manidar geldi. Birkaç hafta önce açıklanan DOKA projeleri arasında niye Tirebolu projesi yok diyenler bu kadar kısa sürede bu üç projeyi nasıl hazırladılar acaba? Üç projenin en az biri veya ikisi daha önce hazırlanıp DOKA’ya sunulamaz mıydı? DOKA’ya projeler sadece kamu kurum ve kuruluşları tarafından değil sivil toplum kuruluşları tarafından da hazırlanıp sunuluyor? Marka bir stk üç beş günde değil önemli süreçlerden geçerek proje hazırlığı yapmaz mı? Doğrusu ben de bu projelerin hayata geçmesini isterim ama bu bana biraz da seçim dönemlerinde açıklanan acemi siyasetçilerin projesi gibi geldi.

Geçtiğimiz günlerde yerel mahkeme Av. Mehmet İpek’in müracaatı üzerine TİRDEF’in yaptığı kongrenin usulsüz olduğu gerekçesiyle yapılan kongreyi geçersiz buldu. Mahkeme en kısa sürede seçimlerin yenilenmesine karar verdi. TİRDEF sitesinden baktım da her yıl kongre yapmışız. Elbette oybirliği ile yapılmayan işlerde bu tür olumsuzlukların ve itirazların olması doğal. Doğal olmayan yapılan eleştiri ve itirazlara kulak asılmaması. Yapılan eleştiri ve itirazlara nasıl cevap verildiği de en açık bir biçimde yapılan son TİRDEF açıklamasında belli oluyor. Yapılan açıklamada kendini beğenmişlik ve küstahlık çok açık bir biçimde kendini ele veriyor.

Giresun basını ve dernekçiliğine yıllarca hizmet etmiş avukat ve öğretmen Mehmet İpek abimize lütfen “davacı” denilmiş; ismi lazım denmemiş nedense. Oysa karşınızdaki kişi (halbuki yanınızda olmalı) yıllarca federasyona ev sahipliği yapmış, bir defa olsun toplantıya kulak kabartmamış, toplantı olduğunda işi olsa bile zamanında herkes işini rahat yapsın, rahatça görüşlerini açıklasınlar diyerek odasını terk ederek size sunmuş biri. Bu kişiye abimiz veya kardeşimiz denebilecekken “davacı” diyerek Tirebolu’ya yabancılaştırılmak istenmiş, kendisi ötelenmiştir. Elbette bu tavır ve açıklama sahibinin sesidir, ama Tirebolu’nun sesi değildir.

Biz TİRDEF’i bilerek ve isteyerek diğer Giresun stkları gibi dar çerçevede küçük olsun bizim olsun tavrıyla kurmadık. Biz de biliyoruz beş dernek bir araya gelip federasyon kurulabileceğini. Biz de biliyoruz içimizde eritebileceğimiz derneklerle federasyon kurulabileceğini. Hani nerde yeni üye derneklerimiz? Üç yıldır 18 dernekle bıraktığımız TİRDEF’in bir tek derneği bile bünyesine katamayışını nasıl izah etmeli? Yıllarca bize konfederasyon kuralım teklifleri geldiğinde konfederasyonların yapıları ilçelere dayanmalı, önce ilçe federasyonları kurulmalı, ondan sonra da konfederasyon olmalı dedik. Hani Giresun Konfederasyonu nerde haberi olan var mı? Kökü olmayanların silinip gitmesi zaten mukadder değil mi?

Açıklamanın son cümlesi ise manidar olduğu kadar da küstahça yazılmış. Neymiş efendim “TİRDEF Yönetim Kurulu olarak herkesi, tabi başta bu süreci takip eden davacıları, kongre için hazırlıkları yapmaya Tirebolu’ya yakışır, çağdaş ve demokratik seçim sürecine davet ediyoruz” diyorlar. Ne davacıları tek bir davacı var, bunu kan davası mı sandınız? Davacının kongre hazırlığı yaptığı nerde görülmüş; hazırlıkları yapmak her zaman mevcut yönetimin işi değil mi? Hukukçu bir abimiz hukuksuz gördüğü bir konuya itiraz etmiş düzeltmemişsiniz, o da yargıya taşımış. Yargıya da mı inancınız yok…