AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Hani bir zamanlar bir partinin genel başkanına cumhurbaşkanı bir kitapçık attıktan sonra bir gecede üç kat borçlanan Türkiye, enflasyonu bozulan, dövizi bozulan, faizleri patlayan Türkiye nerede, bu kadar uluslararası krize rağmen hâlâ istikrarını, büyümesini, yatırımını her alanda devam ettiren Türkiye nerede? O yüzden yönetilememeyi bırakın, dünyaya örnek bir yönetim tarzı hep beraber ortaya koyduk" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda erken seçim önergesi görüşmelerinde konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, 26. döneme ilişkin olarak, "15 Temmuz darbesi gibi demokrasi tarihimizde çok farklı anılacak olan ve dik duruşla sergilenen o günü beraber yaşadık. Dokunulmazlıkların kaldırılması, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hayata geçmesi, İç Tüzük değişikliği, ekonomiden vesayet kavgamıza kadar, demokrasinin büyütülmesinden güvenliğimize kadar birçok alanda vekillerimizle çok büyük işler yaptık. Bu demokrasi tarihinde zaman zaman farklı dönemler yaşadık. 1950’de deyim yerindeyse bir beyaz devrimle demokrasimiz çocukluk hastalıklarından bir anlamda olgunluk dönemine geçmiş oldu. Darbelerle kapanan meclisler oldu, bunları alkışlayan partiler oldu, askerî darbelerden sonra üniformayla bu Meclise oturan vekillerle beraber olmaktan gurur duyan vekiller oldu ama ne olursa olsun hep sivil irade galip çıktı, hep millet iradesi meseleye el koyup bir anlamda Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi mabedimizin eline namahrem elini asla değdirmedi. Demokrasimiz düştü kalktı ama geldiğimiz yerlerde büyük işleri hep beraber yaşadık. 15 Temmuz akşamı üniforma giymiş teröristler maalesef ülkemize büyük bedeller ödettiler. Parlamento tarihine bu Meclis, bu vekiller adını altın harflerle yazdırdılar. 26 gün boyunca milletimiz meydanlarda âdeta demokrasi tarihi yazdı. Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu bütün milletimize aşk verdi, umut verdi. Lider milletine, millet liderine güvendi ve tarihî döneme hep beraber şahitlik ettik" ifadelerini kullandı.
Turan, şunları kaydetti:
"Bakınız, bu kadar yönetilmeyen bir Türkiye olsaydı -dediklerinize inanan yok Allah’tan ama- dedikleriniz doğru olsaydı, nasıl olurdu da yüzde 52 oy almış cumhurbaşkanı, yüzde 50 oy almış AK Parti bugüne kadar dünyanın en büyük ekonomik büyümesine sahip olabilirdi? Tarımda, sanayide, millî güvenlikte, enerjide, her alanda iddiamızı çok net ortaya koyduk. Hangi alanda olağanüstü krizimiz var? Hani bir zamanlar bir partinin genel başkanına cumhurbaşkanı bir kitapçık attıktan sonra bir gecede üç kat borçlanan Türkiye, enflasyonu bozulan, dövizi bozulan, faizleri patlayan Türkiye nerede, bu kadar uluslararası krize rağmen hâlâ istikrarını, büyümesini, yatırımını her alanda devam ettiren Türkiye nerede? O yüzden yönetilememeyi bırakın, dünyaya örnek bir yönetim tarzı hep beraber ortaya koyduk."
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise, OHAL şartları içinde seçime gitmenin etik olmadığını belirterek, “OHAL değil dünyanın en katı sıkı yönetimini de ilan edip seçime gitseniz akıbet kaçınılmazdır. Çok bilinen bir terim vardır; etki tepki doğurur. OHAL şartlarındaki bir seçimi etik, ahlaki bulmamakla beraber dünya milletler ailesine Türkiye için bir kara leke, bir olumsuzlama olarak da geçmesine rağmen Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimlerden -çok şükür- birinci parti olarak çıkacaktır. Bunu bir gönül rahatlığıyla Meclisten ilan etmekten mutluluk duyuyorum. Türkiye 68 yıldır demokrasi mücadelesi veriyor, milletçe veriyoruz. 27 Mayıslar, 12 Martlar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, 15 Temmuzlar milletin demokrasiye olan sadakatini ve aşkını kıramadı. Hiç şüpheniz olmasın 27 Mayıs’tan, 12 Mart’tan, 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan ve 15 Temmuz’dan daha vahim sonuçlar doğuran, demokrasimizi daha fazla tahrip eden 20 Temmuz sivil darbesi ve OHAL’le Türkiye’ye verilen zarar, demin saydığım beş darbeyle verilen zarardan fazladır” şeklinde konuştu.
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu da şunları kaydetti:
“Kuvvetler ayrılığını ve yargı bağımsızlığını mı istiyoruz yoksa kimsenin adalete inancının kalmadığı, yargının tek elde toplandığı bir sistem mi istiyoruz? Bütün vergi muafiyetleri zenginlere tanınsın ve yoksulların, orta gelirlilerin sırtına her türlü vergi yüklensin mi istiyoruz yoksa vergi adaleti mi istiyoruz? Bir tarım ülkesi olan Türkiye’de bu bereketi artıracak, doğayla uyum içinde bize de çocuklarımıza da yetecek bir gıda ve tarım politikası mı istiyoruz, Rusya’nın, ABD’nin GDO’lu tohumunu, ithal etini mi istiyoruz? Nohudu bile başka ülkeden mi satın almak istiyoruz?”
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, siyasetin bir bakıma gerçekleri görmek, geleceği öngörmek ve tutum alma olduğunu söyleyerek, “Önce ülkem ve milletim diyerek hareket ettiğimizi defalarca vurguluyoruz. Bugün de aynı ilkelerle 24 Haziran seçimlerinde kurulacak sandığın Türkiye’nin önünü açacağına inanıyoruz. Erken seçim kararının odağında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini bir an önce hayata geçirmek vardır. Türkiye hedeftedir, iç ve dış güvenlik sorunları karmaşık bir hâl almakta, vatanımızı içine alan husumet çemberi daralmaktadır. Ülkemizin huzuru ve güvenliğine kastedenlere cevap vermek, ülkemizin geleceğini planlamak zorundayız, geleceğe daha güçlü adımlarla yürümek zorundayız. Türkiye’nin bekasının sarsılmak istendiği bu dönemde gündemi sürekli seçim tartışmalarıyla meşgul edemeyiz. Bu seçim ülkemizin temel konularını demokrasi içinde çözme gayretidir. Yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelede önemli bir dönemdeyiz. Terörle mücadele millî bir meseledir. Millî meseleler konuşulurken diğer konular tali kalır. İşte bu nedenle seçim tartışmalarıyla geçirecek 562 günümüz yoktur. 16 Nisan Anayasa referandumuyla kabul edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine herhangi bir tavsama ve gecikme olmaksızın geçilmelidir. Milletimizin talep ve beklentisi de bu yöndedir” diye konuştu.