ANKARA (İHA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girecek 5510 sayılı "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun ülke sosyal barışında çatlamalara neden olabileceğini ileri sürdü.
TOBB açıklamasında, yeni yasanın uygulanabilirliğinin mümkün görülmediği belirtilerek, "Türkiye'nin gelişiminin önüne set çekeceğini düşündüğümüz bu yanlıştan bir an evvel dönülmesini temenni ediyoruz" denildi. TOBB, 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girecek 5510 sayılı "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun değiştirilmesinin yol açacağı risklere dikkati çeken ve uyaran bir açıklama yaptı. Açıklamada, kanun yürürlüğe girdiğinde emeklilik aylığı almakta iken sosyal güvenlik kapsamındaki mevcut işlerini devam ettirmek isteyen ticari kazanç veya serbest meslek kazancı elde eden gelir vergisi mükellefleri ile anonim şirketlerin kurucu ortakları ve yönetim üyesi ortaklarının, limited şirket ortakları, diğer şirket ve donatım iştirakinin ortakları meri kanuna göre yüksek oran tutarda sosyal güvenlik destek primi ödemek zorunda kalacağı belirtildi. 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununa göre emeklilik aylığı alan ve işlerini devam ettiren kişilerin, sosyal hizmet zammı dahil tahakkuk ettirilen emekli aylığının yüzde 10 oranında sosyal güvenlik destek primi ödemekte iken; 5510 sayılı kanun gereği tespit edilen prime esas kazancın yüzde 33.5 ile yüzde 39 oranları arasında değişen tutarda prim ödemeleri gereceği vurgulanan açıklamada, bugünkü rakamlar üzerinden SSK'lılar için prime esas aylık kazanç tutarının alt sınırının 531 YTL, üst sınırının ise bunun 6.5 katı olan 3.451 YTL olduğunu vurgulandı.
Bunun Bağ-Kur'lular için bugün uygulanmayan bir sistem olduğu ve 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Yasasındaki tek çatı uygulaması nedeniyle uygulamaya konulacağı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Ancak, yeni dönemde sigortalıların aylık kazanç tutarları, yeni asgari ücrete göre oluşacağından alt ve üst sınırlar arasında kendileri tarafından belirlenecektir. Yeni kanuna göre, emeklilik aylığı almaktayken mevcut işlerini devam ettirmek isteyen işveren konumundaki vatandaşlar, çalıştırdıkları sigortalılardan en yüksek ücret alan personel için ödenen sigorta primine eşit tutarda sosyal güvenlik destek primi ödemek zorunda kalacaklardır. Bugünkü rakamlar üzerinden en az 53 YTL, en çok 345 YTL arasında değişen prim tutarları, yasa uygulamaya girdiği takdirde en az 179 YTL, en çok 1.346 YTL seviyelerine çıkacaktır. Özellikle düşük basamaklardan aylık alanların ödeyecekleri yeni prim, emekli maaşlarından daha yüksek olacaktır. Bu primi ödemekte zorlananlar ise emekli maaşlarından vazgeçmek zorunda kalacaklardır. Oysa, sosyal güvenlik destek primi karşılığı çalışan emeklilere, iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası dışında verilen bir hizmet söz konusu değildir."
"Bugünde işlerin iyileşmesi için birçok şartın oluştuğunu görüyoruz. Ama bu yasa, ciddi anlamda ülkemizin sosyal barışında çatlamalara neden olabilir" uyarısının yapıldığı açıklamada, toplumsal barışa zarar verebilecek böyle bir yanlıştan bir an önce dönülmesinin, 5 yılda yüzde 36 büyümeyi üst üste sağlamış bir Türkiye için önemli olduğu vurgulandı. Açıklamada, dürüst kurum ve insanların daha fazla cezalandırılması hiç kimseye yarar sağlamayacağı belirtilerek, "Yeni yasanın uygulanabilirliği mümkün görünmemektedir. Piyasaların hassasiyetini koruduğu ama ibrelerinin iyileşme gösterdiği bugünlerde, insanlarımızın kaosun içerisine sürüklenmesini doğru bulmuyoruz" denildi.
İş dünyasının, Türkiye'de geleceğin garanti altına alınmasının ancak ekonominin kayıt altına girmesi ile mümkün olacağını her zaman seslendirdiği kaydedilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Ama bu yasanın toplumda yeni kayıt dışı uçurumlarının var olmasına sebep olacağı kaygısını duyuyoruz. Türkiye'nin gelişiminin önüne set çekeceğini düşündüğümüz bu yanlıştan bir an evvel dönülmesini temenni ediyor, toplumsal mutabakat sağlanmadan 70 milyon insanı ilgilendiren bir Sosyal Güvenlik Yasası'nın değiştirilmesinin ciddi sıkıntılara neden olacağı konusundaki uyarımızı kamuoyuyla paylaşmayı zorunlu görüyoruz."