James Bond'un en son filmi “Quantum of Solace”da Daniel Craig'i giydiren ünlü Amerikalı tasarımcının Sonbahar 2008 koleksiyonu'nda yer alan en özel parçalarını artık Harvey Nichols İstanbul'da bulabileceksiniz. Tom Ford'un kendisi ile özdeşleşmiş “vücudu ikinci bir deri gibi saran” dar kesimli takım elbiseleri, altı farklı modelde ve otuz değişik renkte papyonları, on farklı kumaştan üretilmiş yelekleri, kadifenin ipek ile mükemmel uyumu yakaladığı sabahlıkları, Tom Ford imzalı altı farklı tonda üretilmiş kadife terlikleri ile geleneksel İngiliz ve İtalyan erkek giyimini günümüz erkeğine uyarlandığını görüyoruz.
“Klasik erkek giyim felsefesine geri dönmek lazım” diyen Ford bu koleksiyonunun erkek giyimini ele geçirmek için yeni bir sistem olduğunun da altını çiziyor.
Tasarımcının koleksiyonu için tasarladığı takım elbiselerden, ayakkabılardan, ceketlere, takım elbiselere ve aksesuarlara varıncaya kadar her şey de usta zanaatkarların el emeği var. Günler, haftalar süren özenli çalışmaların sonucunda ortaya çıkan bu koleksiyonun içinde yer alan parçalar hiç şüphesiz genç Türk erkeğinin de gözdesi olacak.
'Kaliteli şeyler insan hayatına anlam ve zevk katar'
“Bir adamın giydiği ceketin şekli ne kadar muhafazakar, pantolonunun kesimi ne kadar seksi olsa da dünyaya kendisiyle ilgili bir mesaj vermektedir. Her seçim güçlü bir mesajı aktarmaktadır,” diyen tasarımcı stil konusundaki bu “kişisel yaklaşım” ın koleksiyonun temel öğesini oluşturduğunu ifade ediyor.
Koleksiyonu oluştururken TOM FORD İngiliz ve İtalyan erkek giyim geleneklerinden aldığı ilhamla İtalya'nın yüzyıllardan beri süregelen ustalığını kullanarak tasaramınlarını gerçekleştiriyor. Koleksiyon kişisel lüksün modern erkeğe bir uyarlaması olarak ifade ediliyor. “Kaliteli şeyler insan hayatına anlam ve zevk katar,” diyen Ford tasarladığı bu ürünler sayesinde her sabah giyinmenin bir keyif haline dönüşeceğini söylüyor.
Tom Ford koleksiyonunu nasıl hazırlıyor?
TOM FORD koleksiyonunu bu kadar özel yapan tasarım aşamasında büyük bir titizlik içersinde gerçekleşen hummalı çalışmalara dayanıyor.
Koleksiyonu oluşturan 200 takım elbise kumaşının her birinin üretimi en az altı ay sürmüştür. Elle seçilen pamuk 18. yüzyıldan kalma İngiliz makinelerinde ipliğe dönüştürülmüş, yün-ipek ve yün-kaşmir karışımları kuzey İtalya'da imal edilmiştir. Usta dokumacılar üretim aşamaları arasında kumaşı dinlendirerek daha yumuşak ve dayanıklı olmasını sağlamışlar ve bir kalıbın taslağını çıkarmak için 25 defa ölçü almışlardır. Böylece takım elbiseyi oluşturmak için gereken yedi haftalık süreç başlamıştır. Biella, Novara ve Padova gibi küçük fabrikalarda kumaşlar kesilip dikilmeye başlanmıştır. Bugün hala zanaatkarların çoğu İtalya'nın 500 yıllık terzilik metotlarını kullanmaktadır. Bir terzi her bir ısmarlama takım elbiseye 19 saatini adamakta ve bir ceket ve pantolonu bir araya getirmek için 150 farklı adım izlemektedir.
Koleksiyonun el yapımı ayakkabıları da Neapolitan atölyelerinde dikim, cilalama ve derinin dinlemesini içeren üç haftanın üzerinde bir süreçte tamamlanmıştır. İkinci veya üçüncü jenerasyon ayakkabı tamirci ailelerinden gelen zanaatkarlar ayakkabıların yüzde seksenini elle yapmışlardır. Zanaatkarlar altı kat cilayı elle sürdükten sonra, her kat arasında rengin iyice içine işlemesi için deriyi dinlenmeye almışlardır. En son aşamada ayakkabıcı koleksiyonun ismini deri tabanın içine damgalamıştır. Koleksiyonda yer alan tüm el işçiliği deri ürünleri, en kaliteli malzemelerden üretilmiştir.
İstendiğinde bu deri ürünler kullanıcının imzasını taşıyan, kişiye özel bir hale getirilebiliyor.