HABER

Topbaş hissedarların adını neden saklıyor?

Topbaş hissedarların adını neden saklıyor?

Rumeli Hisarı'ndaki inşaatla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden 48 saat içinde iki açıklama yapıldı. İlkinde malik olarak Emine Kocadağ gösterildi. Ancak Vatan tapu kayıtlarında 3'te 2 hissenin Topbaş'a ait olduğunu ortaya çıkardı. Bunun üzerine dün yapılan açıklamada yine hisse sahiplerine açıklık getirilmedi.

CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal 4 Şubat'ta yaptığı basın toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve yakınları hakkında iddialarda bulundu. Soysal, Topbaş Ailesi'nin ve yakınlarının Rumeli Hisarı'nda kaçak inşaat yaptığını iddia etti. Boğaziçi ön görünümde olan bölgede onarım ruhsatı ile inşaat yapıldığını ve 45 metrekarelik inşaat alanının 150 metrekareye çıkarıldığını kamuoyuna duyurdu.

‘Malik Emine Kocadağ' dendi. Soysal'ın bu iddialarının üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan 2 açıklama yapıldı. İlk açıklama CHP'li Soysal'ın basın toplantısı yaptığı gün, 4 Şubat 2008 tarihinde gece 20:40'ta geldi. Açıklamada, 'Malik Emine Kocadağ'ın müracaatı üzerine Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nce onarım ruhsatı düzenlendiği, iskanlı olduğu belirtilerek, çalışmanın, onarım izni kapsamında, çelik yapı olan çardağın taşıyıcı çeliklerinin tamir ve bakımını kapsadığı' söylendi.

HİSSELERİN 3'TE 2'Sİ TOPBAŞLAR'A AİT

Ancak önceki gün Vatan, tapuya giderek hissedarları inceledi. Parselin üçte ikisinin Topbaş Kardeşler'e ait olduğunu ortaya çıkardı. Tapu kayıtlarına göre, 13 Ocak 1994 tarihinde 12 hisseli 518 metrekarelik arazi için tapu kaydı yapıldı. 12 hisseli parselin 4 hissesi Emine Kocadağ üzerine kayıtlı. Diğer 8 hisse ise Kadir, Mehmet, Ahmet ve Mustafa Topbaş adına. Her kardeşin hisse adedi ise 2... Yani 2 hisse bizzat kadir Topbaş adına kayıtlı. Ancak belediyeden yapılan ilk açıklamada bu bilgiler gizli tutuldu. Parselin sahipleri arasında Kadir Topbaş ve kardeşlerinin olduğuyla ilgili en ufak bir bilgi yer almadı.

BAŞKAN'IN HİSSELERİ YİNE AÇIKLANMADI

Bu haberimizin üzerine dün saat 18:00'de İstanbul Belediyesi'nden bir açıklama daha geldi. Bu açıklamada, "Daha önce yapmış olduğumuz basın açıklamasında mülk sahiplerinden Emine Kocadağ adına düzenlenen onarım ruhsatı ile bu işlemin yapıldığını belirtmiştik. Bu açıklamamız aynı gazete tarafından sahipleri gizlenmiş iması ile çarptırılmıştır" dendi. Ancak hisse sahipleriyle ilgili yine tek bir açıklama yapılmadı.

GÜÇLENDİRME Mİ ONARIM MI?

YapIlan son açıklamada dikkat çeken unsurlardan biri de onarımla ilgili. Yazılı açıklamada "1957 öncesi bir yapı olduğu için güçlendirme ve onarım yapılabilmektedir" ifadesi kullanılıyor. Bu cümlede 'güçlendirme' ifadesi dikkat çekiyor. Daha sonraki satırlarda ise "Maliklerden Emine Kocadağ'ın müracaatı üzerine Boğaziçi İmar Müdürlüğü tarafından 'onarım ruhsatı' düzenlenmiştir" deniyor. Yani ruhsatın sadece 'onarım' amaçlı olduğu açıkça belirtiliyor. Açıklamanın en sonunda ise "İstenilmesi halinde Kurul Kararı alınmak kaydıyla güçlendirme ruhsatı da düzenlenebileceğini bir kez daha hatırlatırız" deniyor. Oysa kanun çok açık. Güçlendirme çalışması yapılabilmesi için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan izin alınması gerekiyor. Bu izin alınmadan güçlendirme yapıldığı, İBB'nin kendi açıklamalarında açıkça ifade ediliyor.

‘ÇARDAK' ÖNE GENİŞLEDİ BİNANIN BOYU YÜKSELDİ

Ayrıca bu fotoğraflardaki detayları incelediğimizde dikkatli gözlerden kaçmayacak başka bir durum ortaya çıkıyor. Öncelikle inşaatın öne doğru genişlediği çok açık ortada. Eski halinde 'Çelik çardak' denen bölüm daha geride. 'Yenilenen çelik çardak' ise öne taşmış durumda. Ayrıca sağ taraftaki binanın eskisine göre daha yüksek olduğu da anlaşılıyor. Eski fotoğrafta arkadaki binanın penceresi görünürken, son çekilen fotoğrafta bu pencere görülmüyor. Çünkü binanın yeni hali eski haline oranla çok daha yüksek. Fotoğrafın tam orta bölümündeki çatı karşılaştırıldığında ise yeni halinde çatının uzatıldığı da anlaşılıyor. Oysa onarım izni, bu tür işlemlerin yapılması için yeterli değil. Bütün bu tartışmalara ve ruhsat ile ilgili soru işaretlerine rağmen Rumeli Hisarı'ndaki çalışmalar son hızıyla devam ediyor.

ESKİ ORTAK SABRİ TINAZ: BİZE BİR TEK ÇİVİ ÇAKTIRMADILAR.

Topbaş ve yakınlarına ait olan ve onarım izniyle yükselen binaya eskiden bir çivi bile çaktırılmadığı ortaya çıktı. Adı 'Monako' olmasına rağmen yıllarca Ali Baba'nın yeri olarak bilenen çay bahçesinin 3 ortağı vardı: Ali Gökboğa, abisi Celal Gökboğa ve Sabri Tınaz. Bu üçlüden sadece Sabri Tınaz bugün hayatta ve 83 yaşında... Ali Gökboğa geçtiğimiz Ağustos ayında vefat etti. Abi Celal Gökboğa ise yıllar önce hayata gözlerini yumdu. Vatan'a konuşan Sabri Tınaz, kendi zamanlarında çay bahçesinde onarım yapılmasına izin vermediklerini söyledi: "Ali'nin en büyük hayallerinden biri çay bahçesine camekan yapmaktı. Çünkü insanların oturduğu yer hep açıktı ve kışın burasını işletmek zor oluyordu. Kötü hava şartları işi etkiliyordu. Kışın hiç iş yapamıyorduk. Hep zarar ediyorduk. Bu yüzden camekan yaptırmak istedi ama belediye kesinlikle izin vermedi. Hatta temel atmadan, prefabrik yapı yapalım dedik ama belediye çivi bile çakmamıza izin vermedi."

CAMEKAN YAPAMADIK

Ali Gökboğa geçen Ağustos ayında hayatını kaybetti. Eşi Şükran Gökboğa, kocasının üzüntüden öldüğünü düşünüyor: "1994 yılında çay bahçesini kapayıp Adana'ya yerleştik. 2008 Ağustos'ta ise Ali Bey hayatını kaybetti. Çay bahçesinin bulunduğu yer SİT alanıydı. Eşim Ali oraya birçok şey yapmak istemişti ancak buna hiç izin vermediler. Hatta kışın para kazanamıyorduk. Çünkü açık olduğu için iş yapamıyordu. Bu yüzden üstü kapalı ba sit bir yer yapmak istedi ama izin alamadı. Bunun üzerine hisselerimizi Sütiş'e devrettik. Biz ayrılmak zorunda kaldık. Ali çok üzüldü ayrıldığımıza. Daha sonra hastalandı ve aramızdan ayrıldı."

En Çok Aranan Haberler