Hırka-i Saadet Dairesi’nin önündeki içi su dolu sarnıç, haç motifleri taşıyor. Konuya ilişkin detaylar ayrıca National Geographic Türkiye dergisinin bu ayki sayısında yer alıyor.
[
****](http://video.mynet.com/habervideo/Topkapi-Sarayi-nda-derin-kesif/481458/)
Arkeolog, mimar ve su altı fotoğrafçılarından oluşan bir ekip bir süredir Topkapı Sarayı’nda hummalı bir çalışma yürütüyor. Topkapı Sarayı ve Ayasofya’nın altındaki su kanalları ile sarnıçlar araştırılıyor.
Tarihi yarımadanın altındaki su yollarının haritası çıkarılıyor. Su yollarının uzunluğu 3 kilometreyi buluyor. Hırka-i Saadet Dairesi’nin önünde içi su dolu sarnıç, haç motifleri taşıyor.
Araştırmayı yapan ekibin başındaki İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi İnsan ve Toplum Bilimleri Öğretim Üyesi Dr. Çiğdem Özkan Aygün, çalışmaları anlattı:
“Yalnızca bu çalışma için üretilmiş teknik cihazlar var ve onları kullanıyoruz. Benzerleri Mısır pirametlerinin araştırmasında da kullanılmıştı. Bunlar yer altında çalışan paletli kameralar ve su altında gezebilen robot kameralar. Ekibimizin içinde arkeologlar, mimarlar, inşaat mühendisleri de var. Çalışmaya 2005’te Ayasofya’dan başladık. Taa Roma döneminden bu yana Istranca Dağları ve Belgrat Ormanları’ndan İstanbul’a su getiren su yolları ve kanallar var. Su kanallarının ulaştığı son nokta çalışmayı yaptığımız alan. Şimdiye kadar burada herhangi bir araştırma yapılmamıştı.
Kazı yapılması hemen hemen imkansız bir bölge. Sarnıçlar ve kanallar yoluyla su sistemlerini ortaya çıkarırken, yer altındaki yapılarla ilgili çok önemli bilgilere de ulaştık. Su kanalları hem drenaj sistemi olarak kullanılmış hem de temiz su getiren kanallar var. Ayasofya’nın özellikle batı bahçesinde çift katlı giden kanallar tespit ettik. Bu kadar küçük alandaki kanalların uzunluğu 1 kilometreyi geçti.
Literatürde hiç olmayan yeni mekanlara ulaştık. Bugünkü turist tuvaletinin altında başka bir yapıya rastladık.
SARNIÇLARA LAĞIM SUYU AKIYOR Sarnıçlara şu an maalesef lağım suyu akmakta, lağım suyu su kanalları yoluyla binanın temellerine de ulaşıyor.
Mimar Sinan’ın bölgede çok büyük restorasyonlar yapmış olduğunu biliyorduk, biz bu kanallarda rastladık ve hayretler içinde kaldık. Süleymaniye Camii’nin altında benzer su kanallarını kullandığını biliyoruz.
Araştırma yurtdışında da yankı buldu. 1500 yıllık yapıların altında ilk kez bir araştırma yapılıyordu ve hemen Sorbonne Üniversitesi’nden davet aldık.
Çalışmalarımızı hiçbir bütçe olmadan, tamamen araştırmacıların katkılarıyla gerçekleştirdik. Kendi cihazlarımızı üniversitede veya yurtdışında ürettik.
Ayasofya’nın altında araştırma için izin sorunu yaşıyoruz. 2005 yılında izin aldık ve sadece 3 gün çalışabildik. 2009 yılında yeniden izin aldık ve çalışma yine kısa sürdü. İzin verilirse zaten araştırmaya yardım edecekler kapıda bekliyorlar. Örneğin İsviçre ve Yunanistan’dan üniversiteler, başta yer altını gösteren cihazları kullanıma vermek üzere yardım etmeye hazırlar.”
PROF. ORTAYLI: YIKILAN BAĞLANTI KANALI BULUNDU
Topkapı Sarayı Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı da, Ayasofya’nın müthiş bir yer altı yapılanmasının üzerinde yükseldiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
“İstinat duvarları ve su kanalları, dışarıdan veya çatıdan gelen suları götürmek için kurulmuş. Zaten Ayasofya’da bundan başka bir su harcama kapasitesi de olmamalı. Tuvaletler falan da bulunmamalı.
Ayasofya, Topkapı Sarayı’nın komşusu. Bu kanal sisteminin saraya, oradan da Marmara Denizi’ne bağlı olduğunu düşünüyorduk. Araştırmada yıkılan bağlantı kanalı bulundu, bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Binaların selameti açısından yer altı haritası bilinmeli. Birçok sarnıç var ve bunların haritasını çıkarmak zorundayız. Bütün Sultanahmet semti için bu önemli.”
Tarihi su kanalları ve sarnıçlar hakkında daha detaylı bilgiyi National Geographic Türkiye dergisinin Mart sayısında bulabilirsiniz.