Maymun çiçeği virüsü, dünyada endişeyle takip edilen konulardan bir tanesi haline geldi. Koronavirüs salgınında olduğu gibi maymun çiçeği virüsü için de toplu aşılamaya gerek olup olmayacağı da insanlar tarafından araştırılıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkilileri, 75. Dünya Sağlık Asamblesi çerçevesinde maymun çiçeği virüsüne yönelik brifing verdi. Mevcut salgının nasıl ortaya çıktığı hakkında halen cevapsız birçok soru olduğu vurgulanan brifingde 20’den fazla ülkede yaklaşık 200 maymun çiçeği vakasının tespit edildiği belirtildi. DSÖ Salgın Hastalıklar Direktörü Dr. Sylvie Briand yaptığı konuşmada, "Virüsün dizilimi, türünün endemik ülkelerde rastladığımız türlerden farklı olmadığını ve salgının muhtemelen daha çok insan davranışındaki bir değişiklikten kaynaklandığını gösteriyor" dedi. Briand, Afrika’da geçmişteki salgınların gelişimine dayanarak şu andaki durumun "kontrol edilebilir" göründüğünü söyledi. DSÖ’nün yine de ilerleyen dönemde daha fazla vaka beklediğini ifade eden Briand, "Buzdağının zirvesini mi gördüğümüzü veya tespit edilmeyen çok daha fazla vaka olup olmadığını bilmiyoruz" dedi. Önceliğin endemik olmayan ülkelerde hastalığın kontrol altına alınması olduğunu söyleyen Briand, bunun hızlı eylemle mümkün olabileceğini vurguladı. Briand, "Şimdi doğru önlemleri alırsak salgını kolayca kontrol altına alabileceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.
Briand ayrıca maymun çiçeği virüsünün korona virüse göre çok daha yavaş bulaştığına dikkat çekti.
DSÖ’nün çiçek hastalığı bölümünün başkanı Dr. Rosamund Lewis de maymun çiçeği hastalığının kolay yayılmadığını ve bulaşma için genellikle yakın temas gerektiğini ifade ederek, "Toplu aşılamaya gerek yok" şeklinde konuştu. Aşıya sahip ülkelerin, bunları hastaların veya sağlık çalışanlarının yakın teması durumunda yüksek risk altında olanlar için değerlendirilebileceğini belirten Lewis, maymun çiçeğinin çoğunlukla izole edilerek ve devam eden epidemiyolojik araştırmalarla kontrol edilebileceğini söyledi. Lewis, "Vaka incelemesi, temaslı takibi, evde izolasyon en iyi seçenekler olacaktır" dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre maymun çiçeği virüsü, insanlarda ilk olarak 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde tespit edildi. 1970’den bu yana ise Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan olmak üzere 11 Afrika ülkesindeki insanlarda maymun çiçeği virüsüne rastlandı. Virüs Afrika dışında ilk kez 2003 yılında ABD’de görüldü. Daha sonra 2018’de İsrail ve İngiltere’de, 2019’da Singapur’da, 2021’de ABD’de Afrika’ya seyahat eden bazı kişilerde maymun çiçeği virüsüne rastlandı. 2017’den bu yana Nijerya’da 200’den fazla maymun çiçeği virüsü kayda geçerken, 500’den fazla da şüpheli vaka rapor edildi. Vakaların yüzde 3’ü ölümle sonuçlanırken, virüs ülkede büyük bir salgına yol açtı.
Maymun çiçeği virüsü, Orta Afrika (Kongo Havzası) ve Batı Afrika türü olmak üzere ikiye ayrılıyor. Kongo Havzası türünün daha şiddetli hastalığa neden olduğu ve daha bulaşıcı olduğu düşünülüyor.
DSÖ, hastalığın semptomlarının "klinik olarak daha az şiddetli olmasına rağmen geçmişte çiçek hastalarında görülenlere çok benzer" olduğunu ifade ediyor. Örgüte göre virüs, hayvandan insana ve insandan insana yakın temas yoluyla bulaşıyor. Çiçek hastalığına karşı kullanılan aşıların maymun çiçeği virüsüne karşı da yüzde 85 koruma sağladığı ifade ediliyor. DSÖ’ye göre virüsün cinsel yolla bulaşıp bulaşmadığı şu anda belirsizliğini koruyor. Virüsün kuluçka süresinin genellikle 6 ila 13 gün olduğu, ancak 5 ila 21 gün arasında değişebildiği belirtiliyor. (DHA)