Eğer çocuğunuzun bu haberlerin ardından yaşadığı stres yaşamınızı ciddi anlamda etkileyecek boyuta geliyorsa psikolojik destek almanızı öneririm.
– Açıkça yaralanmış beden görüntülerini çocuklarınızın görmesine engel olun. Çocukların özellikle de bu yaşlarda gördüğü bu gibi görüntülerin bilinçaltlarına belki de ömür boyu unutamayacakları imgeler olarak yüklendiklerini unutmayın. Çocukların erişebileceği yerlerde bu gibi görselleri kayıtlı tutmayın.
– Çocuğunuzun sorularına yanıt verin, hiçbir sorusunu geçiştirmeyin ve soru sorduğu için ona tepki göstermeyin (ör. “küçükler böyle şeyler düşünmez, ne biçim sorular bunlar” vb). Ancak ona sorduğundan fazlasını anlatmadığınızdan da emin olun. “Artık büyüdü, bunları bilsin” diye düşünerek paylaştığınız fakat yaşına uygun olmayan bilgiler çocuğunuzun sırtında taşıması ağır bir yük olur. Sadece sorduğu sorulara dürüstlükle yanıt verin.
– Çocuğunuzun aklındaki şu muhtemel sorulara karşı hazır olun: “Bana, aileme, sevdiğim insanlara, evimize bir şey olacak mı? Hayatımız aynı şekilde devam edecek mi? Tüm bunlar neden oluyor? Bu saldırıları kim yapıyor? Neden yapıyorlar? Bizden nefret mi ediyorlar? Ceza alacaklar mı?”
Hazır olmak demek her soruya tam anlamıyla yanıt verebilmek demek değildir, bazı sorulara dürüstlükle “ben de bilmiyorum” diye yanıt verebilirsiniz. Ama hiçbirine verecek bir yanıt bulamıyorsanız biraz düşünmenizde fayda var. Özellikle çocuğunuzun ve ailenizin güvenliğiyle ilgili soruları mutlaka yanıtlamalısınız. Yapılan saldırıların size veya çocuğunuza yönelik olmadığını, bu kişilerin sizi tanımadığını, bu yüzden sizden ve çocuğunuzdan nefret etmediklerini paylaşmanız faydalı olur.
– Düşünceniz ne olursa olsun polis, doktor, asker, itfaiye gibi önemli figürlerin çocuğunuzun gözündeki itibarını zedelemeyin. Bunlar çocuğu güvende hissettiren, çocuk için kıymetli figürlerdir.
– Çocuğunuzdaki stres belirtilerini fark edin: bir anda ortaya çıkan agresif tavırlar, anne-babadan ayrılamama, ağlama krizleri, yemek/uyku/tuvalet problemleri, içine kapanma, vb. Bunları ciddiye alın ve normale dönmezse mutlaka destek alın.
– Böyle zamanlarda rutine sadık kalın; birlikte yenilen akşam yemeklerini, özel oyun saatinizi, haftasonları gittiğiniz etkinlikleri aksatmayın. Olayların ailenizin günlük akışını değiştirecek boyutta olması çocuğunuz için daha da sarsıcı olur.
– Çocuğunuzun aklına takılanları oyununda canlandırmasına fırsat verin. Örneğin legolardan bir şehir inşa eden çocuğunuz “şimdi buraya bomba düşecek ve her yer yıkılacak” derse, buna saygı duyun ve oyunun gidişatını engellemeye çalışmayın. Sonrasında neler oluyor, ona odaklanın. Örneğin yardım eden insanlar var mı, yıkılan yerler nasıl düzeltiliyor, bir daha olmaması için nasıl tedbirler alınıyor, insanlar kendilerini nasıl koruyorlar?
– Çocuklarınız ile her gün konuşabileceğiniz özel zamanlar yaratın, fakat sırf bu zamanı yarattınız diye sizinle her şeyi konuşmasını beklemeyin. Çocuğunuzun sizinle rahatlıkla konuşabilmesi için söylediklerini eleştirmeden, yargılamadan iletişim kurduğunuzdan, onu sadece cevap vermek için değil, duymak ve anlamak için dinlediğinizden emin olmanız gerekir.
– Duygular bastırılarak yok olmaz. “Korkacak bir şey yok, üzülmene gerek yok” gibi telkinlerin, her ne kadar çocuğunuzu zor duygulardan korumak niyetiyle söyleseniz de bir faydası yoktur. Çocuğunuzu duygularına yabancılaştırmayın, bırakın duygularını tanısın ve ifade edebilsin. “Korktuğunu, üzüldüğünü anlıyorum. Böyle hissetmen çok doğal, bu gibi olaylar hepimizi böyle hissettirebilir, haklısın” diyebilmek, çocuğa gerçekten destek olmaktır.
– Okul çağındaki çocuğunuz arkadaşlarından yaşanan olaylar ile ilgili yeni ve yanlış bilgiler edinebilir. Bir kere konuştuktan sonra konu kapandı diye düşünmeyin. Bu endişeler tekrar tekrar gündeme gelebilir, buna hazırlıklı olun.
– 7 yaş ve üzeri çocuğunuz, girdiği sosyal çevrelerde olaylar ile ilgili sizin düşüncelerinizden farklı düşünceler duyacaktır. Bundan dolayı kimseye tepki göstermeyin, çocuğunuz farklı görüşlere saygı duyabilmeyi önce sizden öğrenecek. Burada önemli olan yine sınırlardır; insanların çocuğunuza kendi düşüncelerini yerleştirmeye çalıştıklarını, çocuğunuza duyması gerekenden fazla bilgi yüklediklerini fark ettiğiniz zaman çaktırmadan o ortamlardan uzaklaşmasını sağlayın. Çocuğunuzun duyduğu yeni bilgileri ya da düşünceleri her zaman sizinle paylaşabileceğini ve sizin de bu konudaki fikrinizi alabileceğini bilmesi için, duyacaklarınızdan ötürü sizden sert bir tepki almayacağını bilmesi gerekir. Bu gibi durumlarda herkesin kendine ait farklı düşünceleri olabileceğini, ama kimsenin birbirini belli şekilde düşünmeye zorlamasının doğru olmadığını çocuğunuz ile paylaşabilirsiniz.
– Eğer bu gibi olaylar sizi duygusal açıdan yoruyorsa kendi ihtiyaçlarınızı karşılamak için zaman ayırın. Spor, iyi uyku, düzenli beslenme, bunlar hem sizin hem de çocuğunuzun sağlığı için önemli gerekliliklerdir.
– Stresli zamanlarda herkesin kendi kabuğuna çekilmesi sağlıklı bir aile dinamiği ve alışkanlığı değildir. Ne olursa olsun birlikte oyun oynamayı, gülmeyi, birbirinize sarılmayı unutmayın. Haberlere ve telefonunuza boğulup kalmayın. Ara sıra fişi çekin ve birlikte olmanın tadını çıkarın.
Pelin Kılıç
Uzman Psikolog, Oyun Terapisti
Yeni Terapi
Cemil Topuzlu Cad No:20/6 Çiftehavuzlar, İstanbul
0216 407 1222 · info@yeniterapi.com
www.yeniterapi.com · facebook.com/yeniterapi