TBMM Başkanlığı'na sunulan "Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" vergi usul kanununda teminat uygulaması hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer veriliyor.
TBMM Başkanlığı'na sunulan "Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" vergi usul kanununda teminat uygulaması hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer veriliyor.
Tasarıyla Vergi Usul Kanunu'nun "İşe Başlamayı Bildirme" başlıklı 153'üncü maddesinden sonra gelmek üzere "Teminat Uygulaması" başlıklı 153/A maddesi ekleniyor. "Başkaca bir ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenlerden, serbest meslek erbabının, şahıs işletmelerinde işletme sahibinin, adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin, ticaret şirketlerinde; şirketin, kanuni temsilcilerinin, yönetim kurulu üyelerinin, şirket sermayesinin asgari yüzde 10'una sahip olan gerçek veya tüzel kişilerin ya da bunların asgari yüzde 10 ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüslerin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlerin veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenlerin işe başlama bildiriminin alınması halinde, bunlar adına mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyeti terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve 6183 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev'iden 50.000 Türk Lirasından az ve 1.000.000 Türk Lirasından fazla olmamak üzere teminat verilmiş olması şarttır" denilen maddede, sahte belge düzenleme fiilini işledikleri vergi incelemesine yetkili olanlarca mükellef hakkında yapılan inceleme neticesinde düzenlenen raporla tespit edilenlerden bu durumları kesinleşenlerin, keyfiyetin vergi dairesinin ıttılaına girdiği tarihten itibaren bir ay içinde 6183 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev'iden 25 bin TL'den az ve 500 bin TL'den fazla olmamak üzere yazıyla otuz gün içerisinde teminat göstermesinin isteneceği belirtiliyor. Düzenleme, verilen sürede şartların yerine getirilmemesi halinde, istenilen teminat tutarının verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek suretiyle mükellef adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilmesini öngörüyor. Ayrıca tahakkuk ettirilen teminat alacağının, mükelleften 6183 sayılı Kanun uyarınca gecikme zammı tatbik edilerek takip ve tahsil edilmesi de madde kapsamında öngörülüyor.
Maddede Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu kapsamında faaliyette bulunan meslek mensuplarından bu maddenin birinci fıkrasında sayılan haller dolayısıyla mükellefiyeti terkin edilenlerin bu fiillerine iştirak ettiği inceleme raporuyla tespit edilenler hakkında üç yıl süreyle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanması düzenleniyor. Sürenin sonunda, meslek mensubunun tekrar faaliyete başlamak istemesi halinde kendisinden bir ay içinde 6183 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev'iden 25 bin Türk Lirası'ndan az ve 500 bin Türk Lirasından fazla olmamak üzere yazıyla teminat istenecek. Maddede ayrıca "3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan meslek mensuplarından dördüncü fıkrada sayılan fiile iştirak ettiği inceleme raporu ile tespit edilen ve bu durumu kesinleşenlerden beşinci fıkrada yer verilen esaslar dahilinde teminat istenir. Verilen sürede teminatın gösterilmemesi halinde dördüncü fıkranın ilgili hükmüne göre işlem yapılır.
Birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda sayılan hallerde teminat alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması hariç 359 uncu maddede sayılan fiillerden herhangi birinin işlenmediğinin tespit edilmesi halinde; dördüncü fıkrada sayılan hallerde ise teminat alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren beş yıl içinde sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması hariç 359 uncu maddede sayılan fiillerden herhangi birinin işlendiğinin tespit edilmemesi halinde alınmış olan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla mükellefe iade edilir" deniyor.
Söz konusu fiillerin işlenmiş olduğunun tespit edilmesi halinde; fiil birinci fıkra kapsamında ise mükellefiyet 160'ıncı maddenin üçüncü fıkrasına göre terkin edilecek, terkin tarihi itibarıyla ödenmemiş vergi borçlan ile işlenmiş olan fiillerden doğan vergi borcu alınan teminattan mahsup edilecek. Fiil dördüncü fıkra kapsamında ise vergi borçları ile işlenen fiilden doğan vergi borçları teminattan mahsup edilecek, ayrıca mükelleften mezkur fıkra hükmünce yeniden teminat istenecek. Verilen sürede teminatın gösterilmemesi halinde dördüncü fıkranın ilgili hükmüne göre işlem yapılacak.
359'uncu maddede sayılan fiilleri işledikleri veya bu fiillere iştirak ettikleri vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporla tespit edilenlerden bu durumları kesinleşenler ile birinci, ikinci ve üçüncü fıkraların kapsamına girenler veya bu fiillere iştirak edenler, fiilin işlendiği tarihten itibaren beş yıl süreyle hiçbir surette vergi teşvik ve desteklerinden yararlanamayacak. Söz konusu fiilin işlendiği tarihten sonra herhangi bir vergi teşvik ve desteğinden yararlanılmış olunması halinde, bu tutarlar vergi ziyanı cezası kesilerek tarh edilecek. Fiil tüzel kişilik veya tüzel kişiliği olmayan teşekkül bünyesinde işlenmişse, bu fıkra hükümleri fiilleri işleyenlerin yanısıra bunlar hakkında da uygulanacak. Bu madde hükümlerine göre istenecek teminat tutarı; düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan tutarların toplamı, faaliyet alanı, mükellefin hukuki statüsü, faaliyette bulunulan il veya bölge, vergi borcu toplamı, fiilin tekrar edip etmediği gibi kıstaslar esas alınarak Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslara göre, vergi dairesi müdürünün yazılı talebine istinaden defterdar ve/veya vergi dairesi başkanı tarafından tayin edilecek.
Gümrük Kanunu'na eklenen 218/A maddesiyle Bakanlığın Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılan yatırımların devirlerin yöntemini, değer tespit komisyonu ve görevlendirme komisyonu üyelerini, bu komisyonların çalışma usul ve esasları ile diğer hususları belirlemeye Bakan'ın yetkili olduğu ifade edildi. Tasarıyla Gümrük müşavir yardımcısı olabilmek için "Staj amacıyla bir gümrük müşavirinin yanında 3 yıl çalışmış olma" şartı da "1 yıla" indiriliyor. Ayrıca düzenlemenin mevcut halinde gümrük idaresinde 10 yıl çalışıp bunun "3 yılını" şube müdürü olarak geçirenlere tanınan staj koşuluna tabi tutulmaksızın gümrük müşavirliği sınavına giriş hakkını düzenleyen maddede yer alan süre sınırı "2 yıla" düşürülüyor.
Düzenlemeyle, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda, eşyanın genel düzenleyici idari işlemlerle ithalinin yasaklanmış olduğunun tespiti halinde, eşyanın gümrük vergilerinin alınmasının yanı sıra, gümrüklenmiş değerinin dört katı idari para cezası verilecek. Eşyanın değersiz, artık veya atık madde olması durumunda, idari para cezası dökme halinde gelen eşya için ton başına otuzbin Türk Lirası, ambalajlı gelmesi halinde kap başına altıyüz Türk Lirası olarak hesaplanacak ve eşya yurtdışı edilecek. Eşyanın ithali, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilecek. Düzenlemede ayrıca, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya kontrol sonucunda eşyanın yasaklanmış olması, tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi hali gibi çeşitli durumlar için çeşitli para cezaları öngörülüyor.
Düzenlemeyle Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun'da da değişikliğe gidiliyor. Düzenlemeye "kooperatif ve birliklerdeki ortaklık payları rehin ve haciz edilemez. Ortaklık paylarının devri örnek anasözleşmede belirtilen şartlarla yapılabilir" hükmü ekleniyor. "Çalışma konuları ve çalışmalarda uyulacak esasların" da yeniden belirlendiği düzenlemede, Birlik ve kooperatiflerin yönetim organlarının nasıl şekilleneceği hakkında düzenlemelere yer veriliyor. "Denetim ve alınması gerekli tedbirler" başlıklı 5. maddede de ayrıntılı düzenlemeler yapılıyor. Tasarıyla Kanun'un 8'inci maddesine "18/11/1960 tarihli ve 132 sayılı Türk Standardları Enstitüsü Kuruluş Kanunu'nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi kooperatif ve birlikler hakkında uygulanmaz" fıkrası ekleniyor. Kanun'a geçici maddeyle, "Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla kooperatif ve birliklerin kesinleşmiş en son bilançolardaki açıkları yedek akçelerden ve fonlardan karşılanamadığı takdirde, bu bilanço açıklarını kapatmak üzere ve bilanço açıklarıyla sınırlı olmak kaydıyla ortaklara, en fazla sermaye taahhüt tutarları kadar, ek ödeme yükümlülüğü getirilir. Ek ödeme yükümlülüğü, ortaklığın çıkma veya çıkarılma nedeniyle sona ermesi hallerinde ödenecek sermaye paylarından düşülür ve ödenmiş sermaye payını aşan ek ödeme tutarı tahsil edilir. Ölüm nedeniyle ortaklık sona ermiş ise, ek ödeme yükümlülüğünün tahsili iade edilecek sermaye payı ile sınırlı tutulur.
Ortak başına tekabül eden ek ödeme tutarı; bilanço açığı, değişken ve sabit giderler, ortakların teslim ettikleri ürün miktarları ve ortak sayısı gibi kriterler gözetilerek örnek anasözleşmede belirlenecek usul ve esaslara göre hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan ek ödeme tutarları, her yıl, yine örnek anasözleşmede belirlenen usul ve esaslara göre güncellenir. Ek ödemelerin tahsili bu güncel tutarlar üzerinden yapılır.
Ek ödeme tutarları kooperatif ve birlik gelir hesapları ile ilişkilendirilmeksizin bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında izlenir ve bu fon hesabında izlenen tutarlar kooperatif ve birliklerin bilanço açıklarının kapatılmasında kullanılır" düzenlemesi ekleniyor.
Tasarıyla ayrıca "Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu'nun 8'inci maddesine "Kurum piyasa faaliyetlerine ilişkin olarak tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, işleyen, ihraç veya ithal eden, pazarlayan, alan veya satan gerçek ve tüzel kişiler ile bunların yetkilileri hakkında açılan kamu davalarını katılan sıfatıyla takip edebilir. Bu konularla ilgili olarak suç duyurusunda bulunabileceği gibi mevzuatın uygulanması açısından, adli ve mülki makamlardan yaptırım talebinde bulunabilir. Bu Kanun'a göre idari para cezalarının veya idari yaptırımların uygulanması, bu Kanun'un diğer hükümlerinin ve diğer kanunlarda yer alan ceza ve tedbirlerin uygulanmasına engel teşkil etmez. Her türlü uyuşturucu madde, alkollü içki, tütün ve tütün mamulleri bağımlılığı ile mücadele etmek amacıyla kurulmuş ve kamu yararına çalışma statüsü verilmiş olan derneklere aktarılmak üzere Sağlık Bakanlığı bütçesinde gerekli ödenek öngörülür. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenir."
Tasarıyla ayrıca Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesine "213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257'nci maddesinin verdiği yetki uyarınca kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiketi veya işareti olmayan özel tüketim vergisine tabi malların bulundurulduğunun tespit edilmesi halinde; müteselsilen sorumlu olmak üzere, bu malları bulunduranlar ile ithal veya imal edenlere; malların tespit tarihindeki emsal bedeli veya miktarı üzerinden 11 inci maddedeki esaslara göre özel tüketim vergisi re'sen tarh edilir. Bu tarhiyata ayrıca vergi ziyanı cezası uygulanır" düzenlemesi eklendi.
Tasarıda Petrol Piyasası Kanunu'nun 1'inci maddesine eklenen fıkrayla "Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile il özel idareleri ve defterdarlıkların tasfiye işlemleri bu Kanun hükümlerine tabi değildir" denildi. Kanun'un 3 üncü maddesine üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere "5607 sayılı Kanun'a aykırı fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olanlara lisans verilmez. Lisans sahibinin tüzel kişi olması durumunda söz konusu tüzel kişilikte suçun işlendiği tarih itibarıyla yüzde ondan fazla paya sahip ortaklar ile görevden ayrılmış olan veya halen görevde bulunan yönetim kurulu başkan ve üyelerine, temsil ve ilzama yetkili olanlara lisans verilmez ve bu kişiler lisans başvurusu yapan tüzel kişiliklerde doğrudan pay sahibi olamaz" fıkrası da düzenlemeye ekleniyor.
Kanun'un 16'ncı maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere "Ulusal petrol stoğu düzenlemesi kapsamında rafineri, akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahipleri ile serbest kullanıcıların bulundurmakla yükümlü oldukları stokları denetlemeye ve tutulacak bu stokların miktarında azalma yapılmayacak şekilde ürün cinsini ve ürünlerin birbirine tahvil edilmesini düzenlemeye Kurum yetkilidir" düzenlemesi metne eklendi. Kanun'un 18'inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ise aşağıdaki şekilde değiştirildi:
"Yurt içinde pazarlanacak akaryakıta veya akaryakıtla harmanlanan ürünlere rafineri çıkışında veya serbest dolaşıma girişinde rafinericilerce ve dağıtıcılarca Kurumun belirleyeceği şart ve özellikte ulusal marker eklenir. Biyoyakıt ilk üretim merkezleri ile tasfiye edilecek akaryakıt için ulusal marker ekleme noktaları Kurum tarafından belirlenir. Ulusal marker ekleme işlemleri Kurumca yetki verilen bağımsız gözetim firmalarının nezaretinde Kurumun belirleyeceği usul ve esaslara göre yapılır. Ulusal marker ekleme işlemlerinde meydana gelecek usulsüzlüklerden lisans sahibi ile bağımsız gözetim firmaları müştereken sorumludur.
Ulusal marker eklemekle yükümlü lisans sahipleri, her yıl Kasım ayı içinde takip eden yıla ait pazarlama projeksiyonlarını Kuruma bildirir ve bu projeksiyona göre Kurumca temin edilecek ulusal marker, Kurumca belirlenecek usul ve esaslara göre akaryakıta eklenmek üzere ilgili lisans sahiplerine teslim edilir."
Kanun'un 19. maddesi de değiştiriliyor ve şu şekilde revize ediliyor:
"Bu Kanun'a göre idari para cezalarının veya idari yaptırımların uygulanması, bu Kanun'un diğer hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Bu Kanun'a göre verilen ceza ve tedbirler diğer kanunlar gereği yapılacak işlemleri engellemez.
Bu Kanun'a göre;
a)Aşağıdaki hallerde, sorumlulara bir milyon Türk Lirası idari para cezası verilir:
1)Lisans almaksızın lisansa tabi faaliyetlerin yapılması.
2)4 üncü maddenin dördüncü fıkrasının (1) bendinin ihlali.
3)18 inci maddenin ihlali.
b)4 üncü maddenin dördüncü fıkrasının (1) bendinin bayilik lisansı sahipleri
tarafından ihlali halinde bayinin sözleşme yaptığı dağıtıcı lisansı sahipleri hakkında (a) bendinde belirtilen cezanın dörtte biri uygulanır.
c)Aşağıdaki hallerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idari para cezası verilir:
1)Kurumca, 10 uncu madde gereği yapılan uygulamaların dolaylı veya dolaysız olarak engellenmesi veya engellenmeye teşebbüs edilmesi.
2)9 uncu maddede yer alan kısıtlamalara uyulmaması. ...
3)5 inci, 6 ncı, 7 nci, 8 inci ve 17 nci maddelerin ihlali. .g'i'^'
d)8 inci maddenin ihlali halinde bayiler için (c) bendinde yer alan cezaların beşte biri uygulanır.
e)Aşağıdaki hallerde, sorumlulara üçyüzellibin Türk Lirası idari para cezası verilir:
1)Lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına veya işletimine
başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması.
2)Sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi.
3)4 üncü maddenin dördüncü fıkrasının (f) bendinin bir takvim yılı içinde Kurumca yapılan uyarıya rağmen ihlali, aynı fıkranın (1) bendi haricindeki bentlerin ihlali.
4)12 nci maddede yer alan hükümler dahilinde iletim ve depolama tesislerine erişimin dolaylı veya dolaysız olarak engellenmesi.
f)4 üncü maddenin dördüncü fıkrasının (1) bendi kapsamındaki ihlaller hariç olmak üzere bayiler için (e) bendinde yer alan cezaların beşte biri uygulanır.
g)Ulusal marker ekleme işlemlerine nezaret etmek üzere yetki verilen bağımsız gözetim firmalarının yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde (a) bendinde belirtilen cezanın dörtte biri uygulanır.
h)16 ncı madde uyarınca ulusal petrol stoğu tutma yükümlülüğü bulunan lisans
sahiplerine, eksik tuttukları her bir ton ürün için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
Eksik tutulan stok miktarının hesabında ton küsuratı dikkate alınmaz.
Ceza uygulanan bir fiilin iki takvim yılı geçmeden aynı kişi tarafından tekrarı halinde, cezalar iki kat olarak uygulanır.
İdari para cezaları, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanır.
Bu Kanun kapsamında verilen idari para cezalarına karşı yargı yoluna başvurulması tahsil işlemlerini durdurmaz.
İdari para cezalarının tebliğ tarihini izleyen otuz gün içerisinde ödenmemesi halinde, cezanın ilgili vergi dairesi aracılığı ile tahsili sağlanır. Tahsilatta 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanun'un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca binbeşyüz Türk Lirası'ndan yetmişbin Türk Lirası'na kadar idari para cezası verilir.
Tesisler, lisans alınıncaya veya bu Kanun'a göre lisans gerektirmeyen faaliyet gösterecek hale getirilinceye kadar mühürlenir."
Tasarıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 83'üncü maddesinde değişikliğe gidiliyor. Seçilme yeterliliği bulunmadığı sonradan anlaşılanlar ile seçilme yeterliliğini kaybedenlerin oda, borsa ve Birlik organlarındaki görevlerinin sona ereceğini düzenleyen tasarıyla "Oda ve borsalarda seçilme hakkının kullanılabilmesi için; tüzel kişi üyelerde gerçek kişi temsilcinin işletmenin ortağı ve/veya yöneticisi olması ve işletmeyi temsil ile bağlayıcı işlem yapmaya yetkili bulunması, bu durumun seçimden en az altı ay öncesini kapsaması, gerçek kişi üyelerde ise kişinin işletmenin sahibi veya ortağı olması şarttır. Bu fıkra kapsamında belirtilen şartlar şubeleri temsile yetkili kılınanlar için de aranır. Üye şirketin münfesih olması, şirketin veya işletmenin işyerini veya merkez kaydını başka bir oda ya da borsanın çalışma alanına taşıması halinde, üyelik ile birlikte seçilmiş olduğu oda, borsa ve Birlik organlarındaki görevi kendiliğinden sona erer" düzenlemesi geliyor. Kanun'un 100 üncü maddesi ise "Odalar, borsalar, Birlik ve bunların bağlı ve ilgili kuruluşları Bakanlığın denetimine tabidir. Odalar, borsalar ve Birliğin ilgili personeli ile organlarında görevli üyeleri, Bakanlık müfettişlerinin talebi üzerine her türlü belge, defter, kayıt ve bilgileri ibraz etmek ve örneklerini noksansız ve gerçeğe uygun olarak vermek, para ve para hükmündeki evrakı göstermek, bunların sayılmasına ve incelenmesine yardımcı olmak, yazılı ve sözlü bilgi taleplerini karşılamak, denetimde her türlü yardım ve kolaylığı göstermek ve çalışmalarını yapabilecekleri uygun bir yer tahsis etmekle yükümlüdür.
İkinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya 76 ncı maddede belirtilen suçlardan dolayı haklarında kovuşturmaya başlanan ya da görevi başında kalması yapılan denetim bakımından sakıncalı görülen oda, borsa ve Birlik personeli Bakanlık müfettişinin teklifi üzerine Bakanlıkça tedbiren geçici olarak görevden uzaklaştırılabilir. Bu madde kapsamında organ üyelerinin görevden uzaklaştırılmaları ise Bakanlık müfettişlerinin teklifi sonucu Bakanlık veya doğrudan Cumhuriyet savcısı tarafından yetkili asliye hukuk mahkemesinde açılan dava üzerine, iki ay içerisinde basit usulde yapılacak yargılama sonucunda karara bağlanır. Dava sonucu, mahkemece Bakanlık, ilgili oda veya borsa ve Birliğe bildirilir. Görevden uzaklaştırılan personele, uzaklaştırma süresi boyunca yapılacak ödemelerin üçte ikisi ödenir.
Bu madde kapsamında görevden uzaklaştırılanlar; denetim sırasında veya denetimin tamamlanmasından soma Bakanlık kararıyla veya haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ya da mahkûmiyetlerine karar verilmediği takdirde görevlerine dönerler. Görevine iade edilenlerin uzaklaştırma süresi boyunca mahrum kaldığı ödentileri, kanuni faizleri ile birlikte istihdam edilen oda, borsa veya Birlik tarafından ödenir.
Bakanlık, bu madde kapsamında açılan davaları katılan sıfatıyla takip edebilir.
Odalar, borsalar, Birlik ve bunların organları ile bağlı ve ilgili kuruluşları, Bakanlıkça yapılan denetim sonucunda verilen talimatlara ve bu Kanun'un uygulanmasına ilişkin alman tedbirlere riayet etmek zorundadır" şeklinde değiştiriliyor.
Tasarıyla Yurt Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 1 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları şu şekilde değiştiriliyor:
"(1) Yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına 15 Türk Lirası harç alınır. Bakanlar Kurulu, bu miktarı sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.
(3) Çıkış tarihi itibarıyla yurt dışında oturma izni bulunanlar, 7 yaşını doldurmamış olanlar, pasavan ve benzeri belgelerle çıkış yapanlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne kimlik belgesiyle çıkış yapanlar ile yurt dışına ticari amaçla sefer yapan kara, deniz, hava ve demiryolu toplu taşıma ve yük taşıma araçlarının mürettebatı ile Bakanlar Kurulunca belirlenen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından yurt dışına çıkış harcı alınmaz."
Tasarıda, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3 üncü maddesinde yer alan kaçakçılık suçlarıyla ilgili düzenleme başlığı ile birlikte değiştiriliyor. Maddenin yeni halinde "Eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Eşyanın, gümrük kapıları dışından ülkeye sokulması halinde, verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar arttırılır" ifadeleri de yer alıyor. Düzenlemede hayali ihracatla ilgili olarak da "İhracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstererek ilgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlayan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Beyanname ve eki belgelerde gösterilen ile gerçekte ihraç edilen eşya arasında yüzde onu aşmayan bir fark bulunması halinde, sadece 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır" hükmü yer alıyor. Kaçakçılık suçunun konusunu oluşturan eşyanın akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler olması halinde, kaçakçılık suçunu işleyen kişinin iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılması öngörülüyor. Ayrıca kaçak akaryakıt satışının, "3 üncü maddenin ondördüncü fıkrasında belirtildiği şekilde sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman kullanılarak gerçekleştirilmesi halinde" verilecek cezaların iki kat arttırılacağı belirtiliyor. Kanun'a 16'ncı maddesinden sonra gelmek üzere "Kaçak akaryakıtın tasfiyesi" başlıklı 16/A maddesi ekleniyor ve tasfiyenin nasıl yapılacağı düzenleniyor. Kanun'un 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrası ise "Bu Kanun'un 3 üncü ve 23 üncü maddeleri kapsamındaki suçları ihbar edenlerin kimliği izinleri olmadıkça veya ihbarın niteliği haklarında suç oluşturmadıkça hiçbir şekilde açıklanamaz. Bu kişiler hakkında tanıkların korunmasına ilişkin hükümler uygulanır" şeklinde yeniden düzenleniyor. Kanunda akaryakıt ile uyuşturucu madde ve uyuşturucu madde elde etmek amacıyla ekilen bitki yakalamalarında uygulanacak ikramiye miktarları da yeniden belirleniyor.
Tasarıyla ayrıca Türk Ticaret Kanunu'nun 64'üncü maddesinde yer alan yevmiye defteri kapanışlarıyla ilgili düzenleme, "Yevmiye defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar notere yaptırılır" şeklinde yenileniyor. Gümrük ve Ticaret Müfettişleri ve Müfettiş Yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yeterlik sınavları, görev, yetki ve sorumlulukları ile Başkanlığın çalışma usul ve esaslarının yönetmelikle düzenleneceği kaydediliyor. Tasarıda Gümrük ve Ticaret Uzman Yardımcılığına alınmayla ilgili düzenlemeler de bulunuyor.
(ANKA)