1960'lı yılların efsane soul şarkıcısı Otis Redding ile, zamanın genç ve gelecek vadeden rock grubu The Bar Kays'in aynı uçak kazası ile aramızdan ayrılması da müzik dünyasında yaşanan en trajik olaylardan bir diğeri...
Dönemin ünlü plak şirketi Stax'ta stüdyo müzisyeni olarak çalışan Ronnie Caldwell, Carl Cunningham, Jimmy King, Phalon Jones ve Ben Cauley'in bir araya gelmesiyle kurulan The Bar Kays; şimdilerde hepimizin melodisini bir şekilde duymuş bulunduğumuz Soulfinger şarkısıyla büyük bir çıkış yakaladı.
Otis Redding'in Madison'da vereceği konser için kendilerine ön grup olmalarını teklif etmesi ile hayatlarının en büyük fırsatını yakalayan grup, ne yazık ki bu fırsatı hiç kullanamadan hayata veda etti. Otis Redding ile birlikte Madison'a gitmek üzere bindikleri uçak, buz tutmuş Monona Gölü'ne çakıldı. Ben Cauley haricinde herkesin öldüğü bu kaza, soul ve rock camiaları için trajik bir kayıp olarak tarihe geçti.
Country'nin Kraliçesi olarak anılan Reba McIntyre, hala hayatta ve dünyaya harika country şarkıları hediye etmeye devam etmekte. Ancak McIntyre'nin ekibinin başına gelenler müzik dünyasının tecrübe ettiği en büyük trajedilerinden biri.
Tahran (İran) orijinli grubun başına gelenler de, adeta dar kafalılığının nelere sebep olabileceğinin bir kanıtı.
Tahran'da rock müzik yaparlarken, şarkıları politik içerikli olmamasına rağmen -sırf rock müzik yaptıkları için- devlet güçlerinden sürekli baskı ve sansür gören Yellow Dogs, ani bir kararla New York'a taşındı. Brooklyn'de müzik hayatlarını sürdüren grup üyeleri, aynı evde kalıyorlardı.
11 Kasım 2013'te, kendisi de Brooklyn'de yaşayan İranlı bir müzisyen olan Muhammed Rafie, elinde pompalı tüfeği ile grubun evine daldı. Gitarist Soroush Farazmand ve davulcu Arash Farazmand'ın vahşice öldürülmesi ile sonuçlanan saldırıdan sonra, saldırgan Muhammed Rafie intihar etti.
Dünya Rock N Roll sahnesini şekillendiren en önemli şarkılardan Free Bird'ün yazarı olan grubun başına gelenler, aslında trajik kelimesini çok aşıyor...
1964'te kurulan grup, oldukça başarılı bir 13 yılın ardından 1977'de yeni albümleri Street Survivors'ı yayınlama hazırlığındaydı. Lousiana State Üniversitesi'ndeki konserlerine gitmek için 20 Ekim 1977'de uçağa binen efsane grup, müzik tarihinin en üzücü kazalarından birini yaşadı.
Her ölüm zamansızdır ama, bu kadar genç ve gelecek vadeden bir grubun hayatını kaybetmesi müzik dünyası için gerçekten de oldukça zamansız oldu.
2003 yılında yayınladıkları Guitar Romantic albümüyle 1960'lar soundunu ve tarzını tüm Amerika'ya yeniden sevdiren Pop Punk grubu The Exploding Hearts, yayınladıkları ilk ve tek albümden yalnızca aylar sonra aramızdan ayrıldı. San Francisco'da verdikleri harika Bottom of the Hill konserinden sonra evleri Portland'a dönen grup, feci bir trafik kazası geçirdi. Sürücünün uyuya kalması üzerine yaşanan faciada vokalist&gitarist Adam Cox, davulcu Jeremy Cage ve basçı Matt Fitzgerald hayatını kaybetti.
Dünyanın en büyük gruplarından biri olacakken müzik endüstrisinin çirkin yüzü ile karşılaşmış, ve hayata veda etmiş bu grubun hikayesi müzik tarihinin en kalp kırıcı olayı olsa gerek...
İlk albümlerini yayınlamadan hemen önce Pink Floyd ve The Who gibi dünya efsanelerinin menajerliğini yapan Bill Colins ile tanışan grup için bu işbirliği hiç şüphesiz ki heyecan verici bir geleceğin başlangıcıydı. Bill Colins'in temasları sayesinde, o güne kadar yalnızca Beatles albümlerini yayınlayan Apple Records ile sözleşme imzalayan grup, Beatles üyelerinin de büyük desteği ile harika bir single yayınladılar. Yayınladıkları ilk şarkı olan Come And Get It, 1968 yılında uluslararası alanda büyük bir hite dönüştü.
Şarkı yazarlığı alanındaki başarılarını tek hitle sınırlamayan grubun yayınladığı ikinci single, şu ana kadar aralarında Frank Sinatra ve Mariah Carey gibi efsanelerin de bulunduğu tam 180 müzisyen tarafından yeniden yorumlanan Without You oldu.
Ancak kariyerlerine George Harrison'ın ön grubu olarak devam eden Badfinger için kötü günler başlamaktaydı. Grup, o ana kadarki tüm kazançlarını menajerleri Bill Colins'in önerisi ile Amerikalı iş adamı Stan Polley'e emanet etti.
Stan Polley'in parayı eritmesi, ve grup üyelerine ömürleri boyunca ödemeyecekleri miktarda borçlarla dolu sözleşmeler bırakması, grubun en naif elemanı olan ana vokalist Pete Ham'i oldukça çaresiz bıraktı. Pete Ham, bu olaydan çok kısa bir süre sonra evinde kendini asmış olarak bulundu.
Pete Ham'in intiharından 8 yıl sonra, diğer grup üyesi Tom Evans da bu duruma daha fazla dayanamadı, ''Pete'in olduğu yere gidiyorum'' diye kısa bir not bırakarak kendini astı.
Grubun adı, 1972'de yayınladıkları Baby Blue adlı şarkının Breaking Bad finalinde çalması üzerine yeniden duyuldu. Dizi finalinin yayınlanmasından sonra, şarkı iTunes'dan yalnızca bir gecede tam 5000 kere indirilerek bu alanda bir rekora imza attı.