GAZİANTEP (İHA) - Özel Tam-Med Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Servet Kaya, bel ağrısından yakınan hastalarda, boşanma, alkolizm, baş ağrısı ve ülser sorunlarına sıklıkla rastlandığını söyledi.
Kaya, Türkiye nüfusunun yüzde 80'lik bölümünün, hayatlarının bir döneminde bel ağrısı ile karşılaştıklarını belirtti. Bel ağrısından yakınan hastaların işlerinde mutsuz olduklarını kaydeden Kaya, "Bu hastalarda ayrıca, genel ortalamadan daha yüksek boşanma, alkolizm, baş ağrısı ve gastrointestinal ülser sıklığı görülmektedir. Bel ağrısı en fazla 34-35 yaşları arasındaki kişilerde görülmektedir. Her yaşta görülebilen bel fıtığı hastalığında, tütün kullanımı, pasif hayat tarzı ve taşıt kullanımı, risk faktörleri arasında yer almaktadır. Bel fıtığı olan hastaların yüzde 40'ında, ağrı bacağa doğru yayılır ve bu siyatik ağrısı olarak bilinir. Hastaların yaklaşık yüzde 50'si ilaç tedavisi, yatak istirahati, fizik tedavi gibi ameliyatsız yöntemlerle bir ayda iyileşirler. Yüzde 96'sı ise, 6 ay içinde normal işlevsel seviyelerine dönerler. Bel fıtığı olan hastalarda temel sorun bel ağrısıdır. Bunun yanı sıra, bacağa vuran ağrı ve uyuşma olabilir. Hastalarda öne eğilme zorlaşır, öksürme, hapşırma, uzun süreli oturmakla ağrı artar" şeklinde konuştu.
Bel fıtığında, tedavinin ana amacının, hastayı en kısa zamanda normal etkinlik düzeyine döndürmek olduğunu ifade eden Kaya, gereksiz cerrahiden kaçınılması gerektiğini söyledi. Kaya, "2 gün yatak istirahati sonrası, iyi bir fizik tedavi ile 2 ile 3 haftada semptomlarda ciddi düzelme beklenebilir. Tedaviye ayrıca ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler eklenebilir. Bel fıtığı olan hastaların yaklaşık yüzde 10'unda cerrahi müdahale gerekecektir. Ağrısı çok şiddetli olan, 1 aydan uzun süredir devam eden veya sinir arazı olan hastalarda (bacakta incelme, idrar tutamama) cerrahi yöntem önerilmelidir. Açık cerrahi tedavinin yanı sıra, kapalı enjeksiyon yöntemi ile fıtıklı bölgenin temizlenmesi günümüzde giderek artan bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır. Lazer ile disk çıkarılması üzerinde deneyimler çok kısıtlı olduğundan henüz deneysel olarak kabul edilmelidir" dedi.