8 Mayıs’ta Zonguldak’ın Kilimli ilçesinde sahil yolu mevkinde bulunan tren raylarında dengesini kaybedip düşen emekli Kilimli Halk Eğitim Merkezi Müdürü olan demans hastası Şükran Bayhan’a (89) kömür taşıyan yük treni çarptı. Makinist Oğuzhan M.’nin (26) ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede, trenin yaklaşık 10 metre sürüklediği 89 yaşındaki kadın Bayhan olay yerine hayatını kaybetti. Tren makinisti O.M., emniyetteki ifadesinin ardından serbest bırakılırken, hakkında ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçundan soruşturma başlatıldı.
Şükran Bayhan’a çarpan trenin, kaza görüntüleri tren kamerasına tüm gerçeğiyle yansıdı. Görüntülerde, Bayhan’ın dengesini kaybedip raylara düştüğü, trenin üzerinden geçtiği ve makinist ile tren şefinin çarpma öncesi ve sonrası panik yaşadığı görüldü.
Demans hastası olan annesinin saat 06.41’de evden çıktığını, durumu fark edip aramaya başladığını söyleyen Cankut Bayhan, “Anladığım kadarıyla kazada hayatını kaybedene kadar bu tren yolu üstünde 3 saat 25 dakikalık bir zaman geçirmiş. Saat 08.00-08.20 aralığında buradan geçen tek vagonluk bir kontrol bakım ünitesi var. Şahitlerden aldığımız duyumlara göre, buradan geçen makinistin annemi gördüğü, ‘Ben de onu oralarda oyalanırken gördüm. Benden de son anda sıyırdı’ şeklinde beyanları olduğunu öğrendik. Kazaya sebep olan makinistin ise başka bir beyanı var. ‘Benden önceki tren durabilmiş. Onun fren tertibatı benimki gibi değil. Ben aynı şekilde duramadım’ şeklinde kendi durumunu anlatırken daha önce annemi görüp yavaşlayabilen, annemin rayda ilerlerken kaçabilmesi için ona müsaade eden ama neticesinde onu gören ve haber vermeyen bir başka tren olduğunu da öğrenmiş bulunuyoruz” belirtti.
Demir yolu tünelinin çıkışında hafriyat olduğu, balast yüksekliği ve dikenlerden dolayı annesinin raylardan çıkamayarak, yürümek zorunda kaldığını düşündüğünü ifade eden demans hastası kadının oğlu Baykurt, “Hafriyata tırmanarak kurtulma şansı var ama 89 yaşında, yaşlı, sağlık sorunları olan bir kadının böyle bir beceriyi ortaya koymasını beklemek biraz imkansız. Bütün süreç bu rayların üzerinde geçti. Birden çok trenin, zaten iki tanesinin ifadesi mevcut. Ben daha fazlasının gördüğünü düşünüyorum. Kameraları inceleyip İnağzı durağında beklerken Zonguldak’tan 9.25’te hareket edip İnağzı durağına 9.35’te ulaşan yolcu treninin makinistine hattın devam edeceği istikametinde annemin bulunabileceği bilgisini ve eşkalini verdim. Kendisi bana ‘tamam görürsek haber veririz’ dediği için ben de tünele girip bu mıntıkaya bakmadım. Fiziki koşullar başka bir yerde bulunmasına imkan vermiyor. Keşke böyle olmasaydı” dedi.
İhbarda bulunduğu yolcu treninin annesine rastlamamasının imkansız olduğunu söyleyen Bayhan, “10.12’de hayatını kaybetmiş bir insanın 9.35’te bu hat üzerinde görülmemiş olması imkansız. Hattı terk edebilecek başka bir alan yok. ‘Haber veririz’ demesi ve annemin kaçınılmaz olarak burada bulunması düşünüldüğünde bir haber vermeme durumu maalesef aşikar olduğu ve görülmüş olmasının da kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. En azından gerçeğin ne olduğunun anlaşılması için ifadesinin alınması gerekir. Aynı zamanda da gerçeğin anlaşılması için trenin kamerası var. Annemin buradan farklı bir yerde olması fiziken imkansız. Bana göre 09.35’te tünelin arkasındaki duraktan ayrılan tren annemi burada kaçınılmaz olarak görmek zorunda” diye ifade etti.
Kazadan önce Şükran Bayhan’ı raylarda gören yolcu treninin makinisti D.K.’nin emniyetteki ifadesinde, 09.50’de kazanın olduğu yerden geçtiğini söyleyerek, “Oradan geçerken tahmini 200 metre uzakta bir şahsın demir yoluna yakın olduğunu fark ettim. Hemen frenleme yaparak ikaz sirenini çaldım. Şahıs demir yolu hattının dışına doğru çıktı. Biz de yolumuza devam ettik. Şahsın güzergah üzerinde bulunan bahçelerde çalıştığını düşündük” diye belirtti.
Yere düşen Şükran Bayhan’a çarparak ölümüne sebep olan tren makinisti O.M.’nin ise ifadesinde, “Tren ile 63 kilometre hızla tünelden geçiyorduk. Tren şefim ile birlikte tren yolunun kenarında bekleyen bir kadın olduğunu fark ettik. Frenleme yaparak ikaz sirenini durmaksızın çalmaya başladım. Aramızda 500, 600 metre mesafe vardı. Şahıs raylardan biraz uzaklaştı ve geri gelerek rayların ortasına uzanarak yattı. Ben de frenleme yapmaya ve ikaz sirenini çalmaya devam ettim. Tüm müdahalelerimize rağmen tren durmadı ve şahsa çarpmış bulunduk” dedi. (DHA)