Yardımcısı Bülent Arınç, dün akşam tahliye edilen Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a ’Geçmiş olsun’ dileklerinde bulundu. Arınç, Başbuğ’un tahliye edilme kararını olumlu bulduğunu belirtirken, Malatya Zirve Yayınevi Davası sanıklarının da tahliye edildiğine dikkat çekerek, mahkemelerin hızla karar vermesi gerektiğini vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eşi Münevver Arınç ile birlikte Ak Parti Meram İlçe Başkanlığı’nın Anemon Otel’de düzenlediği ’8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ programına katılmak için Ankara’dan Yüksek Hızlı Tren ile Konya’ya geldi. Arınç’ı, ilk olarak o sırada aynı trenden inen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart karşıladı. Arınç, Kart ile selamlaşıp sohbet etti. Arınç, kendisini karşılayan protokol üyeleri arasında bulunan AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı’yı, Meram Belediye Başkan adayı Fatma Toru ile karıştırıp, Samancı’ya ”Maşallah adayımız sizsiniz?” dedi.
Bülent Arınç, gazetecilerin sorularını yanıtlarken Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un tahliye edilmesi kararını olumlu bulduğunu ve uzun tutukluklara her zaman karşı olduğunu söyledi. Arınç, şöyle konuştu:
"Mahkemeler bu karar üzerine 2.5 yıla yaklaşan tutukluğu dikkate alarak tahliye kararı verdi. Esasen aynı günde özel yetkili mahkemeleri kaldıran kanun tasarımız, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi. Genelkurmay eski Başkanı’na ’Geçmiş olsun’ diliyorum. Biz esasen uzun tutukluluğa her zaman karşı çıktık. Özellikle siyasi suçlarda uzun tutukluğunu cezaya dönüşmemesi gerektiğini ifade ettik. Bu tahliye kararına olumlu bulduğumu ifade etmeliyim. Esasen sayın Başbakanımız, bütün siyasetçilerde sayın Başbuğ’u arayırak geçmiş olsun dileklerinde bulundular.”
Malatya Zirve Yayınevi davasında yargılanan sanıkların da tahliye edildiğini ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bildiği gibi özel yetkili mahkemelerde, tutukluluk süresini 5 yılla sınırlandıran bir madde kabul edildi. Daha önce bu konudaki görüşlerimi ifade ederken genel düzenleme yapılması halinde bu 5 yıl tutukluluk süresinin bütün suçlar için uygulanması gerektiğini söylemiştim. Bu bazen de tepkilere yol açabiliyor. Çünkü bildiğiniz gibi dün gece geç saatlerde de Malatya’daki Zirve Davası sanıkları tahliye edildi. Adli suçlar, cinayetle suçlanan kişilerde bu 5 yıllık sürece takıldıkları zaman onlarda tahliye edilecek. Bildiğiniz gibi 2012 yılı sonunda da tutukluluk süresini dolduran Hizbullah sanıkları da tahliye oldu diyerek tepki gösterilmişti.
Tabii Malatya’da yaşanan, acı, feci bir olaydır. Ama 5 yıldan bu yana maalesef dava sonuçlanmamış ve kanun da yürürlüğü girdiği için 5 tutuklu tahliye edilmiştir. Bu kanunların genel hükümler içermesi nedeniyle her tür suçluyu da içerisine alması tabii bir hukukun da gereğidir. Dolayısıyla burada yapılacak şey, bazılarına tepki gösterip, bazıları alkışlamak yerine adaletin hızlandırılmasıdır. Mahkemelerin süratli karar vermesidir. 5 yıl oluyor mahkeme hala karar vermiyorsa, tabii tutuklu bulunan kişilerin de tahliye edilmesi gerekecektir. Mahşeri vicdandaki tepkileri önlemenin en güzel yolu evrensel hukuk prensiplerine sahip çıkmaktır. O da adaletin hızlandırılması yargılamaların süratle sonuçlandırılmasıdır.”
TİB’in yürüttüğü soruşturma çerçevesinde son 2 yılda yaklaşık 500 bini aşkın kişinin dindiğinin tespit edildiği yönündeki soru üzerine Arınç, dinlemelerin çılgınca başını alıp, gittiğini belirtti. TİB’te yapılan incelemelerde binlerce insanın gereksiz yere dinlendiğini ve bunlara ait kayıtların muhafaza edildiğini belirten Arınç, şöyle konuştu:
"Artık binler, onbinler konuşulmaktadır. Bunlar; Türkiye için için yüz kızartıcı suçlardır. Ümit ediyorum, bu kanunsuz dinlemeleri yapan ve bunları belirli maksatlarla kullananların buna mutlaka karşılık bulmaları gerekir. Yapılan incelemeler sonuçlandığında şüphesiz adli yargıyı ilgilendirenlerde ortaya çıkacak. Bunların mesulleri de yargı önünde hesap verecektir."