CHP Genel Başkan Yardımcısı Çeviköz, Genel Merkez'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çeviköz, İran'da Devrim Muhafızlarına yönelik terör saldırısını kınadıkları söyledi. Türkiye'nin terörden en çok etkilenen ülkelerin başında geldiğini kaydeden Çeviköz, Tahran zirvesinde alınan kararlar ve Soçi mutabakatının, Suriye'de gelecek dönemin en önemli sınamalarından birini oluşturduğunu dile getirdi. İdlib sorunuyla ilgili endişeleri olduğunu belirten Çeviköz, şunları söyledi:
"İdlib'de Türkiye'nin ve Rusya'nın ortak sorumluluğunda oluşturulan çatışmasızlık bölgesi uygulamada sürdürülebilir bir çatışmasızlık ortamı sağlayamadı. Bu nedenle Türkiye ve Rusya Astana'da vardıkları anlaşmayı bir daha ancak bu kez daha ayrıntılı biçimde yeniden tanımlamak zorunda kaldılar. Soçi mutabakatı denilen gelişme bunu gösteriyor. Bu mutabakatta Türkiye'ye büyük bir sorumluluk düşüyor. Türkiye İdlib'deki ılımlı ve radikal grupları birbirlerinden ayırmak gibi neredeyse imkansız bir görevi yerine getirmeyi taahhüt etmiş bulunuyor. Bu çok kritik bir durumdur. Türkiye'nin bu sorumluluğunun gereği için gösterdiği çabalar sırasında Mehmetçiğin güvenliğinin her şeyden önemli olduğunun altını özellikle çizmek isterim."
'TÜRKİYE SIRTI SIVAZLANACAK ÜLKE DEĞİL'
Türkiye'nin Suriye politikasını eleştiren ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin değerlendirmede bulunan CHP'li Çeviköz, şöyle konuştu: "İdlib, Türkiye'nin dış politikada yaşadığı büyük sıkışıklığın son noktasıdır. Dış politikada sadece Suriye'de mi sıkışmış durumdayız? Türkiye'nin ABD ile ilişkilerine baktığımızda durumun hiç de iç açıcı olmadığı görülüyor. New York'ta Trump ile kapsamlı bir görüşme yapılamamış olmasını üzüntü ile karşılıyoruz. Türkiye kapı aralarında el sıkışılarak sırtı sıvazlanacak bir ülke değildir. Türkiye'nin BM Genel Kurulu'na gidildiğinde ciddiye alınan itibarlı ve hatrı sayılır bir ülke olarak ağırlandığı günlerin özlemini çekiyoruz. Uzun bir aradan sonra bugün Almanya'ya en üst düzeyde bir devlet ziyareti gerçekleştiriliyor. Türkiye ile Almanya arasında son yıllarda yaşanan kırgınlıkların aşılması için önemli bir fırsat olarak gördüğümüz bu ziyareti tüm ayrıntılarıyla yakından izliyoruz. Türkiye'nin Almanya'da yapılacak temaslarda bu alanlarda dile getirilecek görüşlerin dikkatle dinlenmesinde ve bu beklentileri karşılayacağına dair güçlü ve inandırıcı bir tutum takınmasında yarar görüyoruz. Bu yapılmadığı taktirde Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde ilerleme kaydedilmesi zor gözüküyor. Ekonominin düzelmesi için ülkemizin bağımsızlığını zedelemeyecek adımların atılması gerekiyor. Son günlerin en önemli gelişmesi Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu ekonomik sıkıntıların Rahip Brunson ile ilgili olmadığını itirafı olmuştur. Burası çok önemli, demek ki ekonomik sıkıntılarımız suni manipülasyonlardan kaynaklanmıyormuş. Tedavinin en önemli unsuru teşhistir. Bu yapılabildiğine göre artık tedavinin de gereken şekilde yapılmasını beklemek Türkiye'deki yurttaşlarımızın hakkıdır."