ABD Başkanı Donald Trump, dün Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, Paris İklim Anlaşması’ndan çekileceklerini açıkladı. Trump, seçim kampanyasında, 2015 yılında Obama başkanlığı döneminde imzalanan anlaşmadan ABD’nin imzasını geri çekmeyi vadetmişti. ABD Başkanı Trump, “Amerika’yı ve Amerikan vatandaşlarını korumak için, ABD Paris İklim Anlaşması’ndan çekileceğiz” dedi. Ülke içinden ve uluslararası toplumdan gelen ABD’nin anlaşma içinde kalması yönündeki çağrıların aksine Trump, “ABD’yi cezalandıran bir anlaşmayı kabul etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
ABD Başkanı Trump, sözlerine Manila’da ‘terör saldırısı’ olarak değerlendirilen gelişmeyi yakından takip ettiğini belirterek söze başladı. Paris İklim Anlaşması’nın, ABD’nin çıkarlarına zarar verdiğini söyleyen Trump, “Amerikalı şirketlere, çalışanlara ve vergi mükelleflerine daha adil şartlar sunan bir anlaşma için müzakerelere başlayacağız” dedi. Trump, “Paris Antlaşması, iklim değişikliği mücadeleyle değil, diğer ülkelerin ABD’ye karşı ekonomik avantaj kazanmasıyla ilgili bir anlaşma” şeklinde konuştu.
ÇİN: UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Avrupa Parlamentosu’nun eski Başkanı Martin Schulz, Trump’ın açıklamasıyla ilgili olarak, Twitter hesabından “İklim anlaşmasından çekildiğiniz gibi iklim değişikliğinden de çekilemezsiniz Sayın Trump. Gerçeklik sizin geçiştirdiğiniz başka bir siyasetçi değil” dedi.
Almanya’da temaslarda bulunan Çin Başbakanı Li Keqiang, karar açıklanmadan önce, iklim değişikliğiyle mücadelenin ‘küresel bir konsensus’ olduğunu söyledi. Li, “Çin, adım adım 2030 hedeflerine ulaşmak için Paris Anlaşması’nda verdiği taahhütleri yerine getirmeye devam edecek. Tabii bunu diğerleriyle işbirliği içinde yapmayı umuyoruz” dedi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying ise “Diğer ülkelerin pozisyonları değişse bile sürdürülebilir kalkınma modeli uygulamaya devam edeceğiz” diyerek, “ABD’nin kararı ne olursa olsun iklim değişikliğinde Avrupa Birliği ile birlikte çalışmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuşmuştu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözcüsü Dmitri Peskov da anlaşmanın uygulamasının kilit önemdeki imzacı devletler olmadan etkili olmayacağını kaydetmişti.
ABD, ANLAŞMADAN ÇEKİLEN 3. ÜLKE
Fransa'nın başkenti Paris'te 12 Aralık 2015'te yapılan 21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21), üzerinde anlaşma sağlanan metin konferansa katılan ülkelerin delegeleri tarafından onaylanmıştı. Anlaşma, 22 Nisan 2016'da BM Genel Merkezi'nde ABD, Çin ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 190'dan fazla ülke tarafından imzalanmıştı.
ABD, Nikaragua ve Suriye'den sonra anlaşmadan çekilen 3. ülke oldu.
BM SÖZCÜSÜ: HAYAL KIRIKLIĞI
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Paris İklim Anlaşması'ndan çekilme kararı üzerine gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'nin kararının, sera gazı emisyonunun azaltılması ve küresel güvenliğin artırılması amacıyla sergilenen çabalar için büyük bir hayal kırıklığı olduğunu belirtti.
DANIŞMANI GÖREVİNDEN AYRILDI
Trump'a danışmanlık yapan Elon Musk, Trump'ın iklim anlaşmasından çekileceğini açıklaması üzerine görevi bıraktığını açıkladı.
Tesla ile elektrikli otomobil üreten, SpaceX ile uzay seyahatlerin seyrini değiştirmeye çalışan ve Hyperloop ile toplu taşımada çığır açmayı planlayan Elon Musk, ABD Başkanı Trump'ın Paris İklim Değişikliği Anlaşması'ndan çekileceğini açıklaması üzerine sosyal medya hesabından görevi bıraktığını duıyurdu.
PARİS ANLAŞMASI
Aralık 2015'te Paris'te yapılan 21. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) onaylanan Paris Anlaşması, Nisan 2016'da 190'dan fazla ülke tarafından imzalanmıştı.
Trump'ın selefi Barack Obama'nın en büyük destekçisi olduğu ve müzakerelerine liderlik ettiği anlaşmanın ana hedefi, küresel ortalama sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar 1,5 ile 2 derece arasında sınırlandırılması olarak belirlenmişti.
Ülkelerin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı hazırlıklı olması, sera gazı emisyonunu azaltan çevreci ve sürdürülebilir girişimlerin desteklenmesi gibi maddelerin öne çıktığı anlaşma, gelişmekte olan ülkelerin temiz enerjiye geçiş süreçlerinde maddi olarak desteklenmelerini öngörüyor.