TSK'ya bir teğmenin daha intiharına yol açtığı iddiasıyla ikinci suçlama

Ergenekon ile ‘ilginç bir ilişkisi’ üzerinden kurulan aşırı baskı sonucu intihar ettiği öne sürülen Teğmen Mustafa Can’ın 4 komutanı hakkında dava açıldı.

Havacı Teğmen Nazlıgül Daştanoğlu’nun komutanlarının özel hayatına müdahalesi yüzünden intihar ettiği iddiasının ardından şimdi de Teğmen Mustafa Can’ın da aynı nedenle 9 Ekim 2010’da, nöbetteki arkadaşının tüfeğiyle birliğinde intihar etmesi gündeme geldi. Savcı, Can’ın komutanları J. Kurmay Albay Hüseyin K., Albay İsmail Ç., Binbaşı Mustafa Y., Yüzbaşı Aykut Ö., hakkında “Mevzuat hükümleriyle bağdaşmayacak şekilde görev ve yetkisi dışına çıkarak, yasal bir dayanağı olmaksızın ve keyfiyet içerecek şekilde davranarak, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kıldığı’, ‘memuriyet nüfusunu kötüye kullandığı’ suçlamasıyla 14 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Olay sonrası 4 komutandan biri emekli olurken, üçünün görev yeri değiştirildi.

NİŞAN İDDİASI YALAN

Teğmen Can’ın intiharı basına, “Ergenekon davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün kızı Fulya Ersöz’le yaşadığı aşk ilişkisi yüzünden soruşturma geçirdiği ve intihar ettiği” iddiasıyla yansıdı. İddialar arasında iki gencin nişanlı oldukları da yer aldı. Savcılığa başvuran Fulya Ersöz de “Can ile babasının hastanedeki görevi nedeniyle tanıştıklarını, 15 günlük arkadaşlıkları olduğunu, nişanlanmanın sözkonusu olmadığını, teğmene komutanların baskı yaptığı iddiası bulunduğunu” belirterek suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunu intihar soruşturmasıyla birleştirip tamamlayan askeri savcılık adı geçen komutanlar hakkında, K.K.K. Hasdal Askeri Mahkemesi’ne dava açtı. 14 Kasım’da kabul edilen iddianamede, teğmenin annesi Fatma Can ve babası Dilaver Can “mağdur” sıfatıyla, Fulya Ersöz de müşteki olarak yer aldı.

Can’ın görev yeri sürekli değişti

Teğmen Mustafa Can’ın intiharıyla ilgili hazırlanan iddianamede şunlar vurgulandı: “Mustafa Can ile Fulya Ersöz arasında arkadaşlık ilişkisi bulunduğunun anlaşılması üzerine görev yerinin değiştirilmiş olduğu, arkadaşlık sebebiyle maktüle herhangi bir disiplin cezası verilmediği, hakkında adli veya disiplin soruşturması başlatılmamış olduğu anlaşıldı. Maktül, 8 Ekim’de gittiği İl Jandarma Komutanlığı’nda şüpheliler ile bir araya geldi. Şüpheliler, Can’a izne çıkması için emir verip baskı yaptı. Daha sonra fikir değiştiren şüpheliler, maktülü Binbaşı Mustafa Y. nezaretine vererek önce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne oradan Silivri’de bulunan ikametgâhına götürdü. Şüpheli Alb. İsmail Ç.’nin arayıp emir vermesi üzerine aynı gün komutanlığa geri getirildi. Göreve 11 Ekim’de başlaması gerektiği halde, aynı gün saat 16.30’da Maslak İl Jandarma Alayı’ndan alınıp Maltepe Cezaevi Taburu’na götürüldü.”

TUTUKLU MUAMELESİ

“Şüpheli Binbaşı Mustafa Y., nezaretinde olan maktüle, ‘Silahını ver’ diyerek, hukuka aykırı bir şekilde el koydu. Taburda kalması, dışarıya çıkmaması, görev yerinin değiştirilmesi konusunda konuşmaması, dışarıya araç çıkarsa maktüle bir cep telefonu alınması yönünde emir verdi. Ayrıca gece geç saatlerde askeri hattan arayarak maktüle baskılarını sürdürdü. Maktülün arkadaşlarını arayıp dertleşmesi engellendiği gibi hem kendi evinde, hem orduevlerinde veya devre arkadaşlarının evinde kalma imkanı varken, adeta izole edilerek görevledirildiği taburda kalması ve dışarıya çıkmaması sağlandı. Maktül, tüm bunlar yaşanırken, özel yaşamına ilişkin tüm işlemleri sessizlik içinde izledi.”