Raporda değiştirildiği belirtilen belgelerin OdaTV’ye gönderdiği haberler olduğunu ve iddianamede dahi yer almadığını vurgulayan Yalçın, “TÜBİTAK bilinçli olarak kafa karıştırıyor” dedi.
Soner Yalçın avukatı aracılığıyla gönderdiği 3 sayfalık mektubunda şunları söyledi:
“TÜBİTAK, elmayla-armutuları bilinçli olarak karıştırıyor. Aslında tüm kafa karıştıran teknik çalışmasında bir önemli olguyu atlıyor. Davaya konu olan dokümanları Soner Yalçın yazıp bilgisayara vermiş olabilir derken, o dokümanlarda ne yazdığını atlıyor. Bakın Soner Yalçın’ın yazmış olduğu iddia edilen “sy.doc”da ne yazıyor; “Soner Bey’den gelen Silivri’yi ne ölçüde takip ediyoruz isteklerine cevap verebiliyor muyuz?...” Ne yazık ki “Soner” adlı kullanıcı ismi herhangi bir bilgisayarda, bilgisayarı başlangıç seviyesinde bilen biri tarafından kolaylıkla yaratılabilir.
Ön yargı TÜBİTAK’ta da göze çarpıyor
Nedense ODATV davasında poliste ve savcıda olan önyargı ve suçlu kabul etme isteği, TÜBİTAK’ta da göze çarpıyor. Örneğin zararlı yazılımların gönderilme zamanıyla ilgili iki farklı değerlendirme bulunuyor. TÜBİTAK zorluyor ama tüm bunlara rağmen iddianameye konu olan dokümanların her 3 bilgisayarda da oluşturulmadığını söylüyor. Hatta işletim sistemi izleri ve dosya sistemi üst verilerinin bu kanaati daha da kuvvetlendirdiğini açıkça ifade ediyor. ODTÜ, Boğaziçi, YTÜ’den ve ABD’den alınan bilirkişi raporları ayrıca TÜBİTAK’ın hazırlamış olduğu her iki raporda dokümanların ODATV çalışanları tarafından oluşturulmadığını ve sosyal mühendislik saldırısı yoluyla hedefle odaklı olarak gönderildiği teyid edilmektedir. Bilirkişiler bu konuda hem fikirdir. Peki gerçek bu derece açık iken ben niye Silivri Cezaevi’nde 2 yıldır hapis yatmaktayım?”