Medyumların yanı sıra bilim dünyası da insanlık tarihinin en merak edilen sorusunu kanıtlamak için harekete geçti. Ölümden sonra hayat var mı? İşte araştırmacıların bu sorunun cevabına ulaşabilmek için bugüne kadar giriştiği garip deneyler...
10. EVP deneyleri- EVP, ingilizce'de 'electronic voice phenomena' (Elektronik ses fenomeni) kelimesinden türetilmiş bir kelimedir. Ses kayıt cihazından gelen garip sesler, radyo istasyonundan gelen sesler ve diğer elektronik cihazlardan gelen sesler EVP sistemiyle kaydedilmektedir. Bu garip sesler kayıt sırasında duyulmasa da, kayıt cihazı geriye sarılıp tekrar dinlendiğinde duyulabilmektedir. Sistemin ölümden sonraki hayatla bağlantısı şu şekilde: 2005 yılında yapılan 'Hayalet Sesler' filminde Michael Keaton, EVP sinyalleri aracılığıyla ölmüş olan karısıyla iletişim kurma teşebbüsünde bulundu.
9. Ölü ağırlık deneyi- Bu isim aslında bu deneyin resmi adı değil ama deneyin içeriğine çok uygun olduğu için bu isim tercih edilmiş. 1907 yılında Dr. Duncan MacDougall ölüm döşeğindeki altı hastayı terazi üzerinde özel olarak hazırlanmış yatakların üzerine yatırdı. Hastaların son nefesini verdikleri anda ortalama 21 gram kaybettiklerini ortaya koydu. McDougall ayrıca aynı deneyi 15 köpekle de gerçekleştirdi fakat bu sefer aynı sonuç gözlenmedi. Bunun üzerine insan ruhunun ağırlığı olduğunu iddia eden McDougall, köpeklerin de ruhu olmadığını iddia etti. MCDougall'ın deneyi kamuoyunda bir şüphe yarattı. Doktorun köpekleri zehirlediği şüphesi ortaya atıldı. Konu daha sonra Sean Penn'in başrolünü oynadığı '21 Gram' filminde de işlendi.
8. Tanrı miğferi deneyi- 'Tanrı' ve 'beyin' olguları üzerinde çok kafa yoran Michael Persinger 'Tanrı miğferi adında bir başlık icat etti. Basit bir motorcu kaskının modifiye edilmiş şekline benzeyen bu miğfer, kafaya yerleştirildiği anda beyne uyarılar gönderiyor. Persinger'in iddiasına göre kişi ölüme en yakın olduğu sırada garip ışıklar ve geçmişte ölen akrabalarıyla yüz yüze geliyor. Ateistliğiyle bilinen Richard Dawkins, Persinger'in Tanrı miğferini test etmek için gönüllü oldu fakat sonuç hayal kırıklığı olarak gerçekleşti. Alet ayrıca ölümle burun buruna gelen bir kişi tarafından da denendi fakat yine başarılı bir sonuç alınamadı.
7. Philip deneyi- Toronto Fiziksel Araştırma Merkezi tarafından 1970'de gerçekleştirilen deney aslında bildiğimiz 'ruh çağırma' yönteminin ta kendisi. Geçmişte yaşamış ölü birinin ruhunun belli bir grubun konsantrasyonu sonucunda gelip gelmeyeceğini test eden bu deney adını 'Philip' isimlibirinin ruhu çağrıldığından dolayı aldı. Sekiz kişinin transa geçerek çağırdığı ruhun hayattayken ne yaptığı ve nasıl bir kişi olduğu sekiz kişi tarafından öğrenildi. 1973'teki bir seansta Philip'in ruhunun geldiğini iddia eden grup, ruhlarla ilginç bir iletişime geçti.
6. Hayalet avcıları- 'Hayalet Avcıları' 2004 yılında televizyon dizisi olarak yayınlanmaya başladı. Bir araştırma grubu hayalet olduğu iddia edilen yerleri tek tek gezdi. Dijital kameralar, bilgisayarlar ve infrared teknolojileriyle çeşitli bulgular yakalamaya çalışan araştırma ekibi, birçok ilginç ve garip ses kaydettiklerini iddia ettiler. Ayrıca garip ışıklar ve gölge adamlar gördüklerini de söyleyen araştırmacılar yeni bir 'hayalet' tartışması yarattılar.
5. Harry Houdini'nin gizli şifre deneyi- Houdini'nin gerçek üstü çalışmaları birçok medyumun sahtekarlığını ortaya çıkardı. Houdini, düşünce okuyanlar, medyumlar gibi doğaüstü güçleri olduğunu öne sürenlerle mücadele ederek bunların şarlatan olduğunu, çeşitli hileler kullandıklarını öne sürüyordu. Bu konuda 'Miracle Mongers and Their Methods' ( Mucize Tüccarları ve Yöntemleri) ve 'A Magician Among the Spirits' (Ruhlar Arasında Bir Büyücü) adlı kitapları yazdı. Bütün bunlara karşın Houdini ve karısı ilk ölenle sağ kalanın iletişim kurmaya çalışacağı bir ruh çağırma deneyi yapmaya karar verdiler. Houdini ölmeden önce karısına özel bir şifreli kod bıraktı. Houdini Öldükten sonra bu şifrelerle iletişime geçeceğini düşündüğü eşinden önce öldü. Houdini'nin eşi de kendi ölümünden bir süre önce deneyin başarısız olduğunu açıkladı.
4. Ötealem deneyleri- Harvard ve Yale gibi dünyanın ünlü üniversitelerinin klinik psikoloji bölümünde profesörlük yapan Dr. Gary E. Schwartz, insanların ölen yakınlarıyla bağlantı kurulabileceğini deneylerle ispat ettiğini iddia ediyor. Profesör Schwartz, insanların ölen sevdikleriyle iletişim kurabileceğini ileri sürüyor. Schwartz, 'Ölen yakınlarınız sadece sizi ne kadar sevdiklerini ve özlediklerini söylemez. Sizi yaklaşan tehlikelere karşı da koruyabilir' diyor.
Sir William Crookes deneyleri- Sayısız buluşun sahibi olan Crookes, talyum elementini ve radyant maddeyi keşfetmiş, 'crookes tüpü'nü ve 'Crookes radyometresi'ni icat etmiş, ayrıca atom fiziğinin gelişmesine temel olan katot ışınlarıyla ilgili çalışmaların öncülüğünü yapmıştır. 19'uncu yüzyılın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir. Crookes bilimsel incelemelerini metapsişik alanda da sürdürmüş, medyumlar üzerinde uzun yıllar deneyler yapmış ve spiritüalist görüşlerini 1874’de yayımlanan 'Spiritüalizm Olayları Üzerine Araştırmalar' adlı kitabında ortaya koymuştur.
Reenkarnasyon deneyleri- Avustralyalı psikolog Peter Ramster, 1983 yılında bir belgesel çekti. 'Reenkarnasyon Deneyleri' adını verdiği bu belgeselde geçmiş hayatların varlığını kanıtladı. Deneklerden biri Fransız Devrimi döneminde geçen bir yaşamı anımsadı. Kadın transa geçtikten sonra Fransızca olarak bütün sorulara cevap verdi. Sokak isimlerine kadar herşeyi bilen kadın 'geçmiş hayat' fikrinin var olabileceğini akıllara getirdi.
'Scole' deneyi 1993 yılında dört araştırmacı beş yılda 500'ün üstünde deney gerçekleştirdi. Bu deneylerin bir kısmında görünmeyen maddeler materyalleşerek görünür hale geldi. Bir kısmında da ışıklar belirdi. Garip şekilli daireler odanın her bir yerinde uçuşurken fotoğraftaki görüntüyü yakaladılar. Hem de hiç kamera kullanmadan. Bu ilginç deney daha sonra ABD, İrlanda ve ispanya'da tekrar edildi.